Ana SayfaRÖPORTAJYOLDAKİ İŞARETLER | Altan Tan: “İslamcılar etnik meselelerde bir proje...

YOLDAKİ İŞARETLER | Altan Tan: “İslamcılar etnik meselelerde bir proje ortaya koyamadılar”

Altan Tan, Serbestiyet kanalında “Yoldaki İşaretler” programında “Allah Adına Yönetmek” kitabını anlattı: “Etnik meselelerde de maalesef siyasal İslamcılar bir proje ortaya koyamadılar. Türkiye'de de koyamadılar. Yani şu an Milli Güvenlik Kurulu ne kadar bu işlerde açısını genişlettiyse onlar da o kadar genişlettiler. Hiçbir zaman Milli Güvenlik Kurulu'nun önüne geçmediler. Geçemediler… İslamcılar hem Türkiye'de hem Mısır hem Irak hem Suriye ihvanında bu işe sahip çıksaydılar ne Türkiye'de bu sol, Marksist, seküler Kürt örgütler olurdu ne de Arap dünyasında sosyalizm bu kadar ilerilerdi.”

İZLEMEK İÇİN

Röportajdan notlar…

“Benim bu kitabı yazmamdaki ana gayem veya şu anki bu fikirlerimin ana fikri şudur: İslam tarihi boyunca Peygamber efendimizin vefatından sonra veya dört halifeden sonra -ki bunu herkes kabul ediyor- ciddi bir siyaset ve yönetim sorunu var İslam dünyasında. Yani bugünkü sorunların temeli de bunlardır. Kurumsallaşmamış, yerine oturmamış. Bağımsız yargı, yine siyasi iktidarlardan ayrı bir yasama, kanun koyucu fikir, içtihat, görüş beyan etmek ve yürütmede yani idarede şeffaflık işte seçim, denetim, meclis, şura, yetkiler, sorgulama bunlar kurumsallaşmamış.

“Peki ne belirlemiş bunu? Hazreti Ali döneminden itibaren yani onun şehadetinden, vefatındanhemen sonra Muaviye ve çevresi işte Emeviler yönetime el koymuş. Dini kendi bildikleri şekilde siyasi amaçlarına bir argüman, bir araç haline getirmişler. Yani araçsallaştırmışlar ve o şekilde bir devletin dini olmuş. Yani devletle din arasında doğru bir ilişki kurulamamış. Buna itirazlar olmuş. İşte biraz evvel bahsettiğim Ehli Sünnet alimlerinde, Şia alimleri de yani İmam Zeyd de, İmam Caferi Sadık da çok değerli büyük hukukçular, alimler var Şia’dan da çıkmıştır…

Etnik meseleler ve İslamcılık

“Etnik meselelerde de maalesef siyasal İslamcılar bir proje ortaya koyamadılar. Türkiye’de de koyamadılar. Yani şu an Milli Güvenlik Kurulu ne kadar bu işlerde açısını genişlettiyse onlar da o kadar genişlettiler. Hiçbir zaman Milli Güvenlik Kurulu’nun önüne geçmediler. Geçemediler…

Ulus devletler çağında İslam

“Şimdi ulus devletler zaten arızi dedik mi? Şimdi arızi ne demek? Yani bir dönem için ortaya çıkan ve sonra giden. Ulus devletler Ortadoğu’da hiçbir zaman tutmadı. 22 tane Arap devleti var. Cemal Abdülnasır’la Suriye’dekiler istediler ki tek bir Arap devleti olsun dediler ve iki ülkeyi birleştirdiler. Mısır’la Suriye’yi. Cemal Abdülnasır döneminde 3 sene sonra dağıldı birlik. Tekrar 22 Arap devletinden anlaşıp da bir birlik oluşturabilen yok. Yani ulus kavramı İslam dünyasında oturmuş bir kavram değil. Model değil. Doğru bir model de değil. Yani Balkanlarda da tutmadı bu işte. Paramparça oldu Balkanlar. Halen de parçalanıyor.

  • “(‘Yerine ikame edilebilecek modellerin pratik bir şeyi var mı?’ sorusuna cevap olarak) Bir kullanım bir işlev var tabii. Mesela şimdi bütün bir ortadoğu Roma döneminde yani çok daha geriye bilmem neye kadar gitmiyorum. Ortadoğu; Romalılar döneminde de, Bizanslılar döneminde de sonrasında Emeviler döneminde, Abbasiler döneminde, Selçuklular, Osmanlılar, Eyyubiler dönemlerinde bir bütün olarak yönetildi. Ha modern dönemlerde farklı dinler, modern dönem dediğiniz zaten 100 yıl bizde. 100 yıl olmadı. İşte o da olmadı. Olabilirdi ama olmadı. Yani şimdi siz Türkiye’yi işte Kemalistlerin yaptığı gibi herkes Türk. O Türklüğü de kendinize göre Hanefi kökenli olacak ama Hanefi fıkhına bağlı olmayacak. Müslüman olacak ama dindar olmayacak. Bir yeni modern Türklük inşa ederek bir Türk ulusu inşa etme projesi çöktü.

İslam ve demokrasi

“Orada tamam işte efendim şura meclis olsun, halk oy versin. İşte o meclisin kararları kanunlaşsın, yasa yapsın. E bu aynen Batı demokrasisi. Ne farkı var? Tamam bir farkı yoksa da o zaman sen farkını koy ortaya. Nasıl olacak? Üret bakalım nasıl üreteceksin. Benzer yanları olacak tabii ki. Orada da işte yani benden evvel bunu söyleyenler var. Hani ben kalabalık yapmayayım. Mesela Raşid Gannuşi. Evet. Fas’da Cabiri işte Allah rahmet etsin. O vefat etti. Buradan da Reşat Raşid Gannuşi’ye de hem selamlarımızı hürmetlerimizi iletelim. Biliyorsunuz 14-15 sene yeni bir ceza verildi. 85 yaşında ve kimseden de bir ses çıkmadı. Türkiye’de de onların güzel bir tespiti var. Diyorlar ki, “Batı demokrasiye, yani batıda da bu demokrasi bir günde olmadı. İşte Yunan’dan, Roma’dan ve Batı kültüründen, geçmişinden geçerek girdi. Biz aynı kapıdan girmek zorunda değiliz. Yani onların o tarihi ve kültürel tecrübelerini aynen uygulamak zorunda değiliz. Burada tekrar söylüyorum yani demokrasiyi işte İslamileştirelim. Hayır, İslami yönden adına başka bir şey söyle. Demokrasi deme dekokrasi de. Dekokrasi tabii Arapça bilenler için biraz da bir ironidir. Dekok tokmaktır. Yani dekokrasi kafaya vurulan tokmak demektir. İstersen dekokraside ama bir model üret işte. Evet. Nasıl yöneteceksin toplumunu yani?”

- Advertisment -