Abdullah Özdemir, uzun yıllardır Mersin Ticaret Borsası Başkanı. Dostumdur, kendisini iyi tanırım. Ondan bir mektup aldım. Eşinin ve kendisinin bir soruşturma nedeniyle pasaportuna el konuluyor. Mahkeme kararı yok. Sanki yeniden eski günlere dönmüş gibiyiz. Gerisini ondan dinleyelim:
“Değerli Üstadım,
Posta'daki yazınızda pasaport iptalleri ile ilgili çok önemli bir soruna değiniyorsunuz. Maalesef ben ve eşim de aynı sorunun mağduru olduk.
Ülkemizde asılsız ihbarlara dayalı olarak incir çekirdeğini doldurmayacak konularda soruşturmalar açılmaktadır. OHAL döneminde Kanun Hükmünde Kararname değiştirildi.
Kanunun 5. Maddesi ve buna atıfta bulunan İçişleri Bakanlığı mevzuatına dayanarak haklarında soruşturma ve kovuşturma açılan kişilerin ve (haklarında bir soruşturma veya kovuşturma olmasa bile) eşlerinin pasaportları, ilgili Nüfus Müdürlüklerince iptal edilmektedir.
Bir hukuk devletinde anayasal bir hak olan seyahat özgürlüğünün mahkeme kararı olmaksızın nüfus müdürleri tarafından bu şekilde ortadan kaldırılmasının meydana getireceği sakıncaları takdirlerinize bırakıyorum.
Soruşturma aşamasında idari tedbir alınmasının belki belli bir mantığı olabilir ancak mevcut uygulamada mahkeme süreci başladıktan sonra ve mahkeme tarafından herhangi bir yurtdışı yasağı konulmamasına rağmen pasaport hakları iade edilmemektedir. 1/2/2018 tarih ve 7077 sayılı Kanunun 21. Maddesi ile “iptal edilir” hükmü “iptal edilebilir” şeklinde yumuşatılmasına rağmen, alt mevzuat buna uyumlu hale getirilmediği için sıkıntı devam etmektedir.
Pasaportum haksız biçimde iptal edildiği için, global ölçekte çalışan, ülkemizin en büyük 500 sanayi kuruluşu içinde yer alan yöneticisi olduğum şirketin yurtdışındaki çalışmalarına gidemiyorum.
Benzer şekilde, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptığım, İhracatçı Birlikleri ve Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Türkiye Milli Komitesinin yurtdışındaki etkinliklerine katılamıyorum.