Hamza Dağ, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili. Önceki gün bir eyleme öncülük etti.
CHP İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir binanın sütunlarının renklerinde bir “sapkınlık” saptadı, bu renklerin derhal silinmesini istedi. Türkiye’de nedense bu renk meselesi önemlidir. Hassasızdır. İzmir Belediyesi nasıl bir sütun boyaması yapmış diye merak edip baktım. Bir sütun mavinin değişik tonlarında…
Bir sütun kırmızının değişik tonlarında… Bir sütun yeşilin değişik tonlarında…
Böyle gidiyor. Haber gazetelerde “LGBT renkleri” diye çıkmış. LGBT, lezbiyen, gay, biseksüel, transseksüel kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor. Bildiğim kadarıyla bu topluluklar gösterilerde genellikle gökkuşağı renkli bayraklar kullanıyor…
Hamza Dağ’ın tepki gösterdiği sütunlarda gökkuşağı renkli sutün boyaması görülmüyor (ki görülseydi ne fark ederdi?).
Öncelikle renk renktir, rengin suçlanması anlamsızdır, renksiz bir hayatı kendimiz için de istemeyiz. İkinci olarak, LGBT bireylerini cinsel yönelimleri nedeniyle suçlamak, cezalandırmaya kalkışmak, en temel insan haklarının ihlalidir.
AK Parti iktidarı, bu konuda, AB uyum süreci döneminde daha özgürlükçü bir tutum gösterirken, zaman içinde değişti. Hamza Dağ, protesto eylemi içinde şu “değerlendirme”yi yapıyor: “
AK Parti, kimliği ne olursa olsun, bu ülkede, herkesin eşit vatandaş olarak yaşamasının önünü açtı. Ancak toplumsal ifsada sebebiyet verecek sapkınlıklar karşısında da net bir tavır aldı.”
Demokrasi ne kadar uzaksa
Sütun renklerinin “toplumsal ifsat”la nasıl bir ilgisi olabilir? Cinsel yönelimleri nedeniyle insanları dışlamak, cezalandırmak, ağır baskılar altında tutmak, onları nefret öğesi olarak göstermek ve tanımlamak neden?
LGBT birey olmanın, böyle bir kimlikle kendini ifade edebilmenin ne büyük bir zorluk olduğunu bilemiyoruz. Onların hangi tehlikelerle karşılaştığını anlamamız kolay değil. Hitler iktidarının kitap yakmaya, eşcinsel temalı kitapları yakarak başladığını biliyoruz.
Bir ülke, demokrasiden ne ölçüde uzaksa, LGBT konusunda da o kadar baskıcıdır. Bunu dünya ölçeğinde yapılmış araştırmalar gösteriyor. Bir iktidar partisi yetkilisi olarak Hamza Dağ’ın, bu kesime yönelik dışlayıcı tavrı, kendince bir siyasi çıkış. Bu konuda toplumdaki önyargılara hitap ederek siyasi destek sağlamayı umuyor gibi görünüyor.
Bu konular, riskli konular. Tarih boyunca çok acılar çekildi, çok canlar yandı. İktidar partisinin önemli bir üyesinin özgürlükleri, demokrasiyi, insan haklarını öne alan bir yerden konuşmasını beklemeye hakkımız var. AK Parti programında bu konuda önemli hedefler bulunuyor.
Renklerle uğraşmak yerine, yaşadığımız zor günlerden nasıl ortak bir iradeyle, dayanışma anlayışıyla çıkabiliriz, kafayı buna yoralım.
68’li arkadaşımız, birlikte hapis yattığımız, dostum mimar Fahri Doğu’yu kaybettik. Onu bugün İstanbul Osmangazi Mezarlığı’ndan uğurluyoruz.