KKTC’nin dördüncü cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “tek adam rejiminin ekonomik ve siyasal anlamda ülkeyi hızla yıkıma doğru sürüklediğini, her açıdan Türkiye’nin etkisi altında bulunan KKTC’de de durumun vahim olduğunu” söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 büyükelçiyi ‘istenmeyen adam’ ilan etme çıkışı hükümet medyasında farklı duygular ve pozisyonlar yarattı. Hükümete en yakın gazeteler Sabah, Yeni Şafak ve Akşam büyükelçileri sınır dışı etme konusunda heyecansız ve tedirgin bir görünüm çizdi. Aydınlık, Türkgün ve Akit’te heyecan doruktaydı. Mehmet Barlas ve Abdülkadir Selvi gibi hükümete yakın yazarlar ise “iyi olmaz, sakin kalalım” havasındaydı.
EDAM Direktörü Sinan Ülgen: “AİHS hükümleri doğrultusunda Sözleşmeye taraf diğer ülkelere söz hakkı doğar. Türkiye de zaten bu anlayışla Yunanistan'ın AİHM ihlallerini gündeme taşımıştır…” Ülgen’in hatırlattığı ihlallerden birinde Türkiye, İskeçe Türk Birliği adını “AİHM kararlarını yok sayarak” tescil etmeyen Yunanistan’ı kınıyor, bu ülkeyi “uluslararası hukuka uygun hareket etmeye” davet ediyor.
Gazeteci Levent Kemal bugün (25 Ekim) Perspektif’te kaleme aldığı yazıda Türkiye’nin Kuzey Suriye’de yapmayı planladığı yeni müdahalenin imkânlarını, özellikle Rusya’nın rızası perspektifinden değerlendiriyor. Levent Kemal’e göre “Ankara’nın Rusya’nın işaret ettiği alana ABD’ye rağmen bir operasyon düzenlemesi durumunda, Batı bloku ile bağları iyice zayıflatmaya karar verdiğini söylememiz mümkün olacak.”
İYİ Parti’nin oy yükünü milliyetçi ve seküler hassasiyetleri yüksek seçmen kitleleri çekiyor, buna mukabil merkez sağ ve muhafazakâr-dindar seçmenler ise İYİ Parti’ye, en azından parti yöneticilerinin umdukları oranda bir katkı sunmuyorlar. Zannımca partinin dördüncü kuruluş yıldönümünde benimsenen “Ömer’in Yolu” sloganının (ve bunun için hazırlanan klibin) arka planında bu okuma yatıyor.