Ana SayfaHaberlerİBB tutuklusu Fatih Keleş: ‘Etkin pişmanlık teklifini reddettim; Aziz İhsan Aktaş’a suikast...

İBB tutuklusu Fatih Keleş: ‘Etkin pişmanlık teklifini reddettim; Aziz İhsan Aktaş’a suikast planı kurduğum iddiası manşetlere çıktı’

İmamoğlu’na yakınlığıyla bilinen İBB dosyası tutuklusu Fatih Keleş’in, Aziz İhsan Aktaş için suikast talimatı verdiği iddia edildi. Keleş: “Adem Soytekin’in ‘etkin pişmanlık’ sürecini yürüten avukatı, etkin pişmanlık beyanında bulunursam kurtulabileceğimi söyledi. Reddettim. 5 Ağustos’ta aynı avukat ve Soytekin’in diğer avukatı yeniden gelip, haberdeki ‘istihbarat tarafından gizli yürütüldüğü’ iddia edilen bu hayali senaryolardan bahsetmiştir. Görüşmeyi sonlandırdım. İlginç olan bu hayali iddiaların, kısa süre sonra gazete manşetlerinde yer bulması.”

İBB soruşturmasında 19 Mart’ta yapılan ilk operasyon dalgasında tutuklanan, tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yakınlığıyla bilinen İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş’in, verdiği etkin pişmanlık ifadeleriyle İBB ve başka CHP’li belediyelere yeni operasyonlara yol açan, “suç örgütü liderliği”yle suçlanan Aziz İhsan Aktaş’a suikast planı yaptığı iddia edildi.

Sabah gazetesi, 17 Ağustos Pazar günkü manşetinden “İtirafçı Aktaş’ı öldürün emri” başlığıyla duyurduğu haberinde; Keleş’in 15 Ağustos Cuma günü organize “suç örgütü liderliği” suçlamasıyla gözaltına alınan Selahattin Yılmaz’a avukatlar kanalıyla Aktaş’ın öldürülmesi talimatı verdiğini öne sürdü.

Sabah’ın 17 Ağustos Pazar günkü manşeti.

“Etkin pişmanlık teklifini reddedince gelip bu hayali senaryodan bahsettiler”

Keleş, X hesabından iddiaları yalanlayan açıklama paylaştı. Aynı açıklamada CHP lideri Özgür Özel’in “İBB soruşturması borsası” diyerek dillendirdiği iddialardan bir benzerinin kendisine de teklif edildiğini ileri süren Keleş, şunları yazdı:

“Kamuoyunun bildiği üzere uzun süredir İBB dosyası kapsamında tutuklu bulunmaktayım. Bu süreçte şahsıma yönelik hiçbir gerçekle ilgisi olmayan etkin pişmanlık adı altında iftiralar üretilmiş, kamuoyu asılsız iddialarla yönlendirilmeye çalışılmıştır. Son olarak 17 Ağustos 2025 tarihinde Sabah Gazetesi’nde çıkan ‘İBB çetesinin kiralık katil planı’ başlıklı fantastik iddialarla dolu haber, bu sistematik karalama ve kumpas sürecinin son halkasıdır.

Haberde adı geçen Selahattin Yılmaz ve Aziz İhsan Aktaş isimlerini basından öğrenmiş bulunmaktayım. Ne ben ne de avukatlarım bu haberlerde ismi geçen şahısları tanırız, ne de aramızda herhangi bir husumet söz konusudur. Nitekim etkin pişmanlık beyanı veren hiç tanışmadığım Aziz İhsan Aktaş’ın, hakkımda lehte ya da aleyhte hiçbir ifadesi bulunmamaktadır. Aramızda bir husumet de bulunmamaktadır. Dolayısıyla söz konusu iddialar tamamen hayal ürünü ve temelsiz olduğu açıktır.

Oysa bu senaryonun bana dayatılma girişimi, söz konusu haberden yaklaşık 1 ay öncesine dayanmaktadır. Genel Başkanımızın gündeme getirdiği para ve istenilen ifadeyi ver ve kurtul zincirinin kurbanı oldum. Bu hayal ürünü iddialar da bu kumpasın parçasıdır.

İlk olarak 23 Temmuz’da ‘etkin pişmanlıktan’ faydalanıp tahliye olan Adem Soytekin’in ‘etkin pişmanlık’ sürecini yürüten avukatı cezaevinde görüşüme gelmiş bana etkin pişmanlık beyanında bulunmam, Adem Soytekin’in ifadelerini doğrulamam, savcılığın istediği bazı hususlarda beyanda bulunmam gerektiği söylenmiştir. Bu yönde işbirliği yapmam halinde kurtulabileceğim, ailemin tahliye olabileceği; aksi halde suçlamaların daha da ağırlaştırılacağı açıkça ifade edilmiştir.

Ben bu teklifleri kesin bir dille reddettim. Çünkü hayatım boyunca işlemediğim bir suçu kabul etmedim, etmeyeceğim. Kimseye iftira atmadım atmayacağım.

Daha sonra 5 Ağustos tarihinde aynı avukat ve Adem Soytekin’in diğer avukatı gece vakti yeniden görüşmeye gelmiş görüşmede haberde yer alan ‘istihbarat tarafından gizli yürütüldüğü’ iddia edilen bu hayali senaryolardan bahsetmiştir. Ben de saçma sapan iddiaları dinleyemeyeceğimi söyleyerek görüşmeyi sonlandırdım ve bir sonraki gün bu durumu avukatıma mektupla bildirdim. Yani yaşadıklarım delillerle sabittir. İlginç olan ise bu hayali iddiaların, kısa bir süre sonra gazete manşetlerinde yer bulmuş olmasıdır. Bu durum, şahsıma yönelik bir kumpasının varlığını açıkça ortaya koymaktadır.

Tutukluluğumun başından itibaren üzerimde yoğun bir baskı kurulmuştur. Önce malvarlığıma ve kırk yıllık şirketime el konulmuş, asılsız iddialarla ağabeyim tutuklanmış, medyada defalarca ‘itirafçı oldu’ şeklinde gerçeğe aykırı haberler yayımlanmış, ardından masum oğlum ve masum yeğenim tutuklanmıştır. Şimdi ise hayali senaryolarla yapılan baskılar basın üzerinden servis edilmektedir. Bugün avukatım tüm olanlarla ilgili hem bu yalan haberi yapanlar hem de bu kumpası kuranlar hakkında suç duyurusunda bulunmuştur.

Benim tek isteğim, masum oğlumun, yeğenimin ve ağabeyimin serbest bırakılması, bağımsız ve tarafsız bir yargılamanın gerçekleşmesi ve adaletin tecelli etmesidir. Kamuoyunun da bu kumpaslara ve sistematik itibarsızlaştırma çabalarına karşı duyarlı olmasını önemle rica ediyorum.”

Kendi avukatına not göndermiş

HalkTV’nin haberine göre; Keleş, iki avukatın teklifini reddettikten sonra olanları kendi avukatına yazdığı notta şu ifadelerle anlattı:

“Dün akşam 23:00’te avukat var dediler çıktım. Baktım Av. Recep Seyhan gelmiş yanında bir avukat daha o girmedi içeri ama tedirgindi.

‘Ben davet etmedim’ dedim, ‘Niye geldiniz?’.

‘Garip gelişmeler var’ dedi. ‘Siz Selahattin Yılmaz diye birini azmettirmişsiniz, Aziz İhsan Aktaş’ı vurdurmak için. Diğer sizin bulamadığınız itirafları getirdim’ dedi.

Ben de ‘Ben ne Selahattin diye birini tanıyorum ne Aziz İhsan Aktaş’ı tanıyorum saçmalıyorlar artık. Ben görüşmek istemiyorum’ deyip dışarı gönderdim.

Gittiler (bozuldular tabi). Bu arada içeri girmeyen de Av. Hamza Uçan. Sen bil bunları sadece diye bilgi vermek istedim. Bir araştırırsın iddiaları var mı diye.”

Suç duyurusunda bulundu

Keleş, avukatları aracılığıyla kendisine etkin pişmanlık ifadesini vermesini teklif ettiğini iddia ettiği iki avukat ve Sabah’ın haberiyle ilgili suç duyurusunda bulundu.

- Advertisment -