Paris’teki organize katliamı düzenleyenlerin, yaratmak istediği belirli bir izlenim olduğunu tahmin edebiliriz. Yaşananların göz ardı edilemeyecek bir boyutta olmasını, diğer terör olayları arasına karışıp sıradanlaşmasını istememişler. Bunun bir ‘milat’ olarak görülmesini, açık savaş ilanı olarak algılanmasını hedeflemişler. Nitekim sonucu da böyle oldu. Hollande Fransa’nın savaşta olduğunu deklare etti ve o gece de savaş uçaklarını Rakka’ya gönderdi. Bunu IŞİD kendi başına yapmış olabilir mi? Eğer özgüvenin ideolojik doktrinasyon sayesinde hastalıklı bir boyuta tırmanmış olduğunu varsayarsak mümkün… Ama diğer yandan da IŞİD’in yönetiminde Saddam’ın eski Baas komutanlarının, yani askeri strateji açısından epeyce rasyonel davranabilecek kişilerin olduğunu biliyoruz.
Dolayısıyla soru şudur: Siz IŞİD’in yönetiminde olsanız, Batı dünyasını size karşı birleştirecek ve harekete geçirecek bir operasyonu destekler miydiniz? Son birkaç yıl içinde IŞİD’in büyümesinin ana koşulu tam tersine Batılı devletlerin çekinceli duruşları oldu. Bu sayede dümdüz bir ovada, yani saklanacak ve kıymetli silahları saklayacak hiçbir yer yokken, ayrıca petrol rafineleri de havadan yapılacak hücumlar karşısında çaresizken IŞİD varlığını sürdürmekle kalmadı, her geçen gün daha da güçlendi ve gücünü diğerlerine de kabul ettirdi. Örneğin Esad yönetimi ile belirli aralıklarla görüşmeler yaptıkları, bunun sonucunda karşılıklı olarak birbirlerine dokunmadıkları bilinen bir durum. Aynı şekilde IŞİD ile PYD arasında da alan paylaşımı anlaşmaları olduğu son dönemde ortaya çıktı. Buna göre belirli bir alan IŞİD’den PYD’ye geçerken, IŞİD’e de farklı bir bölgede yeni bir alan açılabildi. Kısacası IŞİD bugün Suriye ve Irak coğrafyasında etkili, ‘sözü dinlenen’ ve muhatap alınan bir güç. Batılılar müdahale etmediği sürece de yerini sağlamlaştıracağı, sosyolojik açıdan konsolide edeceği ve Orta Doğu’nun geleceğinde söz sahibi olarak muhtemel bir paylaşımdan pay alacağı açık. Önünde böyle elverişli bir gelecek varken IŞİD niçin Batı’yı tahrik edecek ve Orta Doğu’ya sokacak bir hamle yapsın?
Dolayısıyla rasyonel bir çerçeve içinden bakıldığında, IŞİD’in böyle bir operasyona kalkışmasının bir getirisi gözükmüyor. Buna karşılık söz konusu muhakeme, terörün IŞİD tarafından yapılmadığını iddia etmeyi, ya da arkasında bizzat Batılıların olduğu türden grotesk önermeler yapmayı da gerektirmiyor. Ama bir ilave soru sormamıza neden oluyor: Eğer bu terör eylemi IŞİD’in avantajına değilse, IŞİD’i kullanma potansiyeli olan başka birilerinin avantajına olabilir mi? Orta Doğu’daki savaşın ölçeğinin büyüyerek sınırları aşmasını, Avrupa’yı da içine almasını kendi uzun vadeli çıkarlarına uygun bulan birileri var mıdır? Özellikle Batılıların son kertede savaşmak istemediği bir dünyada, onları savaşın içine çekmek ve sonra da nasıl kurtulabileceklerini anlatmak iyi bir pazarlık pozisyonu olmaz mı? Savaşın taraflarının sayısının artması ve ölçeğin büyümesi kimin işine yarar?
Teorik olarak iki alternatif aday var: Biri şu an dar ölçekte kaybedip siyasetten silinecek olan, ama eğer ölçek büyürse ayakta kalabilecek olan bir aktör. Diğeri ise şu anki dar ölçek devam ederse, uzun vadede Orta Doğu’da var olması mümkün olmayan, ama eğer ölçek büyürse uzun vadede bu bölgede nüfuzunu yerleştirecek olan bir aktör. İşin ilginci gerçekten de böyle iki aktör var: Esad ve Rusya… ‘Terörü onlar yaptı’ diyemeyiz. Ama istihbarat düzeyine indiğimizde, ‘yapılacağını bilmiyorlardı’ diyebilir miyiz, emin değilim.