Oral Çalışlar

Fatih modern bir hükümdar, Osmanlı modern bir imparatorluktu

Osmanlı konusunda iki tavırla yüz yüze geliyoruz: Birinci tavır; Osmanlı’yı başından beri kötüleyen, reddeden, gerici sayan modernist tutum. Oysa (en son dönemde bile) Osmanlı hanedanının üyeleri çağdaş dünyaya açık insanlardı. II. Abdülhamit baskıcı bir rejim kurmuştu. Öte yandan Türk ve Müslüman-Hanefi özelliği üzerinden bir ulus devlete giden adımların çoğu onun zamanında atıldı.

Bayram gazetesi…

Bu çıkış, gazetecilerin örgütü olan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin gücünü olumsuz yönde etkiledi, gazetecilerin örgütlenmesine darbe vurdu. Daha sonraki yıllarda birkaç girişim olduysa da gazete patronları aralarında anlaşamadıkları için sonuç alınamadı, Bayram gazetesi de unutulup gitti. Fakat bu bayram durum farklı. 81 ilde sokağa çıkma yasağı uygulanacak.

Karantinadaki Adalar yaza hazırlanıyor

Adalar’a ilgi artarken kontrollü açılım nasıl sağlanacaktı? Adalar’a tek ulaşımın deniz yoluyla gerçekleştiği için girişleri kontrol etme imkanı da vardı. İBB Turizm Platformu, İBB Ulaşım Daire Başkanlığı ve Sağlık Daire Başkanlıkları’yla bu konuda eşgüdüm içinde bir plan düzenleyecekler.

Katlanan cirosuyla “Getir”

 Nazım Salur, koronavirüs günlerinde 4 bin kişilik çalışma ekibini 5 bine çıkaran “Getir” dağıtımın kurucusu. Türkiye ekonomisi, koronanın da çarpıcı etkisiyle büyük bir sıkıntı...

Çözüm: Yerli turist

Yabancı turizm çok ağır basıyordu. Hatta son dönemde yüksek fiyatlar nedeniyle yerli turist yurtdışı tatili tercih eder olmuştu. Ama şimdi bizim uzun süre yabancı turist beklememiz gerçekçi değil. Yoğun turist alan ülkelerden İspanya 14 gün karantina koşulu koydu.

Kitapçılar ve yayınevleri sıkıntılı

AVM’ler kapanınca kitabevleri de kapanmış oldu. Çünkü ağırlıklı olarak zincir kitabevleri AVM’lerde. 11 Mayıs itibarıyla D&R bazı mağazalarını yeniden açtı. Karantina döneminde yayıncılar doğal olarak internete yüklendi. Eskiden kitap satışının yüzde 20’si internetten gerçekleşiyordu, şimdi yüzde 80’i internetten gerçekleşiyor. Ama e-kitap’ın bundaki payı yüzde 1 bile değil.

Cezaevleri karantina günlerinde

 Cezaevlerindeki tutuklu ve mahkumların sayısı, tartışmalı İnfaz Kanunu değişikliğinin ardından 300 bin kişiden 200 bine düştü. CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne götürülen iptal isteminin gerekçesi,...

Ressam Komet: Sanat bir özgürlük meselesidir

İsteyen yapar isteyen yapmaz. Bir de çeşitli sanat tavırları var. Görsel sanatlarda da eskisi gibi 20. yüzyılın başındaki gibi tek bir akım çıkmıyor. Her türlü şey yapılabiliyor. Güncel sanat, kavramsal sanat, pentür her şey. Çokluk iyidir.

Alman bakan favorisini yanlış kesti

Türkiye’ye göre daha az kısıtlama getirildi. Ama çok disiplinli uygulandı. Karı koca ve çocuklar caddede beraber dolaşabiliyor. Onun dışında yan yana 2 kişiden fazla olanlara para cezası uygulandı. Etkinler iptal edildi. AVM’ler ve pasajlar kapatıldı. Alışverişe maskeyle gidildi. Çoğunluk kurallara uydu. Ortadoğu kültüründen gelenlerin bir kısmı kuralları ihlal etti ve ceza aldı.

Batman’da Korona günleri

Batman’ın en güzel günleri bitmek üzere. Batman’da, bahar martta başlar mayısta biter… Sonra Arabistan sıcağı olur. En güzel günlerimizi evde geçiriyoruz.

Torun Maya yasakları aştı, görmeyen Amelie’ye ulaştı

Koronavirüs salgını nedeniyle Amelie’nin hayatı birden zorlaştı. Yardımcısı hastalık kapma endişesiyle gelemez olunca, Amelie kedileriyle baş başa kaldı. Bodrum Belediyesi ve dostları telefonla onu aramaya başladılar. Biz de buradan, Amelie için çabalarken, 18 yaşındaki torunu Maya bir kurtarıcı melek gibi devreye girdi.

Kadir İnanır: Ülkeden başka bir sıkıntımız yok

Dünya bir gerginliğe girdiği zaman ilk tokadı sanat yer. Büyük ihtiyaç kaynağı olmasına rağmen en sona atılmıştır. Sinema sektöründeki şirketlerin durumları ortada. Zaten sansür var. Şunu yasaklıyorum demiyor ama bütün yaptığın işleri vali vesayetine sokabiliyor. Ona dokunma, buna dokunma, nasıl bir sanat yapılacak…

“Biraz moralim bozulunca ‘Aşk-ı Memnu’yu izliyorum”

Virüs haberlerinden başka bir şey izleyemez haldeyiz. Ekrana yapışıyoruz, ya demoralize oluyoruz, ya moral buluyoruz. Sevdiğim bir dizi varsa onu seyrediyorum. Daha çok yabancı filmler izliyorum. Biraz moral bozukluğu olduğu zaman, sabahları “Aşk-ı Memnu”yu izliyorum. Yeniden yayınlanıyor. Eğleniyorum.

‘Bavulumla denizlerde kaybolacağım bir film istiyorum’

Evet ülkemin geleceği için, yeryüzü için dehşetli gelgitler yaşıyorum. Bu kültürel siyasal çözülmenin üstüne gelecek neyi getirecek... Kendimi sorumlu sayıyorum...

Orhan Pamuk’la karantina günleri

Aslı, geçen gün karşıya gitti, Bağdat Caddesi’nde her yer kapalıymış, bir kitapçı açıkmış, ama millet kitapçıya da gidemiyor, kitapçıda da virüs olabilir ne yazık ki. Online satışlarda çok artış var ama normal kitap satışını karşılamıyor. Aslı ile konuşuyoruz aramızda. “Ne olsun istersin?” diyoruz birbirimize.

Başarı birlikte gelir… Övünme zamanı değil

Virüs ise hâlâ önü alınamaz şekilde ilerliyor. ABD gibi bir dünya devini alt üst etmiş durumda. Türkiye olarak henüz “başardık” diyebileceğimiz bir noktada değiliz. Tehlikeye dikkat çeken uzmanların sayısı az değil. İhtiyatlı bir dil kullanmayı tercih etmeliyiz. Buradan çıkış, siyasi değil insani bir var olma direnişinin ürünü olacak.

Fatih, gemileri Haliç’e nasıl indirdi?

Yağma o kadar şiddetli yapılıyor ki, üç gün içinde şehrin tamamen harap olması söz konusu... Bunun üzerine Sultan II. Mehmed, bir buçuk gün sonra yağmayı durduruyor. 31 Mayıs’ta “Şehrin binaları benimdir dokunmayın” diyerek, birçok değerli binanın yok olmasını engelliyor, yakıp yıkmanın önüne geçilmesi emrini veriyor.

65 yaşa getirilen yasak

Acun Ilıcalı’nın Survivor adlı eğlence-yarışma programını bilmeyeniniz yoktur. Survivor kelimesi, “bir felaketten, bir kazadan kurtulan, hayatta kalan” anlamına geliyor. Türkiye, salgında hayatta kalmaya çalışırken, TV izleyicilerinin büyük bir çoğunluğu da ilginç şekilde Survivor izliyor.

Mersin’deki başarının sırrı

Vahap Seçer, vatandaşlarla karşılıklı güvene dayalı sıcak bir ilişki geliştirmiş. Telefonu sürekli çalıyor, “Başkan limon fidesi dikmeye gidiyorum. Yolda jandarma çevirirse ne yapacağım?” Başkan Seçer’in cevabı hep aynı: “Sen yoluna devam et bir sorun olursa beni ara...”

Korona günlerinde ev hali

Unutmadan söyleyeyim, bu arada haftada bir gün kapımıza getirilen sütle, gayet güzel yoğurt yapmayı öğrenmiş bulunuyorum. İsteyene kurs verebilirim. Yatay bisiklet ve yürüme bandı da hareketsizliğimizi gidermek amacıyla devrede...

Tavsiye: Günde 50 bin kişiye test

Rapor, Covid-19 virüsünün çok hızlı şekilde yayılacağını, tedbir alınmazsa İngiltere’de milyonlarca insanın yoğun bakım kapısında yatak bekleyeceğini, İngiltere’de 510 bin, ABD’de 2 milyon 200 bin kişinin hastalık nedeniyle öleceğini söylüyordu. Haklı çıktılar.

Virüs: Irkçılık mı üretecek dayanışma mı?

Sağlık çalışanları, bu toplumun yaşamını korumak için en ön safta bir direniş gösteriyorlar. En çok onlar kayıp veriyorlar. O insanlara “bizden uzak dursunlar” şeklinde dışlayıcı tutum gösterenler karşısında hüzünlenmemek elde değil.

Ne büyük bir felaket yaşadığımızın farkında mısınız?

Başka ülkelerde yaşanan travmatik gelişmeleri sanki bize gelmezmiş gibi küçümsedik. Şimdi biz de asıl gerçeğin içinde “Nereye gidiyoruz?” diye soruyoruz.

Devlet Bahçeli’ye… MHP’lilere…

Hayatında silah eline almamış, hiçbir şiddet eylemine katılmamış, şiddeti onaylamamış birçok insan, “örgüte üye olmasa da örgütün eylemleri doğrultusunda hareket etmek” gibi hukuka aykırı bir gerekçeyle “terör zanlısı” sayılıyor. Çok geniş bir kitle cezaevinden çıkartılırken, “terör sanıkları” gibi bir başlık altında siyasi kişileri tümden içeride bırakmak, başka yeni travmaları tetikleme riski taşıyan bir tercih gibi görünüyor.

İnfaz Kanunu ayrımcılık yapmasın

Adli tutuklulara açılan kapılar, siyasilere kapatılırsa yanlış bir iş yapılmış olacak. İç barışa, dayanışmaya özellikle bu günlerde ihtiyacımız var. Önümüzdeki haftalarda cezaevlerinden gelebilecek kötü haberleri beklemek yerine, Meclis’in bir an evvel eşitlik, adalet ve toplumsal fayda esasına dayalı bir infaz indirimi sağlamasından yana olalım.

Cezaevleri boşalırken muhalif tutukluya engel

Türkiye’de iktidara egemen olan zihniyet; oldu bitti, asıl tehlikeyi fikirde görmüş, bu nedenle düşünce insanlarını asıl düşman kabul etmiştir. Cezaevlerinin yükünün azaltılması konusu gündeme gelince aynı anlayışın yeniden ortaya çıktığını görüyoruz.

Berlin’de 3, Madrid’de 1825 kayıp…

Merkel’in kısa konuşmasından anladığımız kadarıyla, virüse karşı yürütülen mücadelede, toplumun katılımını sağlayacak şeffaf yöntemler kullanılıyor. Bilgiler toplumla paylaşılıyor. Tehlikenin boyutunu baştan fark ederek, ona göre önlem alan bir yol izleniyor. Almanya güçlü bir sağlık altyapısına sahip.

“Günde 1 maske yetmez”

Sağlık çalışanlarının ekipmanları yeterli değil. Bir an önce bunun çaresinin bulunması gerekiyor. Yoğun bakımda görevli bir doktorun saptamaları: “Koronavirüslü hastaların bakımıyla ilgili sağlık çalışanlarına her gün bir maske, bir gözlük, bir eldiven, önlük, vb. veriliyor.

Doktorlarımız…

Yaşanan COVID-19 salgını nedeniyle hastanelerimizde meslektaşlarımız, tüm sağlık personeli ve doktor hanım da gece gündüz demeden zor koşullarda yoğun ve fedakarca çalışıyorlar. Doktor hanım şu an bile çalışıyor. Bırakalım çalışmaya, hastalara hizmet vermeye devam etsin.

Prof. Cemil Taşçıoğlu…

Cemil'in yaşadığı tehlike, bu tür büyük felaket günlerinde doktorların, hastabakıcıların, sağlık çalışanlarının en özverili grup olduğunu da yeniden gözler önüne serdi. Çin'deki rakamlara bakınca, sağlık çalışanlarının ne ölçüde tehlike altında olduğunu daha net görebiliyoruz.