Şampiyonlar Ligi finalinde Tuchel şov vardı. Yarı finalde Real’i kilitleyen Alman hoca, finalde de Pep’in bütün yollarını kesti. Birbirine yakın ve ayakta alkışlanası bir disiplinle sahaya yayılan Chelsea, Pep’e geçiş izni vermedi. Önündeki hareketli duvarı bir türlü aşamadı Pep, takımını rakibin ceza sahasına yaklaştırmadı. Sahadaki 21 futbolcunun terden sırılsıklam olduğu bir gecede, Chelsea’nin kalecisi belki de hayatının en rahat doksan dakikalarından birini geçirdi; zira nerdeyse kendisine top gelmeden maçı bitirdi. Herhalde Pep’in bu kadar aciz kaldığı az sayıda maç vardır.
4 yıl önce intihar eden Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ın o gece İstanbul Emniyeti ve İçişleri Bakanlığı’ndan defalarca arandığı ortaya çıktı. İddiaya göre gözaltındaki isimlerin bırakılması için baskı altında kalan Çalışkan’dan, İstanbul Emniyet Müdürü, İçişleri Bakanı Soylu ve Koruma Daire Başkanı’nın sorumluluğunu belirten bir tutanak tutmasını istedi.
Yazmak, Knausgaard için tıpkı okumak gibi bir eylemdir; her an her yerde ve her şekilde yapılabilir ya da öyle olduğunda gerçek anlamda yazar olunabilir. Kendiliğinden, istemsizce ve öylece geliveren düşüncelerle ilerleyen bir süreçtir. Tıpkı yaşamın kendisi gibi yani!
Sedat Peker mevzunun nedenlerine, o “kafa karıştırıcı” yanına pek girmeden hap gibi vakaları gündeme yerleştiriyor. Lafı dolandırmadan, milleti baymadan, ulusal düzeyde “etkili konuşma sanatı”… Hem de İcraatın İçinden! O programın yıldızı Turgut Özal bile, devlette “İcraatın İçinden”in bu versiyonunu hayal edemezdi herhalde.