Ali Bayramoğlu ile Bugünler’de bu hafta: Cumhuriyet Halk Partisi’nin hem direnmek hem de alternatif politikalar üreterek kurucu bir siyaset inşa etmek üzere bu iki eksende hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Sadece eleştirel siyaset yapmak, muhalefeti dar bir alana hapsedebilir. Örneğin Kürt meselesinde kayyumlara, tutuklamalara itiraz etmek elbette önemlidir. Ancak bu itirazların ötesinde, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Kürt meselesinde bir çıkış yolu göstermesi gerekmektedir. Bu, partiyi bağımlı bir değişken olmaktan çıkarıp tamamen bağımsız bir aktör hâline getirebilir.
Ali Bayramoğlu ile Bugünler’de bu hafta: “Yıllar geçti. İşkence görenler, artık benim yaşıma geldiler. O dönemde üniversite öğrencisiydik. Arkadaşlarım, yaşıtlarım yavaş yavaş bu dünyadan göçüyorlar. Gençler, bu insanlık suçları hakkında çok az şey biliyor. Bu nedenle, bu olayları hatırlatmak, toplumun bunlarla yüzleşmesini sağlamak çok önemli. Bu sadece siyasal bir suç değil, toplumsal boyutları olan bir suçtur. 12 Eylül düzeniyle yüzleşmeyen, hatta bunun bir parçası olan bir grup, 12 Eylül 2010 referandumunda yetmez ama evet diyenleri bugün hâlâ demokrasi karşıtı ilan ediyor.”
Ali Bayramoğlu: Tuncay Özkan terbiye eksikliğini bir kez daha dışa vurmuş. Ama eleştiri, hatta ağır eleştiri demokratik düzenlerin ruhunu oluşturur. Peki, demokratik kültür yerinde yeller esiyorsa! İşte o zaman, örneğin, züppe kelimesinden suç üretmeye kalkılırsa, objektifi, o sözü söyleyene değil, sözden suç çıkarmaya çalışana çevirmek gerekir. Zira zihniyet sorunu burada başlar. Bu sözleri Tuncay Özkan hadisesi üzerinden söylemek zorunda kalmak da pek hazin…
Ali Bayramoğlu: “O kadar çok baskı var ki Türkiye'de, sokakta hükümeti eleştiren bir kadın gerekirse gözaltına alınıp hapse atılabiliyor. Böyle bir durumda mecliste Ahmet Şık tarzı konuşmalar büyük bir meydan okuma olarak görülüyor. Ahmet Şık'ın konuşması benim için çok anlamlı olmayan bir konuşmaydı. Oldukça provokatifti. Ama Ahmet Şık'a kürsüde AK Partililerin saldırdığı görüntüler öne geçti. Bu utanç verici şiddet olayı Türkiye'nin sıradan hadiselerinden biri olarak defterimize yazılmış oldu. Esasen baskıya karşı verilen şiddetli reaksiyonlar ve bu şiddetli reaksiyonlara gelen şiddet, bir sarmal oluşturuyor.”
Ali Bayramoğlu ile Bugünler: CHP umut veren bazı adımlar atıyor. Güçlü liderlerin varlığı, İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Özgür Özel gibi, seçmen açısından cazip bir durum. Diğer taraftan, Türk siyasi partilerinde uzun süredir kaybolmuş olan bir rekabetin de parti içinde doğduğunu görüyoruz. Bu rekabet, hem yaratıcı olabilir hem de blokaj yaratabilir. Kişisel rekabete dönüştüğünde sorunlar çıkabilir. Güç imajı, kimlik üstü söylem ve Özgür Özel'in bu konudaki çıkışları, siyasete dair anlamlı mesajlar veriyor. Bununla birlikte, CHP henüz somut bir toplumsal siyaset, kurucu siyaset, yeni bir melodi üretemedi. CHP bu açıdan zorluklarla karşı karşıya.