Tayfun Karayip
Adem ile Havva – olmasaydınız olmazdık
Bunca yıl domuz eti yememişimken, cennete bir adım kala minik bir serçe yüzünden tüm emeklerim boşa mı gidecekti? Elim kolum bağlı duracak mıydım? Hemen Twitter'ı açıp #AdemİleHavvaYalnızDeğildir trendi başlatmayı düşündüm. Sonra bunun saçma olduğunu fark ettim. Çünkü onlar ilk insanlardı ve elbette yalnızlardı.
#HaddiniBilTülay
"Bu köpek sorununun acilen çözülmesi lazım" diye içeri girdi Tülay. Üstü başı ve elindeki market poşetleri yırtılmıştı. "Ne yapalım, öldürelim mi hayvancağızları?" diye sordum… "Ormana göndermekse ormana göndermek, kısırlaştırmaksa kısırlaştırmak" dedi… Sevdiğim kadının bu kadar kalpsiz, bu kadar pervasız davranması sinirlerime dokunmuştu. "Seni bütün hayvanseverlere ispiyonlayacağım," dedim. "Sosyal medyada linç yiyeceksin…"#HaddiniBilTülay" dedim. "#HayvanDüşmanıTülayÖzürDile" diye de ekledim.
Domuz eti yemedim
Sorgu meleklerimden siyahlı olanı "Tayfun Bey," dedi, "öncelikle bol miktarda yalan söylemişsiniz." "Hayatımda hiç yalan söylemedim," dedim. "Tevil ettim. Tevildir o." "İnsanlara adaletsiz davranmışsınız." "Hangi insanlara? Bizimkilere mi onlara mı?" "Vergiden kaçmışsınız?" "Kaçmadım, kaçındım." "Hırsızlık da yapmışsınız. Epey rüşvet aldığınız görünüyor burada." "Hayır, rüşvet hırsızlık değildir ki. Ben Hayrettin Bey'in yalancısıyım." "Son bir şey daha var," dedi. "Faiz yemişsiniz." "Yok artık," dedim. "Yanlış bilgi. Dövize endeksli mevduat o.”
Hepimiz ekonomist olduk, yeter!
Berber Necati abi "FED toplantısında faiz artırırsa dolardaki hareketlenme yukarı yönlü seyredecek, TL'yi baskılayacak, bu fırsat bir daha gelmez," dedi. Yarısı yolunmuş saçlarımla ona baktım. "Abi ne diyorsun?" dedim. "Tayfun," dedi heyecanla, "ödemeyi şimdi yapabilir misin?" "Ne ödemesi abi?" diye sordum. "Tıraştan bahsediyorum oğlum" dedi. "Haaa," dedim. Cebimden ücreti çıkarıp verdim. Çırak Nurettin'i çağırıp eline parayı verdi ve "koş" dedi…
Çin de böyle büyüdü Tülay
"Bizim şu anda aşırı fakirleşmemizin ne kadar büyük bir şans olduğunu fark etmiyor musun Tülay," dedim. "Şu anda sen evlere temizliğe gidebilirsin mesela. Paramız varken evde oturup Esra Erol izliyordun, temizliğe gitmeyi teklif etsem kabul etmezdin. Şimdi ucuz işgücü oldun Tülay, her taraftan temizliğe çağrılacaksın, bu harika bir şey değil mi?" "Ben mesela…" dedim, "paramız olsa Serbestiyet'te yazabilir miydim? Şu anda ucuz olsun diye Hintli yazar çalıştırsalar onlara daha pahalıya patlar. O yüzden el üstünde tutuyorlar beni.
Orta Asya’ya geri dönmeliyiz
Bugünkü pek çok sorunun kaynağı aslında çok eskilere dayanıyor olabilir. Bana göre sorunlar Orta Asya'dan göç etmekle başladı. Ortaokuldan hatırladığım kadarıyla olumsuz iklim koşulları ve Çinli prenseslerle evlenip Türk kimliğinden uzaklaşma gibi sebepler bizi göçe zorlamış. Atalarımızı eleştirmek istemem ama iklim koşulları için göç edilecekse önce Eskimoların başlaması gerekmez miydi?
Dış güçlerle helalleşmek lazım
Dış güçlerle Taksim Meydanı'na bakan bir otelin lobisinde bir araya geldik. Bir İngiliz, bir Amerikan ve bir Fransız gelmişti. "Ben de Temel oluyorum herhalde" diyerek ortamı ısıtmak istedim. Oldukça iyi bir şakaydı ama gülmediler. Garson gelip ne alacağımızı sordu. İngiliz dış güç, garsona Alevi mi Sünni mi olduğunu sorunca müdahale ettim. "Hocam iki dakika durun rica ediyorum," dedim, "daha çay söylemedik, hemen nifak tohumları ekmeye çalışıyorsunuz."
Doların yükselişi bana nasıl yaradı
Bundan yıllar önce şu an oturduğum evi kiralarken depozitoyu dolar olarak vermiştim. O an hiç önemsemediğim bu detayın yıllar sonra beni üst sosyo-ekonomik sınıfa taşıyacağını nereden bilebilirdim ki? Şimdi evden çıksam ev sahibi bana astronomik bir rakam ödemek zorunda. Bu yüzden olsa gerek son zamanlarda evden çıkmamam için benimle arasını iyi tutmaya çalışıyor. Geçen "genç adamsın, yemek yapmaya vaktin olmuyordur" deyip bir tencere yemek getirdi.
Taksici milletin çimentosudur
Benim hayatımda en değerli insanlar şöyle sıralanıyor: taksici, apartman görevlisi, ailem, arkadaşlarım. Taksici dışındaki diğer herkes fikirlerime eleştirel, alaycı yaklaşırken bugüne kadar bindiğim hiçbir takside ötekileştirilmedim, yadırganmadım, yargılanmadım. Ne zaman bir şey anlatsam "haklısın ağbi" dediler.
Yabancı yatırımcıyı kaçmadan yakaladım
Ona yabancı yatırımcılar olarak ne hissettiklerini, nelerden rahatsız olduklarını sordum. Dürüstçe cevaplayacağını, ama bir şartının olduğunu, anonim kalmayı ve ismini vermek istemediğini söyledi. Zaten sormamıştım. Yatırım yaptıkları ülkede güven ortamı aradıklarını söyledi. Kendilerini rahat ve güvende hissetmedikleri yerlerde durmadıklarını da ekledi. İşte o anda yabancı yatırımcının çocukluğuna inmek gerektiğini anladım. "Baba figürü eksik sizde" dedim.