Ana SayfaYazarlarBazı sesleri susturamazsın: Müslüm Baba

Bazı sesleri susturamazsın: Müslüm Baba

 

Bu yazıyı, Müslüm Gürses'in sesinden "Affet" şarkısını dinlerken yazıyorum…

 

Size de olur mu? Ben, bir şarkıyı ilk kez kimden dinlediysem o şarkı ona aittir gibi gelir, kendi şarkısı olmasa bile… Diğer yorumlayanlara da bilinçsizce ön yargılı yaklaşırım ve mutlaka eleştirecek bir şey bulurum. Bu yargılarımı yıkan ilk isim Müslüm Gürses sanırım… Onun söylediği her yeni yorumu, zevkle, hatta ilkinden bile daha güzel bularak dinlemişimdir, mesela Paramparça şarkısı, bence Teoman'dan bile güzel yorumlamış derim hep…

 

Öyle fanatik hayranlarından biri değilim ama arabesk camiasında en sevdiğim isimdir Müslüm Gürses, yorumculuğu, özellikle son zamanlarında söylediği popüler şarkılara kattığı tat bambaşka… Onu hep çok naif bulmuşumdur. Kimseyi kırmayan tavrı, çocuk gibi neşesi, hep kırılgan bir insan hissiyle bakmışımdır kendisine… Zamana ayak uydurmasına da saygıyla…

 

Bunları niye mi yazıyorum? Tabii ki çevremdeki pek çok insan gibi bende merakla "Müslüm" filmini izlemeye gittim.

 

Zor bir hayatı olduğunu, ölümden döndüğü bir kaza geçirdiğini biliyorduk ama hayat arkadaşı ve onu en iyi tanıyan Muhterem Nur'un gözünden bakmak daha da etkileyiciydi…

 

Acılarla dolu bir hayat ve o hayattan çıkan milyonların baba dediği efsane bir adam…

 

Çok derinden insanın içine işleyen bir film, bu kadar acıya nasıl dayandın diyorsun izlerken ve nasıl korudun kendini bu acımasız dünyadan, nasıl bu kadar iyi kalabildin, nasıl bu kadar naif?

 

Çocukluktan başlayıp, son zamanlarına uzanan hayat hikayesini izlerken, neden herkesin ona "Baba" dediğini ve kitleleri peşinden nasıl sürüklediğini daha iyi anlıyorsunuz…

 

Bazı insanlar, hayatınıza, güzel bir iz bırakmak ve ömür boyu hatırlanacak sözler söylemek için girerler, tıpkı Limoncu Ali gibi… Babasının zulmünden kaçarken sığındığı Adana Halk Evi ve orada tanıştığı hocası Limoncu Ali hayatını değiştirir Müslüm'ün… Onun anlayışla sarıp sarmalaması, her düştüğünde moralle ayağa kaldırması, babasından görmediği sevgiyi göstermesi, ne zaman pes etmeye yaklaşsa "Senin sesin, ancak sen susunca kesilir" sözlerini hatırlatmasıyla güç bulur, yıllar sonra bile…

 

Tabii ki izlediğim her rolde efsaneler yaratan Erkan Can, Limoncu Ali rolünde de beni şaşırtmadı, yine zevkle izlediğim bir performansla karşıladı…

 

Çocukluğunu canlandıran Şahin Kendirci, 2014 O Ses Çocuklar Yarışmasında birinci olmuş, ben hatırlayamadım ama bu filmdeki performansı, sesi, oyunculuğu takdire şayan…

 

Ayça Bingöl'ün insanın içini acıtan oyunculuğu için söylenecek çok söz yok aslında, fedakar bir anne nasıl oynanır diye sorsanız bundan daha fazlası olamaz derim…

 

Turgut Tunçalp zamane Erol Taş'ı olabilir, o kadar iyi oynuyor ki, insan gerçek duygulara kapılıp kendisinden nefret edebiliyor…

 

Taner Ölmez ve Erkan Avcı uzun zamandır takip ettiğim ve başarılı bulduğum iki oyuncu, yine rollerinin hakkını vermişler…

 

Zerrin Tekindor için ne söylesem az kalır biliyorum, Muhterem Nur'un aşkını perdeye öyle güzel yansıtıyor ki, zerafeti insanın içini ısıtıyor…

 

Ve tabii ki en büyük alkış Timuçin Esen'e… Rolüne hazırlanmak için yurt dışında özel ders aldığı söyleniyor, emeğini takdir etmemek mümkün değil. Ben, film boyunca Timuçin Esen'i değil, Müslüm Gürses’i gördüm, o kadar doğal ve gerçekti ki… Oyunculuğun dışında bir de bütün şarkıları kendi söylüyor, o da işin başka boyutu… Oscarlık performans dedikleri şey var ya işte Timuçin Esen'in "Müslüm"ü tam da öyle bir performans. Ayakta alkışlanmalık…

 

Ketche ve Can Ulkay'ın yönettiği, Hakan Günday ve Gökhan Özçiftçi'nin senaryosunu yazdığı "Müslüm" filmi, görünen, görünmeyen tüm ekibin başarısını beyaz perdeye aktarıyor…

 

Müslüm Gürses'i seversiniz, sevmezsiniz, filmde bir sürü hata bulabilir, eleştirebilirsiniz… Ama Türk sinemasının güzel işlerinden biri olan bu filmi izlerseniz pişman olmazsınız biliyorum…

- Advertisment -