Erkekler kadınları ancak mecbur kaldıklarında kamusal alanda mücadeleye çağırır. Fakat bunun bedeli var: 1990’ların erkek dindarları, ‘İslam’ın kızları’nın 20 yıl sonra İstanbul Sözleşmesi diye bir ‘fesat belgesini’ savunacaklarını düşünselerdi, onları evlerinden çıkıp mücadeleye katılmaya çağırırlar mıydı?
Ben bir psikiyatristim, insanları yüzlerinden okumaya ve anlamaya çalışan, sözün söylediği kadar yüzün söylediğini de dikkate alan bir mesleğin mensubuyum. Bir süredir yüzümü kısmen örten bir maske ile yüzleri perdelenmiş insanları dinliyorum. Bunu çok tuhaf buluyorum ve bu yazıyı da bu tuhaflığı ifade etmek için yazıyorum. İnsan yüzü yokmuş gibi yaşar belki ama onsuz da olamaz. Onu kaybetmek insanın kendi kimliğini, kendisini biricik kılan bir şeyi kaybetmesi gibi acı verici. Öte yanda maske bize kısmi bir güvenlik vaat ediyor. Duygularımızı ve yüzümüzü gizlerken muhatabımızı bizim saçabileceğimiz damlacıklardan koruyor.
Meclis’te Emeklilikte Yaşa Takılanlara (EYT) verdiği destek yüzünden partisi MHP ile karşı karşıya gelen ve hakkında ihraç kararı verilen Samsun Bağımsız milletvekili Erhan Usta’nın...
Üniversitelerdeki Kürt Dili ve Kültürü derslerinin tezleri, YÖK’ten izin almak koşuluyla Kürtçe yazılabiliyor. İzin alan üniversitelerde Kürtçe tez serbest, fakat Dicle üniversitesinde dört yıldır yasak.