“Refah Partisi döneminde dönemin başbakanı Erbakan’ın dinin siyasetle çok iç içe girdiği anlamını verecek kimi adımlarının ne tür sonuçlar doğuracağına dair sorular sorulurdu. Bu soruya verilen yanıtlardan bir tanesi şuydu: ‘Eğer siz din dışında kalarak, siyaseten hata yaparsanız o sizin siyasetinize atfedilir. Ama siz siyaset ile dini çok iç içe sokarak din adına siyaset yapar ve burada hata yaparsanız bu dine zarar verir’. Bu bakış tarzı üzerinden İslami kesim içerisinde laiklik prensibinin çok dolaylı şekilde savunulduğu çerçeve her zaman olmuştur. Bunun en öndeki taşıyıcılarından biri her zaman Abdullah Gül’dü.”
“Cemil Çiçek gibi, Bülent Arınç gibi isimler zaman zaman eleştirel ifadelerle kamuoyunun karşısına çıkıyorlar. Bu aslında anlamlı bir siyaset yapma biçimi değil. Siyasi parti içinde bir karşılığı yok. Daha çok bu kişilerin kendileriyle ilgili, ‘ceketin üzerindeki kepeği temizleme’ gayreti. Örneğin hem ‘kral çıplak demenin vakti’ deyip hem de hiçbir şey yapmadan orada durmak pek bir anlam ifade etmiyor. Hatta zaman zaman AK Parti içerisinde farklı fikirlerin, farklı renklerin, farklı çiçeklerin yeşerebileceğine dair de yanlış bir zan oluşturuyor.”
“Söylediği özetle şu Ali Babacan’ın; eğer bir ortak aday seçilirse bu ortak aday neye göre hareket edecek? Bu son derece önemli olduğu için bu çalışmaların, seçilecek ya da ortak aday olarak belirlenecek ismin yol haritası olarak karşımıza çıkacağını gösteriyor.”
“Kılıçdaroğlu, gerçekten bir tehdit varsa o tehdidin ne olduğunu tarif ederek onun üzerine gitmeli. Oysa bunlar biraz siyaseten fırça darbeleri ile yapılıyormuş gibi geliyor. Bunlara yaslanarak ya da itiraz ederek siyaset yapmanın çok akıllıca olmadığını düşünüyorum. Muhalefetin çok daha büyük temalar üzerinden yol alması gerektiğini düşünüyorum.”
“Fransa'daki seçimin birinci turdaki alternatifleri içerisinde üç ismin öne çıkıyor olması bir soruna; kişiler üstünden siyaset yapma eğiliminin ya da siyasetle kişileri birbirine geçirme eğiliminin güçlenmesi sorununa işaret ediyor.”