Erdoğan, “Stockholm sendromu” tartışmasına girdi: “Tunceli’den Kürt kardeşlerimizin kanını kimin döktüğünü milletim çok iyi bilir”

Erdoğan da CHP ile DEM Parti arasındaki “Stockholm sendromu” tartışmasına girdi: "Terörle mücadele adı altında Tunceli’den başlayarak bizim dönemimize kadar Kürt kardeşlerimizin kanını kimin döktüğünü benim milletim çok iyi bilir. Sayın Özel hedef saptırmasın. Bir cellat görmek istiyorsa aynaya, kendi tarihine, CHP’nin geçmişine baksın.”

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'na katılarak konuşma yaptı. ( Dilara İrem Sancar - Anadolu Ajansı )

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM’de düzenlediği grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

Özel’e “Stockholm sendromu” yanıtı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Stockholm Sendromu” sözlerine yanıt veren Erdoğan, “Neymiş DEM Parti’nin sürece katkı vermesi Stockholm sendromuymuş. Sayın Özel cesaretin varsa ve cellat görmek istiyorsa aynaya baksın, kendi tarihine bak, CHP’nin geçmişine bak. Celladı orada göreceksin. Dış politikadan haberin yok, insan bari kendi geçmişini bilir. Sen kimin cellat kimin mağdur olduğunu bilmiyor olabilirsin ama benim Kürt kardeşim kimin cellat kimin mağdur olduğunu çok iyi bilir. İstiklal mahkemelerinde alelacele kararlarla darağaçlarında iskemleyi kimin devirdiğini milletim çok iyi bilir” dedi.

Eski IKBY Başkanı Mesud Barzani’nin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hakkındaki sözlerine tepki gösteren Erdoğan, şunları söyledi:

“İttifak ortağımız Sayın Devlet Bahçeli’yi hedef alan dünkü saygısız ve hadsiz açıklamaları asla tasvip etmediğimizi, kabul edilemez bulduğumuzu burada ifade etmek istiyorum. Gerek parti sözcümüz, gerekse Dışişleri Bakanlığı’mız konuya dair rahatsızlığımızı açıkça dile getirmiş gerekli diplomatik adımlar atılmış. İzahat yapılması istenmiştir. Bu vahim hatadan bir an önce dönülmeli ve düzeltilmeli.”

Süreç ve komisyon

Erdoğan, süreç ve komisyon hakkında şu ifadeleri kullandı:

“Bundan sonra sürecin biraz daha ivme kazanmasını ümit ediyorum. İyimser konuşurken 23 yıllık tecrübelerimizin ışığında elbette şu riskleri de göz ardı etmiyoruz. Hedefe yaklaştıkça istismar mekaniği daha fazla devreye girecek. Terör bitince işsiz kalanlar bu engellemek için daha fazla mesai yapacak. Türkiye’nin bu paslı prangadan kurtulmasını istemeyenler son ana kadar vazgeçmeyecek. Hepsine de hazırlıklıyız. İnancım ve samimi duam o’dur ki sorunları çözmek amacıyla milletimizin ve gazi Meclisi’mize gönderdiği bütün milletvekillerimiz hayati önemi haiz bu konuda bizimle aynı hissiyatı paylaşır, bizimle aynı hedefe yürür. Özellikle tarihi bir sorumluluk üstlenen komisyonumuzun şimdiye kadar başarıyla yürüttüğü çalışmalarını bundan sonra da milletin ve memleketin menfaatlerini önceleyen bir anlayışla tekemmül edeceğine inanıyorum. AK Parti olarak sorumluluk almaya, yapıcı ve ön açıcı olmaya devam edeceğiz.”

Erdoğan şöyle devam etti:

Cumhur İttifakı hedef, anlayış ve fikir birliği içindedir”

Partimizin, ittifakımızın ve devletimizin önce “Terörsüz Türkiye’yi”, ardından ülkemize yönelik terör tehdidinin bertaraf edildiği “Terörsüz Bölgeyi” inşa etme azmi tamdır. Cumhur İttifakı hedef, anlayış ve fikir birliği içindedir. Her fırsatta söylüyorum, bugün tekrar altını çizerek ifade ediyorum: Allah’ın izniyle, aziz milletimizin de hayır duasıyla bu sefer başaracağız. Evlatlarımıza terörün karanlık gölgesinin düşmediği bir Türkiye’yi inşallah teslim edeceğiz. Cumhur İttifakı olarak bir siyasi risk alıyorsak, sadece elimizi değil gövdemizi de taşın altına koyuyorsak işte bunun için alıyoruz. Türkiye yarım asırlık bir beladan, yarım asırlık bir sorundan, yarım asırlık bir musibetten tamamen kurtulsun diye bunları yapıyoruz. Cumhur İttifakı’nın bütün mücadelesi bunun içindir, bu hedefe suhuletle varmak içindir.

Zihinlerdeki prangaları kırıp atacağız”

Peki ne oldu? 23 yılda Türkiye bölündü mü, parçalandı mı, geriye gitti mi? Elbette hayır. Tam tersine Türkiye büyüdü, güçlendi, bir ve beraber oldu; her alanda daha da ileriye gitti. Unutmayın; önce zihinlerdeki prangaları kırıp atacağız. Önce elimizi kolumuzu bağlayan, ufkumuzu karartan, vizyonumuzu daraltan zincirlerden kurtulacağız. Önce biz kendimize inanacak, kendimize güvenecek emin adımlarla geleceğe yürüyeceğiz. Milletimden; medyada, sosyal medyada, siyasette her fırsatta umutsuzluk, karamsarlık yayanlara, bütün bunlara karşı uyanık olmalarını istirham ediyorum.

Sevgili gençler, bakın özellikle sizlere sesleniyorum. Ekranları başında bizi takip eden gençler; sanal alemde sizi kutuplaştıran, sizi kamplaştıran, sizi umutsuzluğa sevk eden o yayınların nereden, kimler tarafından yapıldığı işte tek tek ortaya çıkıyor. Biri Arap ülkesine yerleşmiş oradan gençler arasında Arap düşmanlığını yaymaya çalışıyor. Biri Amerika’ya yerleşmiş oradan İstanbul’un gençlerini sokağa dökmeye çalışıyor. Biri İsrail’den yayın yapıyor, burada kışkırtma yapıyor. Farklı maskeler altında hepsi aynı odağa hizmet ediyor. Bunlara aldanmayın. Bunlara lütfen prim vermeyin.

Önceki İçerikÖcalan: “Türkiye’nin ilk yüzyılına damga vuran gizli-açık bir örgütlenme biçimi olan darbe geleneğini aşmaya dönük bir irade güçleniyor”