Manşet

Yanlıştır ama: Tribün refleksi denen şey

Bu tür olaylardan sonra en hızlı dolaşıma giren cümle genellikle aynıdır, hiç değişmez. Yanlıştır denir ama ardından hemen bir uyarı gelir: “Körüklemeyelim.” Bu çağrı ilk bakışta sağduyulu görünür, gerilimi düşürmeyi, tansiyonu artırmamayı önerir. Oysa dikkatle bakıldığında bu cümlenin yönü şaşırtıcıdır. Yanlışı yapanı değil, yanlışa tepki göstereni hedef alır, terbiye edilmesi gereken bir özne yaratır karşısında. 

Hürriyet yazarı Cihan Şensözlü dahil 6 tutuklama: Uyuşturucu ve fuhuş suçlamaları

Hürriyet yazarı Cihan Şensözlü ile Hayyam Garipoğlu’nun oğlu Kasım Garipoğlu’nun şoförü İsmail Ahmet Akçay’ın aralarında olduğu 6 isim tutuklandı. Cem Garipoğlu’nun kuzeni olan Kasım Garipoğlu hakkında da yakalama kararı çıkartıldı.

Güllü’nün kızı Tuğyan cezaevinden ilk kez konuştu: “Toplum beni katil ilan etti. Aklanacağıma inancım tam”

Güllü'nün öldüğü akşam evde bulunan arkadaşı Sultan Nur Ulu'nun 'annesinin o itti' demesinin ardından tutuklanan Tuğyan Ülkem Gülter, cezaevinden soruları yanıtladı: "Sultan, benden korktuğu için sustuysa neden yanımda uyuyup, koynumda ağladı? Sultan'a, 'Rapor kötü geldi kendini kurtar' dediler. Bu ağır iftiraların, toplum tarafından uğradığım zulmün başlangıcı Ferdi Aydın ve ona inananlardır. Haklı olmanın getirdiği huzur burada olmanın yangını ile karışmış olsa da bir gün buradan çıkacağımı biliyorum."

Polis kayıtlarındaki ilk Mehmet Akif…

Mehmet Akif, bütün hayat boyunca Asım’ın neslini hayal etti. Türkiye’de İslamcılar onun nesli olduklarını iddia ettiler. Hatta bazıları çocuklarına onun adını verdi. Ama bir yüzyıl sonra onun tam adını Google’yınca çıkanlarla, onun yaşadıkları arasında uçurumlar var. İnşallah ikincisi de aklanır ve Mehmet Akif adının üzerindeki gölge kalkar. Yeni nesiller de çocuklarına bu adı verirken düşünmezler. 100 yılda iki Mehmet Akif arasındaki büyük uçurumun nasıl oluştuğu sorusunun cevabı bir yüzyıllık modernleşme hikayemiz de aslında.
- Advertisement -

Film ve dizi sektöründe şişme: İspanya, İtalya ve Türkiye

İtalyanlar ve İspanyollar bizim dizilerimizi ana akım kanallarda, bazen adeta bir milli spor gibi izlerken, bizim onların ödüllü işlerini ancak dijital platformların kuytu köşelerinde bulabilmemiz, gerçekten tuhaf. Onlar bizim “bakışmalarımız”la akşamı ederken, biz onların mega hit'lerini 1.5 hızda tüketip bir sonraki içeriğe saldırıyoruz. Bu durum, bir kültürel alışverişten ziyade, bir tarafın sindire sindire yemek yerken, diğer tarafın dijital bakkal rafından beslenmesine benzetilebilir.

En Son Çıkanlar