Rawest, bölgedeki siyasal eğilimlere mercek tutan bir araştırma yayınladı. Araştırma kapsamında, Aralık-2020’nin son haftasında Urfa, Diyarbakır, Van ve Mardin’de 1497 kişi ile yüz yüze görüşülmüş. Ayrıca 40 kişiyle de yarı yapılandırılmış derinlemesine mülakatlar yapılmış.
Ekonomi, Türkiye’nin genel gündemi ile bölge gündeminin kesiştiği bir konu; üç katılımcıdan ikisi (% 64) bölgenin en temel sorununun ekonomi/işsizlik olduğunu zikrediyor. % 67, hanenin ekonomik durumunun geçtiğimiz yıllara göre daha kötüye gittiğini, % 21 durumun değişmediğini, % 12 ise durumunun daha iyi olduğunu söylüyor. Hayattan memnuniyeti yüksek düzeyde olanlar % 9’da, orta düzeyde olanlar % 30’da kalıyor. % 61’in hayattan memnuniyeti düşük oranlarda seyrediyor.
Anadil ve kayyım
İktisadi koşullardan sonra sorun algısı, Türkiye’nin genelinden ayrışıyor. Örneğin ekonominin ardından ikinci sorun alanı olarak “anadil” beliriyor. Anadil mevzuunu adalet, ayrımcılık ve eğitimsizlik izliyor.
Her on katılımcıdan dokuzu, farklı düzeylerde de olsa, anadilin eğitim sürecinin bir parçası olması gerektiği yönünde görüş bildiriyor. Anadil ile Türkçeye aynı ağırlığı verecek iki dilli bir eğitimi savunanların oranı % 54. Katılımcıların % 27’si anadilin öğretileceği Türkçe ağırlıklı bir eğitim sistemi talep ediyor. % 8 ise anadilde eğitim verilmesini istemiyor. HDP ve CHP seçmenlerinin tamamına yakını, AK Parti seçmeninin ise 2/3’ü eğitimde anadile yer verilmesine taraftar.
Belediyelere kayyım atanmasına dönük rahatsızlık büyüyor. 2019’da kayyım atanmasını yanlış bulanların oranı % 76 iken 2020’de bu oran % 82’ye çıkıyor. AK Partililerin bile yarıya yakını (% 46’sı) kayyım uygulamasını desteklemiyor. Kayyıma karşıtlık Diyarbakır’da % 93, Mardin’de % 89, Urfa‘da % 62 ve Van’da % 87.
Gelecek ve DEVA
Araştırma, AK Parti’den ayrılan Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu Gelecek Partisi ve Ali Babacan’ın kurduğu DEVA Partisi’nin ciddi bir tanınırlık sorunları olduğunu ortaya koyuyor. Eski başbakan olmasından ötürü Davutoğlu, Babacan’dan daha fazla tanındığından Gelecek Partisi de DEVA Partisi’nden daha çok biliniyor. Davutoğlu’nu tanıyan veya kısmen tanıyanlar % 70 dolaylarında, Babacan için ise bu oran % 54. Keza Gelecek, katılanların % 52’si tarafından bilinirken, DEVA’yı bilenlerin oranı % 47’de kalıyor.
Seçmenlerin yarısının her iki parti için de olumlu ya da olumsuz bir algıları yok. % 12 DEVA’ya dair olumlu bir kanaat taşıyor, Gelecek için bu oran % 8. Babacan’ın Davutoğlu’na nazaran daha olumlu bir imajı bulunuyor. Fakat katılımcıların üçte birinin her iki partiye dönük olumsuz algılarının olması, yeni partilerin başa çıkması gereken çok önemli bir problem.
Gelecek ve DEVA’nın önünde hem fırsat hem de zorluk var. Fırsat, bu iki partinin, AK Parti ile arasına mesafe koyan seçmenlerin ilk bakacakları yer olmaları. Zorluk ise, iktidarın kendi seçmeni nezdinde iş gören menfi propagandayı kırmaları, her bir eve girip kendilerini tanıtmaları ve seçmenle bağ kurmaları: Zahmetli bir iş bu; yoğun bir çabanın sarf edilmesini zorunlu kılıyor.
2018’den bugüne
Seçmenlerin % 11.5’i bu hafta sonu bir seçim olsa kararsız kalacağını, % 9.5’u oy kullanmayacağını ifade ediyor. Bu, 100 seçmenden 21’ine denk geliyor. Geriye kalan 79 puanın 43’ünü HDP, 23’ünü AK Parti, 5’ini CHP alıyor. DEVA ve Gelecek’in toplamı da 5’i buluyor.
Kararsızlar oransal olarak dağıtıldığında HDP’nin oyu % 50.5, AK Parti’nin % 28.5, CHP’nin % 7.4, Gelecek’in % 3.1, DEVA’nın % 5 oluyor.
2018 seçimleri ile karşılaştırıldığında AK Parti’nin % 34.7’den % 28.5’e gerileyip 6 puan, HDP’nin ise % 52.4’ten % 50.5’e gerileyip 2 puan kaybettiği görülüyor. CHP oylarını artırıyor, Gelecek ve DEVA da sahnede kendilerine yer açmaya çalışıyor. Araştırma, yeni partilerin nereden oy aldıklarına da eğiliyor:
“DEVA ve Gelecek partilerinin öncelikli olarak oy aldığı geniş havza, geçmişte AK Parti’ye oy vermiş Kürtler. DEVA, AK Parti’den daha erken kopmuş, parti ile ideolojik bağları daha zayıf ve daha şehirli kesimlerden oy alıp merkez diye nitelendirilebilecek oylardan beslenirken Gelecek Partisi AK Parti’den kopmuş olmakla beraber AP Parti ile duygusal bağlantısı bitmemiş, bir şekilde oradaki ideolojik ve söylemsel havaya kendini yakın hisseden ama AK Parti’den istediğini alamayan Kürtlerden oy alıyor. Bu kesime daha dindar, daha muhafazakâr Kürtleri de ekleyebiliriz.
“DEVA seçmeni daha şehirli, ekonomik çıkarlarına öncelik tanıyan, bu esnada kimlik meselelerini de kısmen önemseyen Kürt profilinden daha fazla oy alırken Gelecek Partisi, ideolojik tutumu çok sert olmasa da halen güçlü olan, dindarlığa daha yatkın, AK Parti’den ittifaklar ve dili nedeniyle de duygusal olarak rahatsız olan Kürt havzasında kendine yer bulabiliyor.”
Hükümet sistemi
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden rahatsızlık çok yüksek; her on katılımcıdan 7’si sistemin değişmesini istiyor. Değişim taraftarları, parlamenter sistemin eski halini de beğenmiyor, iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyor. Mevcut sistemden memnun olanların oranı, ağırlıklı bir kısmı AK Partili seçmen olmak üzere, % 19. AK Partililerin % 57’si sistemin bu halinde bir sorun görmüyor, % 12’si cumhurbaşkanının yetkilerinin azaltılmasını istiyor. AK Parti’ye oy vermiş her üç kişiden yaklaşık biri, parlamenter sisteme dönülmesine sıcak bakıyor.
Erdoğan’ın görev yapış tarzına katılımcıların % 22’si düşük, % 39’u çok düşük (toplamda % 61) puan veriyor. % 20 Erdoğan’ın görevini orta düzeyde, % 19 da yüksek düzeyde iyi yaptığını belirtiyor. Erdoğan’a yüksek oy verenlerin tamamı AK Partili. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’a oy vereceğini söyleyenlerin oranı % 30 civarında iken onun seçimi kazanacağını düşünenlerin oranı % 56’ya çıkıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın olası rakipleri olarak isimleri zikredilenlerin her birinin aldığı destek seçmen gruplarına göre farklılık gösteriyor. AK Partili seçmenin Abdullah Gül ve Ali Babacan’a ilgi gösterebileceği ancak Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Meral Akşener’den uzak duracağı öngörülüyor. HDP’li seçmenlerin İmamoğlu’na ikna edilmesinde büyük bir güçlükle karşılaşılmayacağı, Babacan ve Gül’ün de Akşener ve Yavaş’a nispetle HDP’li seçmenlerde daha fazla karşılık bulacağı belirtiliyor. Arap seçmenler nezdinde ise Erdoğan’a rakip olarak eski AK Partili kimliğini taşıyan Gül ve Babacan öne çıkıyor, İmamoğlu geride kalıyor.
Hülasa değişime gebe bir döneme giriyoruz, bütün veriler buna işaret ediyor.
(*) Kürdistan 24, 10.02.2020