Cahit Koytak

Belhüm Âdal

Ve Ammonilerin, Fenikelilerin / Uğruna bebekleri kurban ettikleri / Mevsimlik tanrılarınkini andıran / Binbir surat, balmumundan...

‘Kan dökmeyeceksin’

Yetmez bu, yetmez, bir de / Cehennemin kapısına, utanmadan, / Süslü mü süslü yazılarla, / Tanrı’nın adını yazar, bu sonrakiler.

Generaller niçin sokağa çıkamazlar

Sokağın üstündeki sahanlıktan / Geçer giderler / Kaçar giderler / Helikopterlerle tayyarelerle

Tufan bekleyenler

Bekleye bekleye / Gemide yaşlanıp gideceğiz / Hepimiz bu gidişle / Ve gömüleceğiz gemiye / Ambardaki farelerle birlikte.

Tanklar

Dedemin dediğine göre, / Kötülüğün henüz ulaşmadığı / Geleceği de titretiyorlarmış / Bu cuntacı tankları.

Sınırları kaldırmak

kırk kanatlı aşkın sınırları, / deniz aşırı aşkın sınırları, / ölüm aşırı aşkın sınırları / var mı, yok! var mı, yok! / yok, yok, yok!

Göğe tırmanan ırmak

yeter ki, sen inan ona, mehmet eren, / yeter ki, seni, anneni, babanı, kardeşini, / o ırmağın, içindeki balıkları / sevdiği kadar seven dedene inan!

Yufka yürekli komutanlar için bir rüya

bak seni bekliyorsa yavuklun düğün için / söyle terhisini yazayım / bando mızıka göndereyim peşinden

Şiir ne yapar size

şiir elinizden tutar, / kendinizden biraz dışarı, / güneşe çıkarır sizi, / biraz kır bayır dolaştırır, / luna parka falan götürür, / sinemaya konsere sizi,

Sağanak

Yaşlı ve yorgun ve yufka yüreğim benim! Onu böyle ben yordum, çekip götürdüm sonra kıyısız enginlere!

Önden yırtılan gömlek (II)

Üvey kardeşlerin hesabına oynamayı seçtin sen / Ve kaybettin, kaybettin gökçe borsada; / Gömleğin önden yırtık senin, Amerika / Ve yüzün tanınmaz halde tırnak izinden.

Kanat ve yüzgeç

sonra oturup penceremin önüne / sokaktan geçenlere bakıyorum, / içimden geçenlere bakıyorum oradan.

Sorgu sual

Pek cüretkâr bir şair, tutup kendi eliyle sahneye sürünce kendi ölümünü...

Bütünün güzelliği

çocuk bu güzelliğin, / kadın için erkekte, / erkek için kadında / çiçeklenen bütünün / ayrılmaz bir parçası.

Öksürük şurubu

Sen yazarken, ey ozan, senin kaleminin peşinden bir grup melek de ömrünü ölçüp biçiyorlar yazdığın dizelerin

Cehennemin tanımı

hiçbir fikrin, / hiçbir yaratıcı buluşun, / hiçbir çabanın, / hiç bir sanatın işe yaramadığı yer…

Dolu dolu söz

kelebekler gibi uçuşsun / iyinin sözleri / ve ateş böcekleri gibi / seçilsin düşünceleri! / başka ne diyeyim?

Yeni bir dünya için iyi fikirler

Çünkü sanattır, boğuşmanın, didişmenin / vadettiği oyun zevkini / Bin kat fazlasıyla bize yaşatan, / Hem de tek cana kıymadan / Ve tıkamadan göğe tırmanan yolları.

‘Büyük hayat’

Canlı, cansız tüm varlıkların hepsinin hikâyelerini tek tek birbiriyle uyum içinde tasarlamanın azametini anlıyor gibiyim, evet.

‘Büyük sözler’

Sadece aşk, diyor, eskiler, / sadece aşk dokunabilir ona / diz dize, yanak yanağa, / dudak dudağa!

Yara ve sargı

Boşaltsın sicim gibi yağan / Bir rahmet biçiminde cenneti / Yaralarımızın üstüne, / Kabuklarımızın üstüne!

Sevgiden payı olan

tutar çerden çöpten / gündelik teranelerden / gözyaşından ve balçıktan / içine yeri de, göğü de alan / bir yalnızlık yaratır

Aşka dair

... Bela değil ki kaçılsın!

Tanrının eli

Aklın gözleri yoktur / Ve içimizde, baş aşağı / Tavana asılı durur, yarasalar gibi…

Coğrafya

Irmak, tanrısını arıyor / Tanrı, kitabını yazıyor / Yazdıkları ne akla / Ne yüreğe sığıyor.

FM enternasyonal

Senin yazdığın harfleriz biz / Senin kelimelerin / Senin kendi hikâyelerin / Senin kendi hayatında geçen...

Yoksulluğa övgü ( II )

Kolay terkedebileceğin / Ya da en iyisi, dürüp de çıkınına / Yanında götürebileceğin / bir ev, bir bahçe, bir hayat...

‘Si minör sonat’

Şimdi yaşlandım biraz, Yaşlandım, ama inanıyorum, Cennette kuyruklu bir piyanom olacak

Körlük

Biraz daha çok bulut ve çok yağmur, Biraz daha çok rüzgâr, Biraz daha dağ bayır, Bağ bahçe ve akarsu / alabilseydim içime!

Yalnızlığın türleri

Yalnızlığı okuyorum arada, Kutsal bir kitabın dua bölümü gibi/ Yalnızlığı, bir daha, bir daha, bir daha...