Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Der Spiegel dergisine verdiği söyleşide Almanya’nın Ukrayna politikasına dair sert eleştirilerde bulundu, Almanya’nın silah yardımları konusunda yavaş hareket ettiğini söyledi: “Berlin’in tereddütleri ve eylemsizliği, Almanya ile ittifak içinde olmanın önemini sorgulatıyor. Almanya karar verene kadar, Ukrayna düşmanı püskürtüyor bile.” Başbakan, 2016’da Türkiye’ye mülteciler için milyonlarca doların hızlı bir şekilde verilmesine rağmen Ukrayna konusunda paranın “burundan kan damlar gibi yavaş” verildiğini de söyledi.
11 Eylül 2001 Salı günü, saldırganlar Amerikan yolcu uçaklarını kaçırmış ve New York'taki iki gökdelene çarparak binlerce kişinin ölümüne neden olmuştu. Bu saldırılar sadece Amerika için değil, tüm dünya için yüzyılın en travmatik olaylarından biri oldu.
Musa Anter cinayeti davası 10 gün sonra 30 yılı doldurduğu gerekçesiyle zamanaşımına uğrama tehlikesiyle karşı karşıya. Kürt yazar ve gazeteci Musa Anter 20 Eylül 1992’de silahlı saldırı sonucunda öldürülmüştü. Anter’in oğlu Dicle Anter, “Gerçekler açığa çıkmadı. Yargıtay, AYM ve AİHM’e başvuracağız” diyor.
Gaziantep’te bir kişinin çekip sosyal medyada yayımladığı video tedirginlik yarattı. İddiaya göre şehitlikte çok sayıda mezar yeri kazılmakta ve mezar inşa edilmekteydi. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi video ile ilgili bugün (10 Eylül) yaptığı açıklamada, her gün en az 35 cenazenin olduğu bir şehirde bunun normal, rutin bir uygulama olduğunu belirtti. Açıklamada mezar yerlerinin şehitlikte kazıldığı iddiasına değinilmemesi dikkat çekti.
Metin Karabaşoğlu’nun editörlüğünde yayımlanan Açıkdeniz dergisi, Temmuz sayısında yazarımız Halil Berktay’la Doğu-Batı ayrıştırmasının tarihi zemini, kökleri, sebepleri, bugüne ve geleceğe dönük sonuçları üzerine uzun bir söyleşi gerçekleştirmiş, bu söyleşiyi Serbestiyet’te de yayımlamıştık. Berktay, Açıkdeniz’in Eylül sayısında bir bakıma bu söyleşinin devamı niteliğinde olan yazısında 2021 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Abdulrazak Gurnah’ın romanlarından yola çıkarak Doğu-Batı ayrıştırması tartışmasını sürdürüyor. Berktay, “çağımızın Çehov’u” dediği Gurnah’ın romanlarını da “deryalar var bu kitaplarda” diye tanımlıyor.