Oral Çalışlar
Hulusi Akar ve 15 Temmuz
Şu açık: Fetullahçıların, TSK’nın en tepe noktalarına kadar sızabilmiş olmaları, çok boyutlu bir zaafiyet ve aymazlığı ortaya koyuyor. Siyasetin, yargının, medyanın, kanaat önderlerinin sorumluluğunun olduğu oranda; TSK üst komuta kademesinin de sorumluluğu var.
Gazetecilikle politikacılık arasındaki sınır
İktidar ile medya arasında sınır belirsizleşmiş durumda. Medya siyasetçiden daha militan ve saldırgan bir dili kullanabiliyor. Küfrü meşru görebiliyor. Gazetecinin, parti militanı gibi davranmaması, kendi tercihleriyle haberciliği birbirinden ayırt edebilmesi çok önemli. Bu, iktidara yakın gazeteci için geçerli olduğu kadar, muhalefete yakın gazeteci için de geçerli.
‘Tehdit’ algısıyla yönetmek
Ülkenin en büyük muhalif partisinin başındaki kişi, işçileri, barışçı eylem yapmak üzere sokağa çağırabilir. Bu, dünyanın her normal demokrasisinde, normal karşılanan bir siyasi hamledir. Yasal ve meşru eylem biçimlerinin “komplo” kapsamına alındığı oranda, akıl ve mantık geri plana itilmiş olur.
Fikir özgürlüğü lüks müdür?
“Eleştirilemez” bir konum, bir süre rahatlık sağlayabilir. Ancak, suskun toplumların gelişemediğini, gerilerde kaldığını, emeklediğini anlayabilmek için etrafımıza uzun uzun bakmaya bile gerek yok.
Batı çöküyor efsanesi ve gerçek…
Her gelişmeyi tersinden okumaya meraklı bir geleneğimiz var. “Batı’nın çöktüğü", ahlaken dejenere olduğu, gençlerinin gelecek umudunun kalmadığı gibi tezler; yeni değil. Ben kendimi bildim bileli, böyle yazılar okur, böyle diskurlar dinlerim. Bu tezler daha çok muhafazakar-sağcı kesimlerin tezleridir.
N’olacak şu Fenerbahçe’nin hali?
Hatırladığım kadarıyla ligde hiç bu kadar gerilere düştüğümüz olmamıştı. Fenerbahçe’nin efsanevi futbolcusu Lefter Küçükandonyadis’in adının verildiği bir sezondaki bu çöküş, hem ironik hem dramatik.
CHP’nin üç adayı kesin: İmamoğlu, Yavaş, Soyer
Bugünlerde açıklanması beklenen CHP’li 300 başkan adayının ismi, İYİ Parti ile yapılan görüşmelerin sonrasına bırakıldı. Şu noktada 100 adayın ismi açıklanacak. Bu durumda, İstanbul’da, Binali Yıldırım’la, Ekrem İmamoğlu yarışacak. Biri çok tanınmış ve deneyimli bir siyasetçi. Diğeri genç ve başarılı, ancak az bilinen, tanınmamış bir isim.
Her seçim neden hayati sayılıyor ki!
Şurası bir gerçek ki, siyaseti aşırı gerilim üzerine kurmak, belki kısa vadede seçmen kitlesini konsolide edebilir. Ancak, bu gerilimi sürekli ayakta tutmak, seçimleri tehlikeli hale getirebiliyor, neticelerini ürkütücü bulabileceğimiz bir potansiyel yaratıyor. Seçimlerin bence ‘“beka”yla falan bir ilgisi yok. Kim kazanırsa kazansın, Türkiye’nin demokrasi ihtiyacı, adil bölüşümün aciliyeti gerçeği değişmeyecek.
CHP: Bir ülke gerçeği
Gönül ister ki, CHP mesela Avrupalı bir sosyal demokrat partinin ölçütlerinde demokrat ve entelektüel olsun. Gönül ister ki, muhafazakar dindar kitleler de dahil olmak üzere tüm toplumsal kesimlerle daha içten bir ilişkiye olanak veren bir esneklik kazanılabilsin. Bütün bunlar ancak partinin içindeki demokratların çabasıyla ve parti sosyolojisinin değişmesiyle mümkün olabilir.
‘Eğitimin millisi olmaz’
“Eğitimin millisi olmaz, eğitim öncelikle evrenseldir” değerlendirmesini yapan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, önceki akşam Beyoğlu Belediyesi'nin düzenlediği “Beyoğlu Sohbetleri”ndeydi. Bu değerlendirmesinin zaman zaman...
Müslüm Baba
Anadolu’nun yazlık sinema salonları. Sinemalarda filmler başlamadan önce sahneye çıkan mahalli türkücüler... Hepsi bizi ‘geçmiş Türkiye’ye götürüyor. Müslüm Baba filmi, geçmiş günlere götürse de yoksul ve tuhaf Türkiye gerçekliği, oradaki psikolojik derinlik, bugün de bazı yönleriyle değişmeden sürüyor. Müslüm Gürses’i sevgiyle anıyor, filme emeği geçenleri kutluyorum.
İvo Andriç, Sokollu Mehmet Paşa
İvo Andriç'in Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandığı Drina Köprüsü romanının geçtiği ülke burasıydı. Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa da, burada doğup büyümüştü. O da Drina nehrinin suyunu içenlerdendi. 1. Dünya Savaşı’nın başlangıcı olarak değerlendirilen suikast de, Saraybosna’da gerçekleşmişti.
AK Parti’nin MHP’ye mecburiyeti
Belli ki oyların matematiği, AK Parti kurmaylarını endişelendirdi. İstanbul ve Ankara’da HDP ve İYİ Parti’nin desteğini alabilecek bir CHP adayı, MHP desteksiz AK Parti’yi yenebilirdi. İki büyük kentin kaybedilme ihtimali iktidarı telaşlandırmış görünüyor. Böyle bir rüzgar eserse, başka kritik illere de sıçrayabilir. Ekonomin verdiği sinyaller de iktidar açısından bir handikap. Önümüzdeki aylar içinde ekonomik basınç daha da artabilir.
Belediyelerde hizmet mi, siyaset mi?
Uzun iktidar yılları bu konuda birçok şikayeti beraberinde getirdi. Bizzat parti merkezinin de saptadığı çeşitli iddialar AK Parti'yi yıprattı. Yerel yöneticilerin kibirli ve halka uzak olduğu yönündeki eleştiriler de artıyor. Şimdi yeni isimlerle bu olumsuz birikimin aşılması hedefleniyor.
Mersin’de biraz portakal, biraz politika
Çok kültürlü, çok kimlikli olan bölgenin tarihi değerlerini, örneğin Sen Pol’ün Tarsuslu olmasını, Kleopatra ile Antonius'un iki aşık olarak Tarsus’ta buluşmalarını, bunu Shakespeare’nin ünlü eseriyle ölümsüzleştirmesini değerlendiremediğimizi düşünerek, yeni bir yaklaşımın gerekliliğinde mutabık kaldık.
Muhalefete “kritik” HDP desteği
Medyada pek görünür olmayan HDP’nin, seçimlerde ne yapacağı merak konusu. Ülke çapında yüzde 10’un üzerindeki oy potansiyeliyle, bazı yörelerdeki birinci parti konumuyla, kritik seçim...
CHP: İstanbul’da Gürsel Tekin mi?
Kılıçdaroğlu, adayları belirlerken, çevresine şu tavsiyelerde bulunuyor: "Öyle adaylar çıkartmalıyız ki, ülke çapında etkisi olsun. Kiminle kazanacaksak hiçbir önyargıda bulunmadan onunla yarışa katılalım."
‘Türkiye ile uyumlu’ Kürt varlığı
ABD’nin, PKK’nın önde gelen üç isminin başına ödül koyması, Türkiye için ne ifade ediyor? Kürt hareketinin bütünü için ne anlama geliyor? Öncelikle, bu kararın Ankara...
ABD ve İran, ambargo ve demokrasi
İran, Trump’a karşı durmayı sürdürecek… ABD’nin baskıcılığı, ne yazık ki, bölgedeki rejimlerin ayıplarını örtmeye sık sık vesile oluyor. İran’daki rejim, kendini, özellikle kendi halkının gözünde meşrulaştırmak için, Washington’un tehditlerini gerekçe gösteriyor. Şurası bir gerçek: “Mazlum” doğu halkları, iki yandan sıkışma altında...
Ana muhalefetsiz iktidar arayışı
Osman Kavala, 1 yıldır, “sorgusuz sualsiz” yatıyor. Eren Erdem milletvekilliğinin sona erdiği gün, yazıp, söyledikleri nedeniyle tutuklandı. HDP’nin neredeyse bütün üst yönetimi tutuklu.
CHP-İYİ Parti, Mansur Yavaş dönemecinde
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir değerlendirmesinde, “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” demişti. Rakamlar, Erdoğan’ın endişesini haklı çıkaran bir İstanbul tablosu ortaya koyuyor.
Gökçek Ankara’yı belirler mi?
Aslında siyaset satrancının en kritik oyunlarından birine tanık oluyoruz. Erdoğan, Ankara’yı kaybetmek istemiyor. Eldeki verilere göre, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi başbaşa bir mücadeleye sahne olacak. İşte bu tablo içinde Melih Gökçek’in MHP’den aday olması, seçim kazanma ibresinin muhalefetten yana dönmesine yol açabilir.
Silahı bıraktılar, ‘barış rehberi’ oldular
Hepsi yaşadıkları acı deneylerin sonucu barışın üzerine titriyorlar. İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasına neden olan Brexit, İrlandalıları endişelendiriyor. Belfast’ın sokakları,“AB üyeliği sürsün” afişleriyle donatılmış. AB’yi barışın güvencesi olarak görüyorlar.
AK Parti, MHP’yle nereye kadar…
AK Parti’nin, reformlara öncelik verdiği dönemde, en sert eleştiri ve muhalefet, Devlet Bahçeli’den geliyordu. Şimdi, Bahçeli’nin o dönemdeki konuşmalarını ortaya çıkaranlar, MHP liderini, sözünden dönmekle suçluyorlar. Aslında MHP’de fazla bir değişimin olduğu söylenemez. Kürt meselesinden, azınlık haklarına, Alevi sorununa kadar bir dizi konuda, AK Parti “değişim” derken, MHP’liler ellerinde yumurtalarla protestoda bulunuyorlardı.
‘Andımız’ı Mamak Cezaevi’nde okumak
“12 Eylül askeri darbesinin en ağır baskılarının yaşandığı günlerdi. Mamak Askeri Cezaevi’ndeydik. Daha sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da yapacak olan, dönemin MHP yöneticisi tutuklu Yaşar Okuyan ailesiyle yaptığı görüşten gözleri yaşlı döndü. ‘Neden? Başına neler geldi?’ diye sorduğumuzda şunları anlattı: ‘Tel örgülerle çevrili görüş yerine gittiğimizde tel örgünün öte yanında küçük kızım ve eşim duruyorlardı. Bizi götüren çavuş, ‘andımız’ı okumamızı emretti. Yoksa ‘görüşme’ izni verilmeyecekti. Okudum, (yetmedi) hançeremi yırtarcasına bağırarak okumamı istediler. Benim bu halimi gören kızım ağlıyordu. Ona bakınca ben de gözyaşlarımı tutamadım.’”
Dublinliler Brexit’ten endişeli…
Dublin, İrlan'da'nın başkenti, Belfast Kuzey İrlanda'nın. Kuzey İrlanda, İngiltere'nin bir parçası sayılıyor. İki ayrı ülke. Otobüsümüz herhangi bir kontrolle karşılaşmadan sınırdan geçiyor. İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) çıkma kararı almasının ardından, burada bir belirsizlik ortaya çıktı. İrlanda, AB üyesi. Brexit, yani İngiltere'nin AB'den ayrılması onların üyelik durumunu değiştirmiyor. Fakat Kuzey İrlanda İngiltere'nin bir parçası sayıldığı için, Brexit nedeniyle onlar da AB dışında kalmış sayılacaklar.
Üzülmeyin, bırakıldı iyi oldu
Dünyanın her yerinde siyaset yargıyı etkileme gücüne sahiptir. Önemli olan, “etkileme”nin amaçlarıdır. Ancak, siyaset; özgürlük alanlarının genişlemesi, insan haklarının korunması, demokrasinin bütün kurumlarıyla işlemesi yönünde yargıyı etkilemeli, yargıya bu amaçla yön vermelidir. Kanun çıkarırken, kamuoyu oluştururken siyasetin hedefi ve niyeti önemlidir.
Rıdvan Paşa’dan Türkçe tiyatroya yasak
“Rıdvan Paşa (...) tiyatroya aşırı ilgi duyan oğlu Reşat’ın bu konuyla uğraşmasını istemiyordu. Bu nedenle Paşa İstanbul’da Türkçe oyun oynanmasını yasaklamış, sadece yabancı topluluklara, Karagöz ve Meddah gösterilerine izin vermişti. Tiyatro toplulukları çaresizlik içinde İstanbul dışına dağıldılar.”
Mardin’den Londra’ya: “Casa de Papel”
Mardin bir buçuk yıl öncesine göre canlanmış. Eski şehrin ana caddesindeki turistik dükkanların sayısı artmış. Diyarbakır Tic. ve San. Odası Bşk. Mehmet Kaya bu yılın ilk on ayında Diyarbakır’a 1 milyon turist geldiğini söylüyor. Benzer bir tablo Mardin’de de görülebiliyor. Yeni açılmış dükkanlar pırıl pırıl.
İyi mi oldu?
İçe kapanmacılıktan bir kazancımız olacağını, olabileceğini sanmıyorum. İşte İran gerçeği, işte Türki ülkeler. Türkiye’den İran’a gidince aradaki çağ farkını görüyoruz. Tahran’da 50 yıldır hüküm süren klasikleşmiş “anti Amerikan” çizginin derde deva olmadığı, demokrasi getirmediği ortada.