Ali Bayramoğlu: “YAŞ'ta siyasi iktidarın tam bir hegemonya kurduğunu söylemek mümkün. Kara Kuvvetleri Komutanı emeklilik yaşı gelmiş, Erdoğan tarafından çok tercih edilmeyen biri olarak da telakki ediliyordu. Eski YAŞ olsaydı Musa Paşa doğal olarak Genelkurmay Başkanı olurdu. Bu sefer bunun olmayacağı belliydi. Veda görüntüsüne şöyle bir yorum yapmak mümkün; Kara Kuvvetleri Komutanı Genelkurmay Başkanlığı'nı hak ettiğini düşünen bir insandır muhtemelen. Ve onu arzu etmiş olan bir insandır. Fakat tercih edilmedi, tercih edilmeyince de yaptığı konuşma, "Bir asker olarak gelebileceği en yüksek yere geldim" sözleri biraz kendisine karşı, çevresine karşı savunması diye ben düşünüyorum”
“Bu sorun, Fransa'yla değil Batı demokrasilerinin çoğuyla ilgili. Çok kültürlülüğün fiilen iflas etmesi ile kültürel kutuplaşma, göçmen karşıtlığı Batı ülkelerine egemen oldu. Kendi yoksullarını, kendi göçmenlerini eski sömürge unsurlarını ya da yeni gelen göçmenleri sistemlerin içine aktaramayan, kapitalizmin de sertleşmesiyle birlikte yoksullaşmanın tetiklendiği bu alanlarda önemli sorunlu ve dışlanmış bir nüfus grubu üreten bir öykünün Batı demokrasilerini sarstığını görebiliriz. Bu da bir demokrasi krizi olarak karşımızda. Yönetemezseniz, otoriterleşirsiniz.”
“Seçim yenilgisi bir siyasi partinin, bir stratejinin, programın başarısızlığından çok bir şahsın, Kılıçdaroğlu’nun başarısızlığı olarak lanse edildi. Değişim elbette önemlidir. Neyin değişimi? Nasıl değişim? Nasıl bir CHP? Nasıl bir liderlik? Bu soruların hiçbirinin cevabı yok. Yani, “Kılıçdaroğlu yaşlandı, eskidi, başarısız oldu. Daha enerjik bir kişi iktidara gelirse başarılı olabilir” iddiası dışında ortada bir şey yok. Bu siyasi partinin belli ilkeler içerisinde, belli yapılanmalar içinde, belli bir istikamette değişmesi gerekir, değişim yaşanacaksa. Yönetimi dahil. Kılıçdaroğlu da meseleye biraz böyle bakıyor.
“Bu iktidar nasıl iktidara geldiyse öyle gider, gidecektir. Bu konuda benim bir endişem yok. Seçimleri kaybettikleri takdirde bir fiziki direnç, iktidar gücüne dayanan bir direnç göstereceklerini sanmıyorum. Buna ihtimal vermiyorum. Aslında ben bunun bir tehditten çok bir panik, bir endişe hali olarak açıklanması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de uzun bir siyasi itiraz dönemi yaşandı. Bu siyasi itiraz sandıkta kendisini ifade etmek üzere. Umarım kuvvetli bir şekilde eder. Umarım birkaç puanın üstünde bir farkla muhalefet kazanır. Böylece bu son tartışmalar da kadük olur.”
“Kimlik bir veridir. Hepimiz bir kimlik içinde doğuyoruz ama kimlik bir ana yönlendirici, insan tabiatını belirleyici bir unsur değildir. Bir kimlikten olup sahtekâr da olabilirsiniz dürüst de… Kılıçdaroğlu'nun verdiği mesajın en güçlü taraflarından bir tanesi, kimlik özelliklerinin kişilik özellikleriyle karşılaştırıldığında geri planda tutulması. Bireysel nitelikleri, bireysel erdemleri; adaletli olmak, vicdanlı olmak, sağduyulu olmak gibi pek çok hususları ise öne çıkarıyor.”