Nuh Arslantaş
“Nehirden denize”: Gazze işgalinde sloganların savaşı ya da savaşın sloganları
Netanyahu, “Büyük İsrail” vizyonuna bağlı olduğunu ilan etti. Kökleri Revizyonist Siyonizm’e dayanan, fiilî sınırları işgal ve yerleşim politikaları yoluyla genişletmeyi hedefleyen bu ideolojik ve siyasi devlet projesinin sloganı da Filistin protestolarından aşina olduğumuz “Nehirden Denize” sloganıydı. 1977’de Likud Partisi’nin seçim manifestosunda “[Ak]deniz ile Ürdün Nehri arasında yalnızca İsrail egemenliği olacaktır” biçiminde resmî bir parti politikası olarak yer alan slogan, Menachem Begin’den Benjamin Netanyahu’ya kadar pek çok İsrailli siyasetçi tarafından sıkça kullanıldı.
Kadim vicdanın sınandığı bu en kritik tarihî dönüm noktasında İsrail yetkililerine ve halkına açık mektup
Önümüzdeki hafta, Tişʿa be-Av gününü idrak edeceksiniz. Bu yas günü vesilesiyle, geçmişte atalarınızın yaşadığı felaketleri şu satırlarla anımsayacaksınız: “Gözlerim yaşla tükeniyor, içim yanıyor, yıkım karşısında bağrım parçalanıyor. Çocuklar ve bebekler şehirlerin meydanlarında bayılıyor. Annelerine şöyle diyorlar: ‘Yiyecek yok mu, su yok mu?’ Kentin sokaklarında yaralılar gibi bayılırken, annelerinin koynunda can veriyorlar.” (Ağıtlar 2:11–12) Yahudi tarihinde acı ve felaketin sembolü hâline gelmiş bu hazin dizeleri, siz ey yöneticiler, bu yıl Gazze’de bir dilim ekmeğe, bir damla suya muhtaç bırakılmış masum bebeklerin sessiz feryatlarıyla birlikte okuyun ve tefekkür edin. Zira Gazze, tarih adeta tekerrür edercesine, iki bin yıl önce atalarınızın yaşadığı ve Kutsal Kitabınızda betimlenen o derin acıları yeniden yaşıyor bugün.
İsrail-İran savaşında hahamlar cephesi
İsrail, İran’a yönelik son operasyonuna “Mivtza ʿAm ke-Lavi” adını verdi. Bu ifadenin tam karşılığı “Aslan Halkın Operasyonu”dur aslında. Ancak operasyonun İngilizce çevirisi, özgün anlamını tam da yansıtmayan bir şekilde “Rising Lion” (Yükselen Aslan Operasyonu) olarak duyuruldu. Operasyon ismini, Tevrat’ın Sayılar kitabındaki 23:24 pasajında geçen “İşte, aslan gibi yükselen bir halk” ifadesinden almakta. Bu ifade, geleneksel Tevrat yorumlarında İsrail halkının gücünü, dirilişini, direnişini ve savaşçı karakterini simgeler. Dolayısıyla operasyon ismi, yalnızca bir tehdit mesajı değil, aynı zamanda güçlü bir dini ve millî kimlik vurgusu da taşımaktadır.
Pelzman Raporu: Gazze’de etnik temizliğin ekonomik kılıfı
Pelzman Raporu’na göre, 7 Ekim 2023’te başlayan savaşın ardından Gazze’deki yıkım o kadar büyük ki, mevcut koşullarda hiçbir özel yatırımcının veya uluslararası kuruluşun bölgeye yatırım yapması mümkün değil.
Pelzman’a göre, Gazze’nin tamamen sıfırdan inşa edilmesi gerekiyor. Bunun için de bölgenin tamamen boşaltılması, altyapının yeniden oluşturulması ve yeni bir ekonomik modelin kurulması elzem.
Trump’ın Gazze’de etnik temizlik planı: Amaçları ve gerçekleşme olasılığı
Gazze’yi Filistinlilerden arındırma fikri, İsrail’in aşırı sağcıları ve dincileri için artık bir hayalden öte, ulaşılması gereken bir hedef haline gelmiştir. Trump’ın bu söylemleri desteklediğini duyurması, bu grupların bu hedefin gerçekleştirilebileceğine dair inancını güçlendirecektir. Bundan sonraki dönemlerde İsrail’de hükümetleri, sayıları her geçen gün artan savaş çığırtkanı radikal kesimler belirleyeceği için, bu, bölgede daha fazla kan akacağı anlamına da geliyor.
Lev Tahor: Din, devlet ve modern hayat üçgeninde sıkışmış gizemli bir Yahudi cemaati
Guatemala polisi ve Interpol, İsrail’de "Yahudi Talibanı" olarak nitelendirilen ultra-Ortodoks Lev Tahor cemaatinin liderlerinden Yoel Alter’i, insan kaçakçılığı ve çocuk istismarı suçlamalarıyla tutukladığını açıkladı. İsrail Devleti’ni gayri meşru ilan eden, sık sık İsrail karşıtı ve Filistin yanlısı gösterilerde görünen grup, 1991’de Hamas’la ilişkili oldukları iddia edilince İsrail’den ABD, Guetamala ve Avrupa ülkelerine yerleşt. Bir ara Hamaney’e bağlılıklarını ilan edip İran’a sığınan grup İsrail’de “terör örgütlerinden bile tehlikeli” bulunuyor. Teknolojiden uzakta Yahudi şeriatının katı bir yorumunu benimseyen grubun kadınları çarşaf giyiyor.