Amirallerin Montreux Anlaşması’ndan çekilmeye itirazı sonrasında Yargıtay’dan, Tapu ve Kadastro Erzincan 24’üncü Bölge Müdürlüğü’ne kadar herkes açıklama yapma gereği hissetti. Bir tek anlaşmanın imzacılarından Avustralya konuşmadı. Zaten Montreux burada kimsenin de umurunda değil. O halde gelin size Avustralya’da bağımsız yargının ve basınının verdiği benzer iki çetin sınavdan bahsedeyim: Kardinal George Pell Davası ve ABC’nin Afgan Dosyaları...
Sosyoloji, her koşulda konfor alanlarını sarsıcıdır. ‘Doğal’, ‘değişmez’, ‘böyle gelmiş böyle gider’ olarak görülen ne varsa öyle olmayabileceğini açık eder, toplumsal olanın noksan ve sorunlu yanlarını görmemizi sağlar; “Şeylerin, eylemlerin, eğilimlerin ve süreçlerin ‘zorunluluğu’ ve ‘doğallığına’ duyulan popüler inançların altındaki temelleri baltalamaya mahkûmdur. Onların oluşumu ve devamlılığına katkı yapan mantıksızlıkların maskesini düşürür.
Erasmus “insanın ağzını savaş aleyhine açmasının artık bir delilik ve Hıristiyanlığa aykırı bir davranış” görüldüğü bir çağda hükümdarların savaş tutkularına kararlıkla saldırır. Her türlü kaba kuvveti, bilhassa da savaşı, tüm iyi şeylerin sonunu getiren bir felaket olarak görür. Bir hak talebinin zorla bastırılamayacağını ve zorla çözüme bağlanamayacağını savunur. Çünkü “her savaştan bir başkası, bir savaştan bir ikincisi doğar.”
Hayatın normalleri o kadar “norm”al, o kadar dar, baskıcı, o kadar sıkıcıydı ki, ondan biraz sapmak olağan bir çılgınlıktı… Çılgınlık “yeni normal”di elbette. Normal sayılan da parmakla gösterilecek, nidâ deyişiyle “anormal” olacaktı; yani “Aaa normal!” Normalleşen ve ‘leştirilenlerle bugünlere de uygun bir “mürekkep testi” fikrimce.
Fransa, Paris’in merkezinde pandemi yasaklarının hiçe sayıldığı lüks bir “yeraltı restoranı”na dönüştürülen Palais Vivienne adlı apartman dairesinin ünlü müdavimlerini soruşturuyor. Menüsünde pahallı şaraplar ve hayvarların olduğu saray gibi dekore edilmiş mekanın sahibi aykırı koleksiyoner ve tarihçi Chalençon ve restoranın şefi dün gözaltına alınıp ifadeleri alındı. Restoranda pandemi yasaklarını ihlal ederek yemek yediğini itiraf eden ilk ünlü isim ise Sarkozy döneminin İçişleri Bakanı Brice Hortefeux oldu.