Cezayir, 9 Ağustos tarihinde başlayan ve üç gün boyunca devam eden tarihinin en büyük orman yangınlarından ağır hasarla çıktı. 18 bölgede 71 ayrı noktada başlayan yangınlarda 90 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı.
Yangının en kötü etkilediği Kabylie Bölgesi’nde halk ellerindeki zeytin dalları ve su şişeleriyle yangına müdahale etmeye çalıştı.
Yangın söndürmek için bölgeye gidenlerden biri de, Cezayir’de gençler arasında popüler olan 38 yaşındaki sanatçı Djamel Ben İsmail’di.
Facebook ve Twitter paylaşımlarında yangına müdahale etmek için insanları organize etmeye çalışan Ben İsmail, Kabylie Bölgesi’ne apayrı bir sempati duyuyordu. Ama annesinin “oğlum, ülkesinin en sevdiği bölgesine yardıma gitti” dediği Kabylie’de, Ben İsmail’i korkunç bir son bekliyordu.
Cezayir’de yangınlarla birlikte sosyal medyada “sabotajcı yakalandı” dedikoduları yayılmaya başlamıştı. Sosyal medyada ülkenin farklı bölgelerinden Kabylie’a gelen araç plakaları “kundakçı” olarak hedef gösteriliyordu.
Cadı avını başlatan ve körükleyenlerin başında ise siyasetçiler geldi.
Yangına müdahalede yetersiz kaldığı için eleştirilen Cezayir Başbakanı Aymen Benabderrahmane katıldığı televizyon programında “incelemelerimiz, yangınların başladığı noktaların özenle seçildiğini bize gösteriyor. Müdahale etmenin en zor olduğu ve hasarın artacağı bölgeler, yangınların başladığı yerler. Biz burada kundaklamadan şüpheleniyoruz” demişti.
Aynı gün İçişleri Bakanı Kamel Beldjoud da “yangınlar ülkemize nefret dolu teröristlerce çıkartıldı” dedi.
Oysaki yangınların başladığı bölgelerde hava sıcaklıkları 46 dereceye kadar çıkmıştı. Üstelik yakın zamanlarda Türkiye, Yunanistan, Lübnan ve İtalya’da da benzer büyük orman yangınları çıkmıştı.
11 Ağustos’ta kendisine bir günah keçici arayan Kabylie Bölgesi’ndeki yerel halk bölgeye dışarıdan gelen Ben İsmail’in etrafını sardı, yakalayıp polis merkezine götürdü.
Karakolun önünde toplanan kalabalık, dışarıya çıkan Djemal Bin İsmail’e hınçla saldırdı. Polislerin gözü önünde gerçekleşen ve uyarı ateşinin dahi açılmadığı olayda öfkeli grup sanatçıyı önce dövdü, bıçakladı ve sonra canlı canlı yaktı.
Ardından öfkesi dinmeyen kalabalık, Ben İsmail’in cansız bedenini köy meydanına götürüp işkenceye devam etti. Sosyal medyada bazı gruplar polisin linç olayından önce Ben İsmail’e şiddet uyguladığını, sanatçının kimseye ulaşamaması için telefonunun polis tarafından elinden alındığını ve sonra öfkeli kalabalığın arasına salıverildiğini söylediler. Dolaşıma giren fotoğraflarda sanatçının şiddete maruz kaldığı net bir şekilde görülüyor.
Sanatçının ağabeyi, Ben İsmail’in linç edildiği görüntülerin sosyal medyada yayımlanmasının ardından adeta yalvararak görüntülerin kaldırılmasını, annesinin böyle bir vahşeti izlemeye dayanamayacağını söyledi.
Gerçekten de o saatlerde annesi sanatçının öldürüldüğünü bilmiyordu. Babası “Görüntüleri izleyince yıkıldım. Oğlum, Kabylie’deki kardeşlerine yardıma gitti. Ülkenin en sevdiği bölgesiydi. Ama insanlar oğlumu diri diri yaktılar” dedi.
Olayın aslı anlaşıldığında ulusal çapta öfke patlaması yaşandı. Çeşitli şehirlerde anmalar düzenlendi.
Sanatçının sevenleri Ben İsmail’i yetkililerin sorumsuz açıklamalarının öldürdüğünü söylüyor.
Fakat şu ana kadar hiçbir sorumlu sorumluluk almadı. Yangınlardan Fas sorumlu tutuldu. Hükümetin bu hafta yaptığı açıklamaya göre Cezayir, Fas’la ilişkilerini gözden geçirecek.
Bazı sosyal medya kullanıcıları, linç olayına karışanların fotoğraflarını paylaşıp kimliklerini ifşa etti.
Ben İsmail’in öldürülmesi olayıyla ilgili 61 kişi gözaltına alındı.
Yangınları kundakçılara yıkan devlet, İsmail’in linç edilmesini de Kabylie Self Determinasyon Hareketi (MAK) adlı, Berberilerin hakları için kurulmuş ve Cezayir İçişleri Bakanlığı tarafından “terör örgütü” listesine dahil edilen bir örgüte yıkmak üzere. 17 Ağustos tarihinde Cezayir Devlet Televizyonu MAK’ın önde gelen isimlerinin “cinayet itiraflarını” yayımladı. Polis merkezinde çekildiği iddia edilen fotoğraflar hakkında henüz bir açıklama yapılmış değil.