BBC Türkçe’den Fundanur Öztürk, Taliban’ın iktidarda olduğu 1996-2001 arasında Afganistan’da bulunan, daha sonra Türkiye’ye yerleşen Afgan kadınlarla konuştu. Konuşan kadınların tamamı “Kimse Taliban’ın bu kez kadınlara zulmetmeyeceğine inanmasın” diyor. BBC Türkçe’nin “Bu haberdeki bazı anlatılanları rahatsız edici bulabilirsiniz” uyarısıyla yayına koyduğu söyleşileri okurlarımızla paylaşıyoruz.
Batı tarzı eğitim, batılı 'özgürlük' kodları Afganistan’daki açlık sınırında yaşayan geniş kitleleri cezbetmedi. Batı dünyası, İslam dünyasındaki ABD’ye ve Batılı ülkelere yönelik tepkiselliği anlamakta güçlük çekiyor. Onca yatırıma, askeri yığınağa karşın, destekledikleri yönetimin ordusuyla birlikte kaçışını belli ki şaşkınlıkla karşılıyorlar.
Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’yi ‘seyahat etmeyin’ uyarısının yapıldığı ülkelerin yer aldığı kategoriye ekledi: “Ülkedeki güvenlik güçleri siyasi güdümlü, yetersiz veya gizli tanıklara ve kanıtlara dayanarak terör örgütleriyle bağlantılı oldukları iddiasıyla ABD vatandaşları da dahil olmak üzere on binlerce kişiyi gözaltına almış durumda. Türkiye Hükümeti’nin onaylamadığı gösterilere katılmak ve hükümeti eleştirmek (sosyal medya dahil) tutuklama ile sonuçlanabiliyor."
Serbestiyet yazarı Vahap Coşkun Gazeteduvar’dan Vecdi Erbay’ın sorularını cevapladı (17 Ağustos). Ağırlıklı olarak Kürtlere yönelik saldırılar ve orman yangınları sırasında kendine güç vehmedip ‘sabotajcı’ avına çıkan grupların yarattığı sorunların ele alındığı söyleşiyi okurlarımızla paylaşıyoruz.
Taliban’ın sosyal medya hesabı dışında yüzünü göstermeyen gizemli sözcüsü Zebihullah Mücahid, dünya medyasının karşısına çıktı ve güvenceler verdi: “20 yıl önceki halimizle şimdiki halimiz arasında devasa bir fark var. Hiçbir iç veya dış düşman istemiyoruz. Bize karşı savaşan herkesi affettik. Düşmanlıklar son bulmalı. ABD veya uluslararası toplumdan kimseye zarar verilmeyecek. Kadınların bizim çerçevemiz dahilinde çalışmasına ve okula gitmesine izin vereceğiz. Kadınlar, bizim çerçevemiz dahilinde, çok faal olacaklar.”