Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na kapatma davası açıldığı dün (13 Nisan) ortaya çıktı. Meğer davanın geçmişi 2016’da bir kişinin tek bir cümlesi bile doğru olmayan bir ihbar mektubuyla Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) gönderdiği bir ihbar mektubuna kadar uzanıyormuş. T24 yazarı Gökçer Tahincioğlu’nun dava dosyasını ele aldığı yazısı Türkiye’deki yargı sistemi hakkında bir kez daha çok şey söylüyor.
AK Parti ve MHP’nin ortaklığında Türkiye’de çok ciddi bir anti-Kürt atmosfer yaratılıyor. Kürt kimliği, Kürtlüğü sembolize eden değerler, Kürtçe ve Kürdistan ismi adeta bir suç gibi sunuluyor. Kürtlere saldırmak için bekleyen bazı kamu görevlileri ve siviller için bu atmosfer, büyük bir imkân sağlıyor. Çeşitli bahanelerle Kürtlere yöneliyor, onlara ve değerlerine hakaret ediyor, onları maddi ve manevi ağır zararlara uğratıyorlar. Bunu yaparken pek pervasızlar; çünkü Kürtlere saldırdıkları için devlet tarafından gerektiği gibi cezalandırılmayacaklarını biliyorlar.
“Tüm ülkeler daha etkili bir küresel ekonomi karşılığında (güvenlik) riski almayı da kabul eder mi? Avrupa’nın tam anlamıyla en ucuz gaz sağlayıcısı Rusya. Bu durumda Avrupa, güvenliğine etkisi ne olursa olsun gazı Rusya’dan almalıyız mı diyecek …?” Ünlü iktisatçı Stiglitz, tam 15 yıl önce sorduğu bu sorudan yola çıkarak “uzağı göremeyen ve ekonominin finansallaşmasıyla daha da kör hale gelen” piyasalara dair temel eleştirisini sürdürüyor… Vardığı sonuç: Neoliberalizm bir sınavı daha veremedi ve nihayetinde yerini yeni değerlere dayanan yeni bir ekonomik vizyona bırakmak zorunda.
Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ’ın Cumhurbaşkanı adayımız açıklamasından sonra gözlerin çevrildiği ve geçen hafta Kılıçdaroğlu ve Akşener’i ziyaret ederek iddialara cevap veren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş konuştu: “Özdağ’ın açıklamasından açıkçası rahatsız oldum. Cumhurbaşkanı adayına altılı masa karar verecek. Bunu herkes biliyor. Hal böyleyken, böyle bir açıklamanın yeri yok, gereği de yok.” Yavaş, Kürtlerle ilgili eski miting görüntülerinin ODA TV’de tekrar yayınlanmasına da tepki gösterdi: “Yine de sağlı sollu saldırı başladı şimdiden. Dün OdaTV'de bir şeyler çıkardılar. Kirli siyaset olağanlaştı Türkiye'de. Başka bir şey diyemiyorum. Kürtlerin Mansur Yavaş'a oy verip vermeyeceğini gidin anketçilere sorun. Vallahi hiç anket yaptırmadım, Türkiye çapında. Ama abone olduğumuz anketlere bakıyorum, rakamlar çok yüksek çıkıyor.”
Eski Türk-Amerikan İş Adamları Derneği (TABA) Genel Başkanı ve kozmetik markası L'actone'in Yönetim Kurulu Başkanı Ali Osman Akat'ın da arasında bulunduğu 6 şüpheli hakkında Kolombiya'dan içinde yüksek oranda kokain bulunan 110 kiloluk iki ayrı kargoyu ülkeye soktukları iddiasıyla 'Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İthal Etme' suçundan 135 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. İddianamede ifadesine yer verilen tutuklu iş insanı Ali Osman Akat, suçlamaları reddetti. Akat’ın birçok siyasetçi ile çekilen fotoğrafları çıktı