Glasgow İklim Zirvesinde bugün finans günüydü.
İngiltere Maliye Bakanı Rishi Sunak, “finans gününü” ülkesinin ilk “net sıfır hedeflerine ulaşan finans merkezi” olacağı müjdesiyle başlattı.
Peki bu nasıl olacak? İngiliz hükümetinin planı, tüm İngiliz finans kurumları ve İngiliz borsasında işlem gören tüm şirketler için 2023’ten itibaren “gereksinimleri artırmak”, ancak bunu zorunlu kılmadan faaliyetlerin, kredi ve yatırımların nasıl “karbondan arındırılacağını” açıklayan yol haritaları yayınlamak.
Rishi Sunak
İngiltere’nin 2050 yılına kadar net sıfır karbon ekonomiye sahip olma taahhüdünde bulunan Sunak, ayrıca İngiltere’nin yeşil tahviller için yeni bir sermaye piyasası mekanizmasını destekleyeceğini ve gelişmekte olan ülkelerin iklim finansmanına erişimini kolaylaştırmak için 100 milyon sterlin (136 milyon dolar) ayıracaklarını açıkladı.
Bu arada, İngiltere Merkez Bankası eski başkanı Mark Carney’in eş başkanlığını yaptığı finans firmaları konsorsiyumu “Net Sıfır için Glasgow Mali İttifakı” (Glasgow Financial Alliance for Net Zero) bugün bir ilerleme raporu yayınladı.
Bankalar, sigortacılar ve varlık yöneticileri de dahil olmak üzere yaklaşık 130 trilyon dolar değerinde varlıklara sahip konsorsiyum üyeleri, portföyleri ve kredi defterleriyle ilgili emisyonları yüzyılın ortasına kadar net sıfıra indirmeyi taahhüt ettiler.
Ancak yeşil gruplar bunun çok zayıf bir adım olduğunu söylüyor ve bazı gözlemciler hedeflerin finansal firmaları, destekledikleri şirketlerdeki emisyonları gerçekten azaltmaya çalışmak yerine sadece kirletici varlıkları satmaya teşvik edeceğinden endişe ediyor.
Metan emisyonu atılımı: Rusya taahhüt vermedi
Amerika ve Avrupa Birliği, küresel ısınmaya herhangi bir karbondioksit tasarrufundan daha çok etki eden sera gazının emisyonlarını azaltmayı amaçlayan “küresel metan” taahhüdünü duyurdu.
Öngörülen kesintiler, 2020 seviyelerine göre ölçüldüğünde 2030 yılına kadar %30’a varacak.
Amerika’nın iklim elçisi John Kerry, bu bağlayıcı olmayan anlaşmaya 100’den fazla ülkenin imza attığını söyledi.
Amerika ve Kanada da petrol ve doğalgaz endüstrilerinden yayılan metan miktarını azaltmak için yeni düzenlemeler getireceklerini duyurdu. Ancak dünyanın en büyük metan yayıcısı olan Çin, Hindistan ya da Rusya bu taaahüdü veren ülkeler arasında yok.
Rusya, doğalgaz endüstrisi havaya çok fazla metan sızdıran ülkelerden biri. Diğer metan kaynakları arasında tarım, özellikle de sığır ve pirinç yer alıyor ve şu anda insan faaliyetleri kaynaklı her yıl 300 milyon tondan fazla metan yayılıyor.
Metan emisyonunun azaltılması neden önemli?
Son yıllarda metan ve diğer sözde “kısa vadeli iklim zorlayıcıları” emisyonlarının azaltılması, iklim değişikliğine karşı mücadelenin giderek daha önemli bir parçası olarak kabul edilmeye başlandı. Metan atmosferde oldukça kısa bir ömre sahip olsa da, oradayken son derece güçlü bir sera gazı. Sadece bir tonu, emisyonundan sonraki 20 yıl içinde eşdeğer CO2 miktarından 86 kat daha fazla ısınmaya neden oluyor. Metan emisyonunun önünün kesilmesi, sıcaklıklar üzerinde hızlı bir etkiye sahip olacak.
Ağaçlar ormanda kalacak
100’den fazla dünya lideri, dün (2 Kasım) 2030 yılına kadar ormansızlaşmayı (deforestation) sona erdirme sözü verdi. Söz veren ülkeler arasında geniş ormanlık alanlarıyla meşhur Brezilya, Kanada ve Rusya da yer aldı.
Taahhütle birlikte Dünya ormanlarının yaklaşık %85’i anlaşma kapsamında olacak. Bunun karşılığında ülkeler (hem kamu hem de özel kaynaklardan) toplamda 19 milyar dolar değerinde finansman alacak.
Ormansızlaşmanın, sera gazı emisyonlarının yaklaşık dörtte birini oluşturduğu düşünülüyor.
Ormansızlaşmayı durdurma taahhüdü birçoklarını sevindirse de, ihtiyatlı davrananlar ve geçmişte benzer vaatlerin ormansızlaşmayı hiç yavaşlatmadığı konusunda uyaranlar da var.
2014’teki New York Orman Bildirgesi, aynı ülkelerin birçoğunun tropik ormansızlaşmayı 2020’ye kadar %50 azaltmayı öngörmüştü. Ama 2019’da bu girişimin gözden geçirilmesiyle 2020 hedefinin muhtemelen imkansız olduğu anlaşılmıştı.
Maryland Üniversitesi’ne göre, geçen yıl yaklaşık 12,2 milyon hektar tropik orman kaybedildi. Bu 2019’a göre %12’lik bir artış. Ormanlar, atmosferdeki karbondioksiti emmede çok önemli bir rol oynuyor: 2000’li yıllarda tropik ormanların, insan faaliyetleri tarafından üretilen karbondioksit emisyonlarının yaklaşık dörtte birine eşdeğer karbonu emdiği tahmin ediliyor
Zararın neresinden dönsek kâr
1 Kasım’da Başbakan Narendra Modi Hindistan’ın COP26’ya yönelik yeni iklim taahhütlerini ortaya koydu. Uzun, felsefi cümlelerle giriştiği konuşmasında herkesi taahhütlere boğdu. Hindistan’ın 2070 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşacağına söz verdi; 2030 yılına kadar ülkenin elektriğinin yarısının yenilenebilir olacağı ve aynı tarihe kadar karbondioksit emisyonlarını 1 milyar ton azaltacağını söyledi.
50 yılda net sıfıra ulaşma taahhüdü, Hindistan’ı (2060’ı hedefleyen) Çin’in ve birçok batılı ülkenin taahhüt ettiği ve BM genel sekreteri Guterres’in sıklıkla bahsettiği 2050 hedefinin gerisine koyuyor. İklim değişikliğine ilişkin bilimsel görüşleri derleyen BM kuruluşu IPCC, ısınmanın 1,5°C’den fazla olmaması için küresel emisyonların 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşması gerektiğini belirtiyor.
Ancak Hintli yetkililer, ekonomisinin hala gelişmekte olduğu göz önüne alındığında, büyük ölçüde kömüre bağımlı olan ülkenin 2050 hedefine ulaşmasını beklemenin haksızlık olduğuna inanıyor. 2070 hedefi bile büyük miktarda yatırım gerektirecek: Modi de zaten konuşmasını gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere “mümkün olan en kısa sürede” 1 trilyon dolar aktarmaları talebiyle bitirmişti.