Manşet

Günlerin götürdüğü

Suut Kemal, Günlerin Götürdüğü’nde (Varlık Yayınları) edebiyatımızda bir zamanlar büyük heyecanlarla karşılanmış ama sonra kendiliğinden sönüp gitmiş, zaman karşısında sessizliğe gömülmüş isimleri ve eserlerini kaleme alır. Hâlâ yaşıyormuşçasına, “canlı taklidi” yapılanları açığa çıkarır. Abdülhak Hamid, Ahmet Haşim, Halid Ziya, Tevfik Fikret, Mehmet Rauf… Bu isimlerin hepsi, bir şekilde hâlâ yaşasa -ya da türlü nedenlerle yaşatılsa da- günler, çok şeyleri alıp götürmüştür. Çünkü, hepsinin de kullandığı dil, halkın kullandığı, süzüle süzüle gereksizliklerinden arınarak gelen, yaşayan canlı dille ilişki içinde olamamış, kendini yenileyerek besleyememiştir.

“Biz aslında kaybettiklerimiziz”

“Çünkü biz aslında kaybettiklerimiziz”… Bu ithafla biten film paramparça hayatların, aşkların, sevgilerin, değerlerin yanında kaybettiklerimizin, kaybeden insanların, yitirilen insanlığın da sahnesi. Elde var kalanımız, kalan hayatımız, değerlerimiz. Bir de öyle bakmalı hayata, mesela “uyutma yasası”na. Cümle unutturma çabalarına, yasalarına, mevzuatına…

Brezilya’da 61 kişinin öldüğü uçağa 10 yolcu yetişememiş

Brezilya'da, düştüğü için 61 kişinin ölümüne sebep olan uçağa 10 yolcunun yetişemediği ortaya çıktı. Hayatını kaybedenler arasında Sao Paulo'daki bir kanser konferansına giden 8 doktor da var. Uçuşu kaçıranlardan Adriano Assis: "Geç kaldığımı anladığımda hemen kapıya gittim fakat yetkili, kapıları kapattıklarını bildirdi. Yetkiliyle tartıştım. Ölümcül kazayı haber aldığımda yetkilinin yanına gittim, ona sarıldım ve özür diledim."

Dünyaca ünlü timsah uzmanının hayvan istismarcısı olduğu ortaya çıktı

Dünyanın dört bir yanında bir zamanlar hayvan haklarının tutkulu savunucularından biri olarak bilinen Adam Britton adlı timsah uzmanı, hayvan istismarı suçlarından mahkum edildi. Geçen hafta...
- Advertisement -

Üçüncü Dünya Savaşı (4) Mazlumdan zalime (*)

Söz verdim; bu Üçüncü Dünya Savaşı (başladı/başlamadı/başlayabilir) dizisinde, Netanyahu’ların arkaplanını ve Gazze soykırımına nasıl gelindiğini, İsrail açısından da gerilere gidip anlatacağım. “(2) Baş provokatör Netanyahu”nun (1 Ağustos) spot’unda, ipuçlarını vermiştim nasıl baktığımın. (a) “19. yüzyıl milliyetçiliğinin bir başka varyantı olarak Siyonizm”den; (b) “ulus-devletin muhtaç olduğu teritoryalitenin Avrupa dışında, Filistinli Araplara etnik temizlik uygulamak suretiyle sağlanması”ndan; (c) bir “yerleşimci kolonyalizm” türü olarak İsrail’den; (d) (bir zamanlar Güney Afrika gibi) kendi “ilkel yerli”lerine sürekli militarizm ve apartheid uyguladığından söz etmiştim. Şimdi bunları ve yan fikirlerini tek tek açmak istiyorum.

En Son Çıkanlar