Roma, Meksiko City’de bir mahalle; Meksikalı film yönetmeni Alfonso Cuarón’un çocukluğunun geçtiği yer.
Roma, aynı zamanda Cuarón’un son filminin ismi.
Ve Roma son zamanların, bana göre, açık ara en sahici ve içten filmi.
Alfonso Cuarón Orozco 1961, Meksiko City doğumlu. En çok A Little Princess, Y Tu Mamá Tambien, Harry Potter and the Prisoner of Azkaban, Children of Men ve Gravity filmleri ile tanınıyor. Gravity filmi ile 2013 yılında en iyi yönetmen dalında Oscar kazanarak bu dalda ödül alan ilk Latin direktör oldu. Son olarak Roma filmi ile 75. Venedik Uluslararası Film Festivali’nde (2018) Altın Aslan ödülünü kazandı, filmin 2019 Oscar adayları arasında da ismi geçiyor.
Roma, Cuarón’un çocukluğunun hikâyesi ve tamamıyla ona ait bir film – filmin senaryosunu da yazan o, yönetmenliğini, editörlüğünü, çekimlerini, yapımcılığını üstlenen de. Film siyah beyaz; çekimler, görüntüler, müzikler, set dekoru ayrı ayrı ve bir bütün olarak, bence, çok güzel ve etkileyici. Ama tabii ki her bir seyircinin her bir film ile kuracağı bağ farklı, ben de bir film eleştirmeni olmadığıma göre bu yazıda filmin detaylı bir değerlendirmesine girmeyeceğim.
Öte yandan filmle ilgili öğrendiğim ve sizin de ilginç bulacağınızı düşündüğüm iki noktayı paylaşmak istiyorum. Bunlardan birincisi filmin hikâyesi ile ilgili. Yazının başında da söylediğim gibi Roma yarı oto-biyografik bir film, Cuarón’ların ev ve aile hayatlarının yanında, sosyal çevreleri ve 1970’lerde Meksika’da meydana gelen siyasi olayların bir anımsaması. Öte yandan, film Cuarón’un çocukluğunu anlatsa da hikâyenin baş kahramanı küçük Cuarón değil, kardeşleri veya anne, babası da değil. Hikâyenin baş kahramanı evlerinde çalışan, bütün ev işleri ve çocukların bakımından sorumlu olan Liboria (Libo) Rodriguez, filmdeki adı ile Cleo.
Aklına çocukluk anıları hakkında bir film yapma fikri düştüğü andan itibaren Cuarón bu filmin başkahramanının Libo olması gerektiğine inanmış ve Roma’yı ona ithaf etmiş. Libo, Alfonso dokuz aylıkken evlerinde çalışmaya başlayan yerli bir Mixtec (Meksikalı Kızılderili), ailenin ve ülkenin çalkantılı yıllarında çocukların yetişmesi açısından koşulsuz özveri ve sevgisiyle çok değerli bir yere sahip. Çocukların hepsi ile ayrı ayrı sevgi dolu ve yakın bir ilişkisi var. İlişkileri hiçbir zaman kopmayan Cuarón ve Rodriguez’in film vizyona girdikten sonra Variety dergisine birlikte verdikleri röportaja kulak verelim:
Cuarón: “Bunun sosyal dinamikler, sınıf dinamikleri ve etnik dinamikler açısından benim suçlu olmamla bir alakası var. Beyaz, orta sınıf, Meksikalı bir çocuk olarak kendi balonumda yaşıyordum. Bir farkındalığım yoktu.. Sevginin her şeyi gölgeleyen bir yükü var. İnsanın sevdikleriyle kurduğu faydacı bir ilişki oluyor. Durup, zayıflıklarını görmekten korkuyoruz. Ama bir noktada onun da [Libo] başka bir hayatı olduğunu anlamaya başladım.”
Cuarón, filmi Libo üzerine kurmaya karar verdikten sonra onu her zamankinden daha sık aramaya başlar.
Rodriguez: “Ben ne için olduğunu anlamadan benden bir sürü bilgi almaya başlamıştı. Bunu nasıl hatırlıyorsun Libo? Benim de hatırlamama ve anlamama yardım et. Sonraları daha da garip sorular gelmeye başladı. Libo, ne gibi kıyafetler giyerdin, nasıl görünürdün? Öyle şeyler. Şu anda yaşadıklarımı hiçbir zaman hayal edemezdim, bir filmin benim üzerime kurulacağını.”
Cuarón: “Libo, birçok ev çalışanı gibi, normal bir işin ötesine geçip, aslında anne babalar tarafından yerine getirilmesi gereken rolleri de üstlenmişti.”
Libo için üzücü bir olayın set çekiminde Rodriguez’in ağlaması üzerine Cuarón: “Belki de sınırı aştım ve onun için çok acı veren bir şey yapıyorum diye düşündüm. Ona gittim ve dedim ki ‘bu senin için uygun mu? Eğer kendini rahat hissetmiyorsan, lütfen söyle, bu şekilde yapmayalım.’ Ağlamaya devam etti, hayır hayır, zavallı çocuklar, zavallı çocuklar diyordu, kendi acısına bakmıyordu bile.”
Roma ile ilgili beni etkileyen ikinci şey ise Cleo (Libo) karakterini oynayacak oyuncunun nasıl seçildiği. Hayatında bu kadar önemli bir yer tutan kadının kim tarafından oynanacağı, kendi zihnindeki Libo’ya benzerliği ve onun doğallığını bozmadan, onun dünyasını anlayarak filme yerleşebilmesi belki de Cuarón’un içinden nasıl çıkacağını bilemediği en çetrefilli konuydu. Kolay da olmadı. Cuarón, gönlündeki Libo’yu bulabilmek için çok zaman ve emek sarf etti. Filmin casting takımı Meksika’da yerlilerin yaşadığı onlarca bölgede görüşmeler yaptı, Cuarón binlerce video görüşmesi izledi. Ve sonunda, Yalitza Aparicio’nun videosunu izler izlemez kararını verdi, Libo’yu bulmuştu. Bir ilkokul öğretmeni olan Yalitza Aparicio’nun aslında ablası seçmelere girmek istiyordu ama hamile olduğu için bu mümkün olmamıştı. Yaşadıkları yerde ilk defa bir film seçmesi yapılıyordu ve ablası bunun nasıl bir şey olduğunu merak ettiği için kendisi yerine Yalitza’yı seçmelere gönderdi. Yalitza’nın seçmelere girmek gibi bir niyeti olmasa da gitmişken çekimi yapıldı, birinci, ikinci ve üçüncü aşamaları geçtikten sonra videosu Cuarón’un önüne geldi. Filmin başrolünü o zamana dek hiçbir oyunculuk deneyimi olmayan 24 yaşındaki öğretmen Yalitza Aparicio oynayacaktı. Ve belki de bu seçimdeki en tatlı tesadüf Yalitza’nın Libo’nun da büyüdüğü Tlaxiaco, Oaxaca kasabasından geliyor olmasıydı..
Roma, aslında sade bir film. Hepimizin hayatında yaşayabileceği olayları abartısız bir yaklaşımla ama gerçek bir duyarlılıkla anlatıyor. Büyük edebiyat eserlerine benzer bir şekilde gerçekliğin temsilini yansıtabilen bir yapıt. Roma’yı Libo’ya ithaf etmesi ve filmin yapımında gösterdiği samimi itina ile Cuarón duyarlılık açısından önde gelen sanatçılar arasında yerini alıyor. Onun bu filmi neden çekmek istediğine dair sözleriyle bitirelim.
Cuarón: “Sanırım, anlamak ve parçaları bir araya koymak istedim. [Jorge Luis] Borges belleğin opak ve çatlamış bir ayna olduğundan bahseder, ama ben belleği daha çok duvardaki bir çatlak olarak görüyorum. Çatlak geçmişte yaşanan acıdır. Üzerini kapatmak amacıyla birkaç kat boya süreriz. Ama o hala oradadır.”
Bu arada Roma bir Netflix filmi, ama eş zamanlı olarak sinemalarda da vizyona girdi. Vakit bulabilirseniz görsel bakımdan beyaz perdede seyretmenizi özellikle öneririm, fakat seans sayıları azalmış durumda, kaçıranlar Netflix’ten ulaşabilirler.
Kaynakça:
Variety Magazine. Alfonso Cuarón on the Painful and Poetic Backstory Behind ‘Roma’.
https://variety.com/2018/film/news/roma-alfonso-cuaron-netflix-libo-rodriguez-1202988695/
Film: Blogging the reel world. Roma’ Stars on Alfonso Cuarón’s Mysterious Casting Process and Learning They Were in a Biographical Film. https://www.slashfilm.com/roma-cast-interview/
The Guardian. Roma star Yalitza Aparicio: 'I don’t think I am an actor'. https://www.theguardian.com/film/2018/nov/30/roma-star-yalitza-aparicio-i-dont-think-i-am-an-actor