Bildiride, "Daha bir süre Gezi protestolarının yargı aracılığıyla dış komplo olarak kriminalize edilmesi, siyasetin gündeminde yer almaya devam edecek ve bunun kanıtı olarak da Kavala’nın cezaevinde kalmasına gayret edilecek gibi görünüyor" denildi
İslami hassasiyete sahip olan iktidar da diğerleri gibi yozlaştı, oportünizmin devleti sarmalayan kollarına tutundu, ayakta kalmak uğruna milliyetçi ve devletçi bir çizgiye sığındı ve nihayetinde devlete rehin düştü. Bu macerada reformistler, özgürlükçüler, demokratlar yenildi… Milliyetçiler, devletçiler, oportünistler kazandı.
Mehmet Eymür’den son günlerin popüler tartışması “90’lar mı daha kötüydü, bugünler mi?” sorusuna manidar cevap: “1990'larda bu kadar kepazelik yoktu. Bu derece yoktu. Bakıyorum, yine aynı isimlerden, aynı şeylerden bahsediliyor…” Eymür, Ağar ve arkadaşlarının marina fotoğrafının aleniliğine hayret ettiğini söylüyor ve uyarıyor: “Bu gidişin sonu siyasi cinayetlerdir.”
Eskiye kıyasla çok farklı bir CHP zihniyetinin oluştuğunu görüyoruz. Partinin zaaflarını, geçmişini masaya yatırabilen, yeni bir CHP’ye gerek olduğunu anlayıp uygulamaya koymaya kararlı bir parti başkanı karşımızda. Şu sözler ona ait: “Toplumun gözünde statükocu, değişime kapalı, halkla ilişkileri kopuk bir algı vardı. Bu algının mutlaka kırılması gerekiyordu. Bunu kırmaya çalışıyoruz.”
İYİ Parti Lideri Meral Akşener, Erdoğan’ı sert sözlerle eleştirdi. Akşener, “Bunca haramın arasında bir de utanmadan milletinden helallik isteyecek kadar yüzsüz. Sayın Erdoğan, yeter artık milletimizin yakasından bir düşün. Çileyi, yoksulluğu reva gördüğün bu milletten hangi yüzle helallik istiyorsun” dedi.