Oral Çalışlar

Troçki’nin hayatındaki en güzel şey

Troçki’nin Büyükada’ya ayak basışının 100. yılı anısına dünyanın ünlü Troçkistlerinin katıldığı bir anma toplantısı düzenlendi. Büyükada’da düzenlenen toplantının internet üzerinden yapılan canlı yayınının bazı...

İlerici ya da gerici olmak… Kim ilerici kim gerici?

Cumhurbaşkanı olmak isteyen Faruk Gürler, Meclis'i kuşattı ve direnen partileri tehdit etti. Partiler, Gürler’e boyun eğmedi, bu direnişi gören ordu da Gürler’in arkasından çekildi. Bu bir dönüm noktasıydı. Meclis, darbecileri yenmişti. Onca baskıya rağmen Meclis’in varlığı tayin edici bir rol oynamaya imkan vermişti. Askeri vesayet ciddi ölçüde geriletilmişti. Meclis'in feshedilmesine engel olan “sağcı”, “gerici ” denilen Memduh Tağmaç’tı. “Solcu” Gürler ise Meclis’i kapatmaktan yanaydı.

Mardiros Minakyan… Osmanlı kadınları yasaklanan tiyatro kapılarını nasıl açtılar?

Performans sadece kadınlar için olduğunda tiyatronun etrafını erkekler kuşatıyordu. Saatlerce güneşin altında bekleyen erkekler, aşık oldukları kadınları en azından uzaktan görmek istiyorlardı. Gençler, tiyatronun çevresinde aşıkların bakışlarının karşılaşmasını affetmeyen uyanık polise çok dikkat ederlerdi.

Ekrem bey! Neyi değiştireceksiniz? Neyi dönüştüreceksiniz

İmamoğlu’nun yeniden İstanbul adaylığına doğru yürümesi ne anlama geliyor? Bunu herhalde CHP’deki genel başkanlık yarışından şimdilik çekildiği şeklinde yorumlamak yanlış olmaz. “Değişim ve dönüşüm” noktasında söyledikleri de geçmişte söylediklerine kıyasla farklı bir tondaydı. Daha önce “genel başkan istifa etmeli, yoksa bu iş yürümez” pozisyonundaydı. Şimdi bu iddiasını bir kenara bırakmış ve belediyeye odaklanmış görünüyor.

Hanımcılar, muhafazakâr dünyanın yeni rüzgarı…

“Hanımcı” sözcüğünü ilk kez DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın eşi Zeynep Babacan’dan duydum: “Bizim evde birbirimize hizmet etme gibi bir durumumuz yok." Hanımcılık, görebildiğim kadarıyla, İslami dünyanın geniş kesimlerinin kendi kültürel atmosferi içinde kadın meselesini tanımlamak için kullandığı bir kavram, bir anahtar sözcük. Kadın hakları konusunda duyarlı kadınların gündeme getirdiği, kadın-erkek ilişkilerini masaya yatırdığı bir tartışma başlığı. Sosyal medyada yapılan bazı tartışmalar konunun epeyce hassas olduğunu gözler önüne seriyor.

Kim Jong Un kiminle savaşmaya hazırlanıyor?

Kore’yi sosyalist kabul eden ve ziyaret eden çok sayıda sosyalist gördüm. Şaşırmadım. Bizler de bir zamanlar belki bu düzeyde olmasa bile bugün saçma sayacağımız işler yapabiliyorduk. Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, önceki gün aniden Genelkurmay Başkanını ve önde gelen komuta subaylarını görevden aldı ve orduya “Savaşa hazır ol” emrini verdi.

Her türlü tehlikenin başı sosyal medya mı?

Yazılı ve görsel medyanın sıkıntılar yaşadığı, yeni arayışların arttığı bir dönemde sosyal medyanın hayatımıza dahil olması büyük bir zenginlikti. Bir başka açıdan ise ortalığı karıştırdı. Canı sıkılanın, öfkelenenin, yüreği yaralı olanın, özgürlük isteyenin rahatça kullanabileceği bir mecra çıktı. Eline cep telefonunu, tabletini, bilgisayarını alan verip veriştirmeye başladı. Haklı eleştiriler etkisini yitirdi kabalık, saldırganlık bu alanda etkin olmaya başladı.

Karadeniz efsaneleri: Çamlıhemşin’de kimler yaşadı, nasıl yaşadı…

Karadeniz, gizemlerle dolu, insandoğa ilişkisi çok özgün bir bölge. Deniz kıyısından dağlara doğru uzandıkça çok değişik inançların, kültürlerin, dillerin iç içe geçtiğini görüyoruz. Bölgenin insanları da bu coğrafyayla uyum içinde, kendine özgü karakterleriyle hep dikkat çekmiştir.

Kılıçdaroğlu’nu dövdürerek kazanmış mı olacaksınız?

Tüm faturayı sadece Kılıçdaroğlu’na kesmeye çalışanların bir kesimi, ittifak siyasetini, helalleşmeyi benimsememiş olanlardan oluşuyor. İkinci bir kesimi, “Yenilginin acısını kimden çıkarmalıyız?” diye bir anlamda depresyona girenler oluşturuyor. Kılıçdaroğlu’nu, dövseniz de sövseniz o yeni bir CHP kurguladı. Peki bu dönüşüm bundan sonra nasıl devam edecek?

Adalet Bakanı ne yapsın? Bütün memleket cezaevi haline gelecek

Bunların çoğunluğunun 5 yıl civarında bir ceza aldığı biliniyor. Yani 100 bin civarında uyuşturucu hükümlüsü, tutuklusu bu kanundan yararlanacak. Türkiye’de son yıllarda iki İnfaz Kanunu değişikliği yapıldı. Yine cezaevlerini boşaltmak için. Kimleri bıraktılar? Cinayet, hırsızlık, gasp gibi suçlarla kişileri hedef alan ve mağdur edenler yararlandı. Mağdur edenler bırakılırken, fikir suçu, ifade suçu gibi devlete karşı suçlar maddesi içinde yer alan suçlar infazdan yararlanamadı. Devlete karşı gelenler içeride kaldı. Vatandaşı öldürenler, soyanlar bırakıldı.

Avrupa Birliği kapısı açılabilir mi?

AB normlarına uymadan, uymak zorunda kalmadan AB’nin bazı kurumları içinde var olmak… Zaten Türkiye; NATO, Avrupa Konseyi gibi kuruluşların çok eski ve kıdemli üyelerinden. Ancak bu formülü yeterli görmek, “ikinci sınıf” demokrasi tanımlamasını kabul etmek anlamına gelebilir. Halbuki Türkiye üyelik müzakereleri yürüten bir ülke. Herhalde üyelik müzakerelerine başlayıp da bitirememiş en uzun görüşmeleri yürütmüş üye adayıyız.

Devrimci olmak için cesur mu olmak gerekir?

Onlar bizim kuşağın, en gözü pek, en düzene başkaldıran, zeki çocuklarıydılar. Cesurdular. Cesaret bir meziyetse onlarda bu meziyet fazlasıyla vardı. İhtilalciliğin yükselişe geçtiği yerde cesaretli insan sayısı artar. Hatta kimi zaman en beklenmedik isimler, en gözü kara eylemlerin başını çekebilirler. Tabii böyle dönemlerde mantığın, aklıselimin de büyük ölçüde yitirildiğini biliyoruz.

Deniz Gezmiş’in kaybettiği arkadaşına hüzünle bakışı

Arşivi karıştırıyordum. Deniz Gezmiş’in çok bilinmeyen bir fotoğrafını görünce durdum. Fotoğraf bizim kuşağın acısını, çıkmazını, dramını ele veriyor. Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi, Malatyalı, babasız...

Muhalif medya ‘seçilecek aday’ dayatmasıyla Kılıçdaroğlu’nu dışladı

Seçime giden süreçte; Kılıçdaroğlu, sakin ve toplumu uzlaştırıcı bir siyasetle etki alanını genişletmeye çalışırken, “muhalefetin medyası” olarak düşündüğümüz kanallarda, gazetelerde, sosyal medya alanlarında; dışlayıcı ve militan dil daha etkindi. Kılıçdaroğlu “helalleşme” diyor, medya “şeriatçılarla, tarikatçılarla iş birliği hatadır” karşılığını veriyordu.

CHP’de hareketlilik nasıl sonuçlanır?

Eğer uzlaşamazlar ve parti içinde sert karşılaşmalar ortaya çıkarsa, bir kısmının partiden kopması gündeme gelebilir. Belki daha önce partiden ayrılmış Muharrem İnce gibi isimlerle birlikte yeni bir partileşme çabası içine girebilirler. Böyle bir girişimin toplumdan ne kadar destek bulacağını bilmek zor. İmamoğlu ve arkadaşlarının değişimden neyi kastettiklerini tam olarak bilmiyoruz. İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” stratejisini nasıl yorumluyor?

Taliban Afganistan’ında kadınlara spor yaptırmıyorlar

Kadının sosyal hayatın dışına itilmesi, eve kapatılması İslam dininin bir emri midir? Bazıları hâlâ bu iddialarını sürdürüyor. Bu nedenle dünyanın birçok Müslüman ülkesinde kadınlar bu zihniyetin oluşturduğu baskılarla mücadele ediyor, haklarını arıyor. Erkek egemen düzenin, Müslümanlık gerekçe gösterilerek savunulmasını dünyanın birçok yerinde öncelikli olarak kadınlar reddediyor. Milli voleybolcumuz Ebrar Karakurt, neden o cümleyi Twitter üzerinden dünyaya gönderdi? “Boynumda bana yargı yükleyenlerin utançlarından yapılma mücevherler yani altın madalya.” Yasaklara karşı meydan okuyan bir mesajdı onunki. Kadın dünyanın yarısıdır. Eğer onları eve kapatan bir hayat kurarsanız berbat bir ülke ve berbat bir rejim ortaya çıkar.

“Boynumda bana yargı yükleyenlerin utançlarından yapılma mücevherler yani altın madalya”

Balıkesir’de sıradan imkanlar içinde yetişen ve şampiyonlukta büyük pay sahibi olan Ebrar’ın sevincinin daha da derin olduğunu söylemek mümkün. Ebrar’ın muhafazakar camianın önemli şairi İsmet Özel’in “Mataramda Tuzlu Su” şiirinden yazdığı şu twit, bu zafere başka bir boyut kazandırıyor.

Devletin resmi görüşü: “AB insanlık tarihinin en büyük barış projesi”

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı’nın 10 Mart 2023’te güncellenen sitesi şu cümlelerle başlıyor: “Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan itibaren çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma yolunda uluslararası konjonktürdeki gelişmeleri yakından takip etmiş ve OECD, NATO gibi uluslararası örgütlenmelerin etkin bir üyesi olmuştur. Bu doğrultuda, insanlık tarihinin en büyük barış projesi olarak nitelendirilen Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun (AET) 1958 yılında kurulmasından kısa bir süre sonra Türkiye, 31 Temmuz 1959'da Topluluğa ortaklık başvurusunda bulunmuştur.

Bahçeli’nin çıkışı ve Cumhurbaşkanı’nın Batı hamlesi

Yeni bir aşamaya mı geldik? Batı ile ilişkilerin düzelebileceği bir iklim kendini hissettiriyor mu? Bu iyimser ortam içinde, MHP liderinin tepkileri kafalarda soru işaretlerine...

Muhalefet nasıl toparlanacak? Nasıl alternatif haline gelecek?

CHP içinde genel başkanlık krizi, İYİ Parti’nin merkez sağı etrafında toparlama hedefinin başarısızlığı, DEVA, Gelecek, Saadet ittifakının partileşebilmesiyle ilgili sıkıntılar… Bir dizi sorun, muhalefetin ayağına takılmış durumda. Muhalefetin yeniden birlik içinde hareket etmesi mümkün olacak mı? 2019 yerel seçimlerinde ve 2023 genel seçimlerindeki ittifak yeniden sağlanabilir mi? Şu andaki manzara pek parlak değil. Ancak seçimlere büyük hezimet gözüyle değil de kazanılan mevzilerden bakılırsa, muhalefet de muhalif seçmen de yeniden harekete geçer..

İttifaklar sahte midir geçici midir?

Muhafazakar dünyada yaşanan değişim ve kırılmanın hangi açılardan derin ve gerçek olduğunu zaman içinde daha net görebileceğimizi düşünüyorum. Küçük ayrılıklarla başlayan birçok ayrışma zaman içinde derinleşerek ilkesel boyut kazanabilir. Sonuç olarak bu ülkenin geleceğini, iki tarafın merkeze yakın olanları, uzlaşmaya yakın olanları çizecek. Farklılıkların birliği, farklılıkların uzlaşması, farklılıkların enerjisi zamanla daha da önem kazanacak.

CHP solculaşırken bazıları sağa kaydı sanıyor

Kılıçdaroğlu sağcıysa Deniz Baykal CHP’si bu durumda daha solcu mu sayılacak? Kürtçe TV’ye kim karşı çıktı? Dersim katliamını kim uygarlık eylemi olarak kabul etti? Azınlıkların mallarının iadesine kim en sert ırkçı tepkiyi gösterdi? Bunları söyleyen Baykalcıların hangisi daha solda? Kılıçdaroğlu elbette eleştirilsin ama eleştiriler daha sağlıklı bir zeminde gelişse keşke.

MİT görevlisi, “Sivas katliamında devlet neden geç kaldı” diye soran İnönü’ye ne cevap vermişti?

2 Temmuz 1993 Sivas katliamında suçlananlardan birisi Erdal İnönü’ydü. Yıllar sonra İnönü’yü Anadoluhisarı’ndaki evinde ziyaret ettim. Bu sohbetimiz sırasında kendisine “Sivas Katliamı”nı da sordum. Bu konuda kendisine haksızlık yapıldığını düşünüyordu. Sivas’ta devletin seyirci kalmasına dair şunu söyledi: “Bir MİT yetkilisine ben de neden geç kalındı sorusunu sordum. Bana, ‘bazen bazı kuvvetlerin gazını almak için olayların gelişmesi kendi haline bırakılır’ şeklinde bir cevap vermişti.”

En tehlikeli şey kendi geçmişini düşman olarak görmek

2012 yılında yayınlanmış bir kitap... Başlığı “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.” Kitabı karıştırdıkça, 2012 yılında neler neler konuşuyormuşuz, inanılmaz buluyorum. 2005-2013 aralığının, kendi geçmişimize yönelik cesur eleştiriler yapabildiğimiz, tabu sayılan konuları cesaretle tartışabildiğimiz bir dönem olduğu görülüyor.

Sağcıların milliyetçi olması tamam da… Solculara ne oluyor?

Karl Marks ve Friedrich Engels, Ocak 1848’de dünya komünistlerine yüz yıldan fazla bir süre yol gösterecek ünlü Komünist Manifesto’yu yayınladılar. Birçok ülkede ve Türkiye’de...

Diktatörlüklerde rejim çürüktür

Son ayaklanma gösterdi ki Putin dışarıda da içeride de ciddi bir tepkiyle karşı karşıya. Wagner olayı bitmişe benzemiyor. Ülkenin bazı bölgeleri egemenlikleri altında. Koca Rus imparatorluğu, çürük bir sandalyede oturuyor. Dünyanın huzurunu tehdit ederken kendisi büyük bir huzursuzluğun içine yuvarlanmış durumda.

“Ben solcuyum” demekle solcu olunmuyor…

Seçmen kitlesinin bir bölümünün CHP’ye güvenemediği için son dakikada dönüp karşı tarafa oy vermesi, solu şaşırtıyor. Tabii yalnızca CHP’nin değil sol hareketin geniş bir kesiminin toplumun büyük bir çoğunluğunu sürü olarak gördüğünü biliyoruz. İnsan hakları, azınlık hakları, kadın hakları, inanç özgürlüğü, farklılıklara ve farklı düşünce biçimlerine saygı gibi temel konularda bir rehabilitasyon süreci yaşamaları gerekiyor.

“O giderse değişim başlar” diyenler…

Mesele Kılıçdaroğlu’nun gitmesi mi yoksa getirdiği değişimin, yeni çizginin ortadan kaldırılması mı? Kılıçdaroğlu’nun başlattığı bu tarihi uzlaşma adımını CHP devam ettirebilecek mi? Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” çağrısını CHP içinde benimseyenler olduğu kadar benimsemeyenler de bulunuyor. Türkiye’nin geleceği açısından, CHP’nin nerede duracağı, hangi anlayışla yönetileceği, önem taşıyor.

Büyükada’nın Taş Mektep’i artık bizimle…

Taş Mektep, 19. yüzyılın ikinci yarısında, Rum Ortodoks Patriği Sofronios tarafından yazlık konut olarak inşa ettirilmiş. 1922'de İstanbul Belediyesi tarafından satın alınan bina, önce Köprülü Mehmed Paşa Numune Mektebi olarak kullanılmış. 1924-25 yıllarının ardından Büyükada İlkokulu’na dönüşmüş.

Kılıçdaroğlu zor olanı, kökleriyle hesaplaşmayı denedi…

14 Mayıs seçimlerinde partiler üç ittifak etrafında toplandı. Bu üç ittifak içinde en ilginç ve karmaşık olanı Millet İttifakı’dır. Cumhuriyet’in kurucu partisi CHP, devletin uzun yıllar “irtica” ve “bölücülük” tehlikesi olarak tanımladığı bazı siyasi topluluklarla kader ortaklığı yaptı. Birlikte bir cephe kurdu. Kalıpları kıran bir adım atıldı. Muhafazakar kesimden siyasi partiler CHP ile ortak bir siyasi hedef etrafında birleşti.