Yer: Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Makamı.
Dışişleri Bakanı Melih Esenbel ve müsteşarı Şükrü Elekdağ, ABD Dışişleri Bakanı Henry A. Kissinger'ı ağırlıyor.
Mesele Kıbrıs müdahalesinden sonra Türkiye'ye uygulanan ambargo.
Türk dışişleri heyeti, ABD'li misafirlerine bu konuda Türkiye'nin yaşadığı sorunları anlatmaya çalışıyor.
Kongre Türkiye'ye silah ambargosu kararı vermiş. Ankara'da misafir olan Kissinger bu kararın akabinde "bedelini yıllarca ödeyeceğiz" tepkisi vermiş, lakin karar alınmış.
Kissinger yine de 'Soğuk Savaş'ın buz kesen günlerinde, müttefikini Sovyetlerin etki alanına bırakmamaya kararlı. Ankara'da silah ambargosunun etrafından dolaşacak bir formül aranıyor.
Ve Kissinger bu toplantıda dışişleri kariyerini simgeleyen o sözlerden birini söylüyor:
“Yasa dışı olanı hemen yapabiliriz, ancak anayasaya aykırı olanlar biraz vakit alır.”
Tam da ABD dış politikasını özetleyen bir hikâye aslında.
Bir yandan kanun ve kuralları bahane oluşturmak ve zaman kazanmak için kullanmak konusunda mahir bir diplomasi geleneği. Teamülleri aykırı hamleleri, mevzubahis olan çıkarsa kılıfına uydurmak konusunda tecrübeli bir dış politika mazisi.
Diğer yandan ise, kurumları ayrı telden konuşan, karar alıcı mekanizması tek elde toplanmayan bir dış politika süreci. Hangi ABD, hangi çıkarlar sorusunun sürekli sorulduğu bir alan.
Türkiye'nin FETÖ lideri Gülen'in iade süreci konusundaki girişimleri tam da böylesi bir dinamik içinde işleyecek.
Bir yandan mevcut ABD yönetimi zaman kazanmak için, süreci bürokrasiye boğacak. İade süreci mümkün olduğu kadar uzayacak.
Diğer yandan Türkiye ile ilişkileri tümden bozmak istemeyen bazı gruplar, Türkiye konusunda daha şahin olanlarla mücadele edecek. Bu aslında aynı zamanda ABD'nin Orta Doğu politikasındaki farklı paradigmaların mücadele alanı olacak.
Ve elbette güvenlik bürokrasisi içinde de sorular sorulacak. Kriminalize olan Gülen grubuna dokunanlar zamanla yanacak.
Türkiye'nin hak mücadelesi Washington gündemini yoğun tutacak.
Buradan devam…