Yılsonu itibariyle geleneksel gündemimiz olan 31 Aralık tartışmaları başladı. Kutlama yapan veya yapmayan herkesin bugünün ne olduğuna dair çeşitli iddiaları var ve maalesef çoğu yanlış. Kutlayanın ne kutladığı konusunda kafası karışıkken, karşı olan da tam olarak neye karşı olduğunu anlamış değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Milli Eğitim Bakanlığı önündeki açıklaması için, daha önceki MB ve TÜİK ziyaretlerini de hatırlatarak “kamu kurumları basmayı, siyasi eşkıyalık yapmayı iyice alışkanlık haline getirdi” dedi. Erdoğan’a yanıt veren Kılıçdaroğlu: “Güzelce dinlen, ilaçlarını sakın ihmal etme. İyi yıllar.”
Ali El Hemdan davasını takip eden Av. Tugay Bek, benzerlerinin tersine bu davada sanık polisin hak ettiği cezaya çarptırıldığı kanaatinde. Bek, bitmiş davanın bitmemesi gereken bir yönünün daha olduğunu, mülkiye müfettişi raporunda açıkça soruşturmayı örtbas etmeye çalışmakla suçlanan Adana valisi ve emniyet müdürünün yargılanmaları gerektiğini söylüyor. Oysa: “Mülkiye müfettişi raporunu alan İçişleri Bakanı, dönemin Adana İl Emniyet Müdürü’nü İstanbul İl Emniyet Müdürü, dönemin Adana Valisi’ni hem Mardin Valisi hem Mardin’in kayyum belediye başkanı yaptı...”
Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara, ilahiyatçı yazar Talha Hakan Alp, gazeteci yazar Bülent Şahin Erdeğer ve Serbestiyet yazarı Mahmud Ertürk; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Bunları bizlere yaptıran Allah’tır” sözlerini Serbestiyet’e değerlendirdi: “Ahiret ancak insanın eylemlerini kendisinin tasarlaması ve yapması durumunda anlamlı olur”, “Bu tarihin en eski manipülasyonudur”, “Buradaki şey dini siyasete alet etmede el yükseltmek.”