Şehir adeta yıkılarak baştan yapılıyor, senelerce önünden hatta içinden geçtiğimiz mekânlar böylelikle çok hızlı bir şekilde belleğimizden siliniyor. Halbuki belleğin canlı kalabilmesi için kavramlara, imajlara, nesnelere ya da mekânlara tutunmaya ihtiyacımız var.
1 Ekim’de yürürlüğe giren Sosyal Medya Yasası’nın ardından bir ay olarak belirlenen ‘Türkiye’de temsilcilik açma” süresi 2 Kasım’da sona eriyor. Yasaya göre, kaynağı yurtdışında olan sosyal medya ağlarının Türkiye’de temsilci bulundurması ve ofis açması gerekiyor.
Yine bir Pazartesi günü; bizim Diyarbekir evinde hararetli bir sohbet var. Münakaşalar ateşteki kestane misali sıcak mı sıcak ideolojik bir hatta ilerlerken birden nedendir bilinmez cemaatin nostaljik hissiyatı kabardı ve mevzu geçmiş güzel günlere kaydı. Eşref, “Hoca, hazır el atmışın şu maziye, bizim sade gazoz sevdamızı da yazsana!” diye daldı lafa. “Olur” dedim. Neden olmasın? Görüyorsunuz, yazılara sipariş de alıyoruz artık!
WIN/Gallup International’ın küresel çaptaki anketine göre, insanların 5’te 3’ü, ülkeleri için savaşmaya hazır. Türkiye’nin %73 ile 12. olduğu sıralamada başı %94’le Fas çekti, son sırada ise %11’le Japonya yer aldı. Finlandiya’nın yüzde 74 ile üst sıralarda yer alması listenin en büyük sürprizi oldu.
Yumurtamızı kırıyoruz, şekerimizi ekliyoruz, fırınımızı açıyoruz, kekimizi “güzelce” pişiriyoruz. Her şey birinci çoğul şahıs, her şey eski karşı komşu tarzı. Bizler, yemek yapmaya meraklı olan insanlar, aynı yere aidiz ve bundan çok memnunuz sanki. Şu ana kadar sadece yemek sırlarımızı paylaşmış olabiliriz ama istesek başka sırları da paylaşabiliriz besbelli, güvenli ellerdeyiz, birbirimize itimat edebiliriz.