Dragon uzay aracı ve Alper Gezeravcı'nın da aralarında olduğu Ax-3 ekibinin Uzay İstasyonu'ndan dünyaya dönüşünün bir kez daha ertelendiği duyuruldu.
Alper Gezeravcı'nın da içinde bulunduğu...
Alev Alatlı, uzun bir aradan sonra çözüm süreci günlerinde 2013’de “Orada Kimse Var mı” serisinden beşinci kitabını çıkardı: Beyaz Türkler Küstüler… İlginç bir önseziyle Gezi olaylarından bir ay kadar önce çıkan kitapta liberal, solcu aktivizm, medya yerden yere vuruluyordu. Yerden yere vurulan karakterlerden birinin adı Burak Çakıroğlu’ydu. Rizeliydi, ODTÜ mezunuydu, Converse ayakkabıyı simge yapan Genç Siviller grubunun kurucularındandı. Uzun uzun alıntılar ve alaycılıkla “şımarık, liberal, Batıcı” sıfatlarıyla anılan Genç Siviller’in orijinal bildirileri, röportajları da kitaba aynen girmişti. Hepsi bana çok tanıdık geldi!
Edirne Cezaevi'nde Selahattin Demirtaş'ı ziyaret eden DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, Demirtaş'ın yerel seçimlerle ilgili “DEM Parti kimsenin payandası değil, kayıplarını telafi edecek şekilde seçime girmeli” dediğini aktardı. Sakık: “İmamoğlu’nun kaybetmesi bizim sorunumuz değil. Bizim için önemli olan birbirine benzeyen iki bloğun kayıp ve kazancı değil, bizim için önemli olan üçüncü yol siyaseti olarak demokratik siyasetin gelişmesidir"
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın: “Türkiye’de de Dünya’da da demokrasinin, hukuk devletinin temeli orta sınıftır. Hükümet oradan yeteri kadar oy alamadığını düşündüğü için buraya tamamen bir savaş açmış durumda”, “Ekonominin kötü olmasının tek başına iktidarı değiştirmediğini 2023 seçimlerinde gördük. Fakat o günden bu yana ‘hissedilen’ ekonomik sorunlar çok daha arttı. 31 Mart’ta halk iktidara sarı kart gösterebilir.”
Acaba Alev Alatlı’nın devlete yaklaşmasının nedeni Mustafa Öztürk’ün dediği gibi salt devlet katında saygı ve itibar görme arzusu muydu yoksa iktidar ve devlete zamanla hâkim olan düşünceyle kendi düşüncesi arasındaki irtibat ve benzerlik mi? Gerçi her iki durumda da o kişiye entelektüel diyemeyiz ama ikisi arasında bir fark olduğu da muhakkak. Birincilerin ‘persona’ları (maskeli kişilikleri) güçlü kişilikleri zayıftır, fakat ikinciler için aynısını söyleyemeyiz, onlar esasen samimiyetle inandıklarının peşindedir. Ben, Alev Alatlı’nın ikinci kategoriden bir devletsever olduğunu düşünüyorum.