(9 Eylül 2013’te KCK çekilmenin durdurulduğunu açıkladı). Fakat bu, sürecin çöktüğü anlamına gelmiyordu. Sürecin kesin olarak çöktüğü 22 Temmuz 2015’e kadar (o tarihte iki polis Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde yataklarında sabaha karşı öldürüldü) yaşanan en önemli gelişmeleri kronolojik olarak şöyle sıralayabiliriz:
25 Eylül 2013: KCK-PKK, yaz aylarında İmralı’daki diyalog sürecinin müzakere aşamasına geçmesi gerektiği yönünde çağrılarda bulunmaktaydı. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık 25 Eylül’de, hükümetin bu taleplerini dikkate almaması durumunda süreci bitireceklerini açıkladı.
30 Eylül 2013: Başbakan Erdoğan basında bir süredir dile getirilen Demokratikleşme Paketi’ni açıkladı. Erdoğan’ın “ne ilk ne de son” diye sunduğu pakette farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda yasağı kaldırılıyor, özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önü açılıyor, köy isimlerinin değiştirilmesi mümkün hale geliyor, ilkokullarda “andımız” kaldırılıyor, Kürtçe için önemli olan x, w, q harflerinin kullanılabilmesinin önündeki yasaklar kaldırılıyordu. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/basbakan-erdogan-demokratiklesme-paketini-acikladi-24817460
29 Ekim 2013: Cemil Bayık ilk kez görüşmelere üçüncü bir tarafın eklenmesi gerektiğini söyledi. İki hafta sonra (15 Kasım 2013) bu defa BDP milletvekili Gültan Kışanak tekraren, Çözüm Süreci’ndeki tıkanmanın ancak dışarıdan bir hakemin görüşmelere katılmasıyla giderilebileceğini dile getirdi.
2 Aralık 2013: TBMM komisyonu süreçle ilgili 450 sayfalık bir rapor açıkladı. https://www.haberturk.com/gundem/haber/899853-olecek-ilk-cocuk-sizinki-olabilir
3 Aralık 2013: Cemil Bayık, bahara kadar müzakerelerin başlamaması durumunda “Türkiye’de yeniden savaş olacağını” söyledi.
11 Ocak 2014: Öcalan, kendisiyle görüşen İmralı heyetine, 17-25 Aralık’taki yargı operasyonlarını “darbe girişimi” olarak gördüğünü ve karşı çıkılması gerektiğini söyledi. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/baluken-ocalan-17-aralika-surece-darbe-diyor-25552548
21 Ocak 2014: Suriye’deki Demokratik Birlik Partisi (PYD) Rojava’da demokratik özerklik ilan etti.
21 Mart 2014: Öcalan’ın "Biz direnirken korkmadık, barışırken de korkmayacağız" dediği Newroz kutlaması mektubu Diyarbakır’da okundu.
28 Nisan 2014: BDP milletvekilleri, 27 Ekim 2013’te kurulan Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) geçtiler. https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-43019313
9 Haziran 2014: AK Parti’nin 6 Haziran’da Çözüm Süreci’ne yeni bir ivme vermek amacıyla Diyarbakır’da düzenlediği çalıştaydan üç gün sonra Diyarbakır’ın Lice ilçesinde “bayrak krizi” yaşandı. İlçede düzenlenen gösteride, göstericilerden biri 2. Hava Kuvvet Komutanlığı'nın duvarından atlayarak bahçedeki Türk bayrağını indirdi. Öcalan olayı “provokasyon” olarak niteledi ve PKK’dan eylemi soruşturmasını istedi. http://www.aljazeera.com.tr/haber/ocalandan-bayrak-yorumu-provokasyon
11 Temmuz 2014: KCK ana davasında son iki tutuklu da tahliye edildi.
4 Ağustos 2014: Abdullah Öcalan, Çözüm Süreci’nde müzakerelerin başlatılmamasına tepki gösterdi, “sabır taşı çatladı” dedi. http://www.diken.com.tr/diyalog-surecinden-muzakere-surecine-gecilmedi-diyen-ocalana-gore-sabir-tasi-catladi/
10 Ağustos 2014: Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan, başbakanlığında olduğu gibi cumhurbaşkanlığında da Çözüm Süreci’ne sahip çıkacağını açıkladı.
20 Ağustos 2014: MİT Müsteşarı Hakan Fidan İmralı’da Öcalan’la görüştü. Aynı gün Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay görüşmelerin Avrupa ve Kandil’i de kapsamasını arzuladıklarını açıkladı. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/atalay-heyetimizin-kandil-ile-direkt-gorusmesini-arzu-ediyorum-27034339
27-28 Ağustos 2014: Ahmet Davutoğlu AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan oldu. Beşir Atalay yeni kabinede yer almadı.
30 Ağustos 2014: Genelkurmay Başkanı Necdet Özel basında yer alan “yol haritası” haberleriyle ilgili olarak, “Biz çözüm sürecine ilişkin yol haritasını bilmiyoruz, o çalışmanın içinde yokuz. Görürsek biz de görüşlerimizi söyleriz. Kırmızı çizgilerimiz aşılırsa gerekeni söyleriz” diyerek rahatsızlığını dile getirdi. https://www.cnnturk.com/haber/turkiye/genelkurmay-baskani-ozelden-cozum-sureci-mesaji
15 Eylül 2014: Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) Kobani’yi kuşattı. Bir süre önce başlayan “Türkiye IŞİD’e destek veriyor” iddiaları bu gelişmeden sonra daha da hız kazandı. Bazı illerde başlayan yol kesme, mahkeme kurma gibi faaliyetlerde de artış gözlendi.
20 Eylül 2014: IŞİD’in Musul’daki konsoloslukta esir aldığı Türk görevliler ülkeye geri getirildi.
30 Eylül 2014: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Çözüm Süreci Kurulu oluşturulacağını açıkladı.
6-7-8 Ekim 2014: KCK ve HDP Kobani’deki gelişmeleri protesto amacıyla halkı “sokağa çıkmaya ve alan tutmaya” çağırdı. Bunun üzerine başlayan çatışmalarda 40’tan fazla kişi hayatını kaybetti. Protestolar Öcalan’ın çağrısıyla sona erdi. https://www.cnnturk.com/haber/turkiye/hdpden-sokaga-cikin-cagrisi
Öcalan bir yandan da Kobani ile Çözüm Süreci’nin ayrılmaz bir bütün olduğunu söyledi. Bu olaylar ve Öcalan’ın sözleri, Çözüm Süreci’nin akıbetinin Suriye’deki gelişmelerle doğrudan ilgili olduğu gerçeğini bir kez daha teyit etti.
11 Ekim 2014: Cemil Bayık, Eylül sonunda TBMM’den geçirilen Suriye ve Irak tezkerelerini savaş ilanı saydıklarını söyledi ve Türkiye’den çektikleri bütün güçlerini bu nedenle geri gönderdiklerini açıkladı.
5 Kasım 2014: HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Çözüm Süreci’nin ancak Öcalan ya da hükümetin “bitti” demesi durumunda sona ereceğini söyledi.
30 Ekim 2014: 24 yaşındaki Hava Astsubay Üstçavuş Necdet Aydoğdu, Diyarbakır'da eşi ile birlikte semt pazarında alışveriş yaparken öldürüldü. Bu olaydan beş gün önce de sivil kıyafetli üç rütbeli asker Yüksekova’da sokak ortasında öldürülmüştü. Bu iki olay toplumsal psikolojiyi ve dolayısıyla Çözüm Süreci’ni çok olumsuz yönde etkiledi.
17 Kasım 2014: 6-7-8 Ekim’deki olaylar nedeniyle askıya alınan Hükümet-HDP heyeti görüşmeleri yeniden başladı. Bu toplantıda, taraflar arasında yer alacak bir gözlemci heyetin kurulması konusunda anlaşmaya varıldığı yönündeki haberler basına sızdı.
23 Ocak 2015: Hükümet, Çözüm Süreci’nin canlanabilmesi için Öcalan’dan PKK’ya sılah bırakma çağrısı yapmasını istedi. (2014’ün kasım ve aralık aylarında KCK ve PKK’dan peş peşe “silah bırakılmayacağı” haberleri gelmiş, Çözüm Süreci’ne duyulan inanç iyice zayıflamıştı.) Öcalan, buna 10 maddelik, çok geniş alanları kapsayan bir talepler listesiyle karşılık verdi ve bunların yerine getirilmesi durumunda silah bırakma çağrısı yapacağını duyurdu. Hükümet, bu 10 maddeyi “silah bırakmamanın bahanesi” olarak değerlendirdiğini duyurdu.
28 Şubat 2015: HDP milletvekillerinin İmralı ile Kandil arasındaki gidiş gelişleri neticesinde 10 maddelik talepler listesi silah bırakmanın şartı olmaktan çıkartıldı. Bu metnin, hükümet üyelerinin de bulunduğu bir toplantıda okunmasıyla, yani bir anlamda yerine getirileceğinin garanti edilmesiyle yetinilmesine karar verildi. Hükümet üyeleriyle HDP heyetini bir araya getiren toplantı Dolmabahçe’deki Başbakanlık ofisinde yapıldı. Burada Öcalan’ın yazdığı metin ve PKK’ya yaptığı silahsızlanma kongresini toplama çağrısı okundu. Toplantı daha sonra Dolmabahçe Mutabakatı olarak anıldı.