Etyen Mahçupyan

Kürt siyasetinde iç farklılaşma

Barajın geçilmesi dışarıda bırakıldığında, Kürt siyaseti açısından bu seçimde iki kriter olduğu söylenebilir: Barajın yüzde kaçla geçildiği ve oyun hangi kesimden alındığı. Demirtaş ve Bayık için biri iyi biri kötü oldu. Öcalan açısından ise ikisi de kötü oldu.

Internal differences come to mark the Kurdish movement

Apart from or beyond just beating the [10 percent] threshold, there were two parameters for the Kurdish movement in these elections: just how much they would beat the bar by, and from what social groups these votes would come. On that basis, for Demirtaş there was one good and one bad, while for Bayık there was one bad and one good outcome. In contrast, there were two minuses for Öcalan.

Koalisyon vizyonu

Cevap koalisyon ve CHP ile koalisyondur. Çünkü AKP’ye en uzak partner o… Dolayısıyla protokol iyi çalışılmak ve teknik olmak zorunda. İki partinin ‘birlikte’ yapabileceklerinin sınırının çok daha keskin ve iyi tanımlanmış olması zaten bir önkoşul.

Başkanlık kampanyasının mantığı neydi?

AKP seçmeninin belki yarısı artık daha ‘normal’ bir döneme doğru gidilmesini arzuluyordu. İnsanlar ‘başkanlık’ sözcüğünü yeni bir kavga dönemi olarak algıladılar ve mesafe hissettiler… Yoksa Türkiye henüz gerçek anlamda bu konuyu tartışmaya başlamadı bile.

Sevenlerin kestiği ceza

AKP gibi bir partinin ortak aklını daha verimli kılması, bu aklı derinleştirecek toplumsal bağları kurması beklenirdi. Ancak fazla özgüven kurumsal tepkiyi kolaycılığa yöneltti.

Hangi koalisyon AKP’yi yeniler?

CHP ile koalisyon sadece ülke için değil, laik ve muhafazakâr kesimlerin kavgacı külhanları ve özellikle AKP ile CHP için de bir normalleşme olur. İsterse sadece bir ay sürsün, AKP’nin buna hazır olduğunu, güç paylaşmaktan çekinmediğini, bu toprakların kalıcı ve kurucu unsurlarından biri olduğunu ortaya koyar.

Kılıçdaroğlu için çember daralıyor

Kılıçdaroğlu sayesinde Başbakan ile Cumhurbaşkanı’nın daha da yakınlaştığını ve AKP oylarının yeniden konsolide olduğunu görüyoruz. Oysa Kılıçdaroğlu’nun hayali içerden çözülmüş bir AKP ile koalisyon yapmaktı. Bugün tersi bir noktadayız…

The circle tightens for Kılıçdaroğlu

CHP Chairman Kemal Kılıçdaroğlu built a quite amateurish post-election strategy. Following the dream of becoming prime minister by forming a bloc against the AK Party, he came to the point of offering the prime ministry to Bahçeli, who refused, of course. Meanwhile, he maintained his discourse targeting Erdoğan

AKP’nin seçmeni kim?

Kentleşmeyi, orta sınıflaşmayı, kültürel melezleşmeyi ve reformcu niteliğini düşündüğümüzde AKP’nin potansiyelinin yüzde 55’e vardığını görebiliyor ve nitekim ölçebiliyoruz. Bunun 8 puanı Kürtlerden geliyor ama son seçimle birlikte 3’e indiği anlaşılıyor.

Kürt siyasetinin oynak dinamizmi

Kamuoyu HDP’lilerin bu ‘oynak’ söylemine alıştı. Nitekim bu tutarsız söylem sadece savaş hallerinde ortaya çıkmıyor. HDP’nin barış söylemi de aynı dertten muzdarip.

AKP tabanı ve zihniyet değişimi

Bir zihniyet kendi tükenişinin kıyısına geldiğinde siyasi parti olarak ortaya çıkmak ve yeniye kapı açmak çok avantajlı bir durumdur. AKP bunu yaptı… Tarihsel açıdan bakıldığında bardağı taşıran son damla oldu. Eski zihniyetin yapaylaşmış engelleyici kalıplarını kırdı, toplumsal enerji barajının kapaklarını açtı.

İyimserlik veren bir dram

AKP, askeri vesayetin, ideolojik yargının, merkezileşmiş yozlaşma düzeninin, devletçi vatandaşlık anlayışının, monolitik kimlik algısının üzerine gitti. Geçtiğimiz on üç yıl devrimci bir ‘yıkım’ süreci oldu.

Why should it be the CHP?

This country sorely needs the AKP to further normalization and democratization. Hence this party has to re-establish its “global legitimacy” in order to open the door to yet another transformative phase. And here is an ideal opportunity that presents itself: a coalition with the CHP.

Yumuşak geçişin önünde

Türkiye’nin önünde Kemalizm’den post Kemalizm’e yumuşak bir şekilde geçme, kesimler arası geçişliliği artırma, ülkenin büyük kimliksel meselelerini çözme, arkaik bir modernlik anlayışının ayaklarımıza vurduğu prangalardan kurtulmamızı sağlama imkanı duruyor. Böyle bir işbirliğinin bu yumuşak geçişi bir anayasal metin olarak düzenleme ve topluma onaylatma şansı çok yüksek.

Niye CHP ile olmalı?

Normalleşmeyi ve demokratikleşmeyi ilerletmek için bu ülkenin AKP’ye ihtiyacı var. Bu partinin ‘global meşruiyetini’ yeniden sağlaması ve yeni bir dönüşüm döneminin daha kapısını aralaması lazım. Bunun için ideal bir fırsat var: CHP ile koalisyon.

Being obligated to society

The AKP has lost 9 points compared with the previous elections, but the reasons for this are clear, and none of these are enduring qualities characteristic of this party. Indeed, from Erdoğan and Davutoğlu down, the party's post-election stance and outlook provide important clues for the AKP's capacity for self-renovation.

İmam nikâhı serbest oldu!

Olay aslında çok öğretici… Bir yandan yargı alanındaki mücadeleye rağmen Türkiye’nin hukukun üstünlüğü yönünde ilerlediğine dair örnek teşkil ediyor. Diğer yandan da ideolojik kavganın gerçekleri nasıl gizleyebildiğini ve manipüle ettiğini ortaya koyuyor.

Özgüven HDP’ye de lazım

HDP sözcüleri ibreyi AKP/CHP koalisyonuna çevirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Çünkü eğer MHP ile olursa HDP’nin barajı geçmiş olmasının hiçbir anlamı kalmayacak.

This is how principled opposition works in Turkey

The CHP's problem is simple enough... Its votes have been stagnating for years on end, which means that it has nothing to gain by going to the ballot box again and again. With the HDP emerging as a meaningful alternative, it is even possible for the CHP's constituency to be flaking off in piecemeal fashion with each subsequent election. Neither is remaining in opposition likely to benefit the party.

Özgüven şimdi lazım

Haziran seçimlerinde AKP 9 puan kaybetti… Bunun sorumlusu herhangi bir ‘üst akıl’ değil. AKP’nin başarısını istemeyen bir hatta birkaç odak olabilir ve bunda şaşıracak bir şey de yok. Ama başarının da başarısızlığın da sorumlusu bizzat partinin kendisidir.

Komplo veya basit ahlaksızlık

Eğer bir koalisyon oluşturulamazsa bunun muhalefetin ‘ilkesel’ radikalizminden kaynaklanacağı açık. Böyle bir çizgi izlenirse yeniden seçime gitmekten başka bir yol kalmayacak.

Kimlik siyaseti ve AKP

AKP seçmeni genişledikçe parti içinde bazıları oluşan yeni tabanın hâlâ bire bir kendilerine benzediğini sanmış olabilirler. Kendi hassasiyetlerini vurguladıkça hâlâ o kitleye tam olarak hitap ettiklerini düşünmeleri şaşırtıcı değil. Lehte ve aleyhteki birçok yorumcu da bu algıyı pekiştirdi.

Bizde ilkeli muhalefet böyle olur

CHP’nin sorunu basit... Yıllardır yerinde sayan oyun gösterdiği üzere, yeniden seçime gitmek bu partiye yaramıyor. HDP’nin anlamlı bir alternatif olmasıyla birlikte önümüzdeki dönemde her seçimde CHP’den belirli parçaların kopması mümkün. CHP’ye muhalefette kalmak da yaramayacak.

Topluma mahkûm olmak

AKP geçen seçime göre 9 puan kaybetti ama niçin olduğu belli ve hiçbir hata bu partinin kalıcı niteliksel özelliği değil. Nitekim başta Erdoğan ve Davutoğlu olmak üzere seçim sonrası duruş ve davranış AKP’nin kendisini yenileme yeteneği hakkında açık bir ipucu taşıyor.

AKP’nin asıl kaybı nerede?

Oy kaybının esas menşei sandığa gitmeyen ama başka partiyi de desteklemeyen AKP’liler gibi gözüküyor. Giden Kürt oylarının geri gelip gelmeyeceği bilinmez. Ama AKP kendi tabanına yeniden hitap edebilirse zaten 45’e oturma potansiyeline sahip.

AKP’nin dans partneri kim olacak?

Önümüzdeki dönem CHP ile MHP arasında zımni bir mücadeleye sahne olacak ve sonucu bu gerilim belirleyecek.

Is the needle likely to turn and point to the CHP?

If the CHP is so anxious to be in government, might it be capable of taking a massive step to neutralize all such negative factors by putting on the table the possibility of a constitution emancipated from its preamble? Could it even agree to a cooperation virtually without any strings attached, such being the attraction of power?

İbre CHP’den yana döner mi?

Acaba iktidarı böylesine isteyen bir CHP bütün bu olumsuzlukları izale edecek bir büyük adım atarak, dibacesinden özgürleşmiş bir anayasayı gündeme getirebilir mi? Ya da iktidar olmanın cazibesiyle neredeyse önkoşulsuz bir işbirliğine yanaşır mı?

Yaza davet balosunun nedimeleri

Erdoğan onu ille de diktatör olarak görmek isteyenlerin pek anlamayacağı bir biçimde Baykal ile görüştü, sağduyulu bir çağrıda bulundu ve bu süreçte kendi mütevazi rolünü tanımladı.

Olağanüstü hal çağrıları ve normalin kendisi

AKP’liler tehditkâr bir siyasetten, fazla İslami bir dilden, tarihsel hamasetten giderek daha az hoşlanıyorlar. Onlar AKP’nin Türkiye’yi bütün çeşitliliği içinde ve herkese ulaşarak yönetebilmesini istiyor ve bunun dilini duymak istiyorlar.