spot_img

Cahit Koytak

Kanatsız uçmak

      ölümü kabullenemiyor şair,güllerin, çiğdemlerin,hatmilerin içindeyer bulamıyor ona; hele insan için ne acz, ne mania tanıyor,insan ruhunun çünkühalis Tanrı soluğuolduğunu takıvermiş aklına, ne suyun üzerindeyürüyüp...

Ah şairler!

 Ah, korkulur şairlerden, korkulur!Çünkü onlar şiir de yazarlar,Felsefe de yaparlar,Arada Rus ruleti de oynarlar. Sözü, o taşınmaz gam yükünü,Kervan kervan, aşıklara,Aklı avuç avuç, delilere,Aşkı dervişlere...

‘Güzel sözlerincini’

 aklını, azığını, sazını, sözünüveriyorsun yolcuyave yol gösteriyorsun ona.bu iyi, bu güzel, bu âlâ! ellerini de ver bari,ellerini, kollarını da ver ki,senin tutuşunla tutabileyimeteğinden, ‘geçip giden’i! yel...

Ağırdan alan ölü

 işte aradığın sessizlik!işte bütün balıkların       bütün ağlardan kaçışmasından;bütün kuşların bütün ağaçlardan       göğe saçılmasından;işte bütün öteki ölülerin       mezarlardan, koğuşlarındandışarı salınmasından sonrazihninde ve ruhunda        ulaşmak istediğin                  ...

Kapı

Anlayabiliyorum, ama yine de İçerden sesler, seslerin, sözlerin güzelliği Hep bu kapının önüne mıhlayor beni.

Şiirin faydaları

Kanatlarının ucuyla Ve dokunuşuyla tüylerinin Hem görmeyi, hem işitmeyi Öğretebilir sana.

Divanenin şarkısı

Çalgıcının, çalgısını sevdiği gibi değil, Çalgının kendi yayını, tellerini Kendi tınısını, yangısını, yankısını Sevdiği gibi sevilmek istiyoruz!

Çalgıcı dükkanı

“Bir giyimlik kefen için Dokuma tezgâhını mı taşırsın Ölüm döşeğine, arkadaş!

‘Büyük senfoni’

Sevdiklerinden biri kanser oldu diyelim, Yükleyebilir miyiz, düşün, Başa gelen felaketin suçunu Tek başına bir kanser hücresine?

Dolup taşmalar

oku öyleyse, oku ve başka hayatları ekle başka hikâyeleri kendininkine,

Uyuz

     bir şiir yazdım, bir şiir ki,merkebinin sırtındahalkın önünden geçenpadişaha benzedi. bir şiir yazdım,uyuz mudur, bu nedir,kaşınıyor her yanı! bir şiir yazdım,neresine dokunsam,neresini kaşısam,dökülüveriyor pul...

Dağcılık dersi

Dağlara tırman, dağlara, Uzak dağlara, yalnız dağlara! Derdini onlara anlat,

Şair ‘bugün’den geçiyor

sonra gökten, kül, ipek, tüy ve sözcük karışımı bir yağmur yağmaya başlıyor yüreklerimize, cızırdatarak orada, ocaktaki közleri.

Rüzgârın mimarisi

...ama bunu dert edesi yok elbette şiirin. o sadece ayak izi olmayı tasarlıyor,

Münzevinin aynaları

  Prolog - “Bu, avuç kadar mağaradane kadar çok ayna var, be beybaba!hem mağarayı, hem dip köşebütün bir kainatıirili ufaklı, boy boybin parçaya ayıranbu ne kadar...

Sayım döküm

...hayallerin, umutların ve sevdaların, yetmedi bir de dünya ahret soruların soruların, soruların var senin.

Nuh’a yeni bir gemi

ve kazmayla, kürekle değil, kurşun kalemle bir kuyu açmak bahçesinde o evin, bir tas su, iki avuç kiraz ya da vişne sunmak için yoldan gelip geçene...

Yalnızlık heykeli

dünkü rüyamda mıyım, bugünkünde mi, karıştırıyorum sık sık, herşey suyun içinde,

‘Eski Dostlar’ Huzurevi

bir tek sokak kalır, bir tek bu Eski Dostlar Sokağı kalır hep bu kalender haliyle,

Yaşlılık okulu

hemen bir defter al önüne ve oturup yazarak geri getir geçip giden yılları,

Bir rüya

...elimde olmadan ürperdim: bu benim ruhum, öyle mi, diye bağırarak uyanım,

Dublör

...benimkinden iki kat çabuk uzuyor adamın tırnakları ve sanırım, işte bu, işte bu farkedilmesin diye,

Sihirbaz

Dünyada cennet vaadetsem dönüp bakmıyor arkasına, alıngan hayat.

Tablet

....açgözlülük kurtlaştırır, çakallaştırır, sırtlanlaştırır,

Toz

sakın üfleme sakın üfleme bildiğin türden değil benim tozum tutuşur yanar yoksa

Güzel Yaralar

yarayız, çıbanız, defoyuz, defoluyuz, ama güzeliz, özgünüz, biriciğiz!

‘Birey’

... bütün sahneleri ben yakıyorum, bireyim ben çünkü, bireyim ben, bireyim!

Dağa Yukarı Akan Dereler

Dağlara tırman, yüce dağlara! Derdini onlara anlat, İçinden taşan şeyleri,

Tanrının dilini bilen arı

Kanatlarına güç veren esinden, Rüzgârların sesinden, Çiçeklerin de nefesinden Lütfedip ara sıra Biraz da yaşlı şaire Aktaramaz mısın, kuzum?

Rüzgâr kuşu

Oysa benim, kanadı olanlara, Ötmeyi gerçekten bilenlere, Hele ötmeyi sevenlere notum Her zaman bol olmuştur;