Manşet

İsrail’de 12 yılın ardından Netanyahu’suz hükümet kurulmak üzere

ABD’de Trump’ın Beyaz Saray’a olaylı vedası ve Hindistan’da Modi’nin pandemi felaketi sırasında yapılan son seçimlerde tökezlemesinin ardından gözler, 2000’li yıllara damgasını vuran popülist liderlerin en çetinlerinden Binyamin Netanyahu’nun üzerinde. İsrail’in kurucu lideri David Ben-Gurion’u da geçerek, ülkede en uzun süre iktidarda kalma başarısını gösteren Başbakan Netanyahu, nihayet iktidarını devredecek mi?

Naftali Bennett: İsrail başbakanı olması beklenen milliyetçi politikacı

Naftali Bennet yıllardır başbakan olmak isteyen bir siyasetçiydi. Şaşırtıcı olan ise bunu parlamentoda az sayıda sandalyeye sahip Yamina partisinin lideri olarak başarma ihtimalinin güçlü bir şekilde doğması. Yedi milletvekili ile parlamentonun en büyük beşinci partisi olan Yamina, hem Başbakan Binyamin Netanyahu'nun hem de muhalefetin koalisyon görüşmelerinde yer alarak yeni hükümeti belirleyecek kilit partiye dönüştü.

Guardiola örneği neyi gösteriyor?

Ahmet Çiğdem, Manchester City – Chelsea finalini ve Guardiola tarzı teknik direktörlüğün zaaflı yanını anlatıyor: “Guardiola örneği iyi bir teknik direktörün işler yolunda giderken değil, sorunlar ortaya çıktığında ne yaptığının daha önemli olduğunu gösteriyor…” Çiğdem’in Perspektif’te yayımlanan “Guardiola, Büyüksün Hocam, Ancak…” başlıklı yazısı şöyle.

Kademe kademe normalleşmede ikinci aşama kararları

Erdoğan, Bakanlar Toplantısı’nın ardından 1 Haziran itibarıyla geçerli olacak yeni kararları açıkladı. Yeni normalleşme kararlarına göre, Haziran boyunca sokağa çıkma kısıtlaması hafta içi ve cumartesi günü için akşam 22:00 ile sabah 05:00 arasında devam edecek. Pazar günü ise tam kapanma devam edecek. İlkokullarda yarından, ortaokul ve liselerde ise 7 Haziran’dan itibaren haftada iki gün yüz yüze eğitime başlanacak. Köy ilkokulları ile seyrek nüfuslu yerlerde haftanın beş günü tam gün eğitim verilecek. Okullar 2 Temmuz’da kapanacak.
- Advertisement -

Sedat Peker videoları: Asimetrinin beklenmedik gücü

Sedat Peker’in bunca ilgi görmesinde, iktidarın medya ve gündem üzerinde mutlak hegemonya kurmaya çalışmış olmasının bence önemli bir payı var. Medyanın iktidar kontrolüne girmesi ve ülkeye hâkim olan korku iklimi Sedat Peker’in videolarına asimetrik ve kaldıraçlı bir güç sağladı. "Allah mısınız ulan!" diye bağıran Sedat Peker, temsilden mahrum bir kitlenin öfkeli sesi olarak ciddi rağbet görüyor olabilir.

En Son Çıkanlar