İsrail, cuma gününün ilk saatlerinde Gazze şeridine havadan ve karadan saldırdı. İsrail saldırıları devam ederken, Hamas da Aşkelon’a düzinelerce roket attı. Aşkelon’da isabet alan 7 katlı bir binada 60 yaşında bir erkek ağır yaralandı.
10 yıl öncesinden aklımda kalan, İsrail’de günlük yaşama hakim olan tedirginlikti. Filistin sınırlarına beton duvarlar inşa ediliyordu. Tel Aviv’de bir müze müdürü şöyle demişti: “Araplar, Yahudilerden daha fazla çoğalıyor. Böyle giderse, onlar İsrail’de çoğunluğu ele geçirecek...”
Mehmet Ağar’ın “Biz olmasa idik oraya mafya çökecekti” cümlesi, bilinçdışının kendisine oynadığı apaçık bir itiraftır. Kendinizden pay biçin: Bir araziyi satın almışsınız (sıradan bir vatandaşsınız), fakat bir yandan da o araziye mafyanın “çökme” planları yaptığından eminsiniz. “Ben burayı satın aldım, benden başkası alsaydı buraya mafya çökerdi” gibi bir cümle aklınızın ucundan geçer miydi?
“Olan biten şeyin kozmik tesadüflerin sonucu olduğuna inanmak; bir Arap partisinin oylarına bağlı olan ve ‘ebedi başbakan’ Netanyahu’yu devirmeyi amaçlayan bir hükümet kurulmadan hemen önce Kudüs'te milliyetçi ve dinsel gerilimlerin ani tırmanışına kaderin yol açtığını düşünmek için büyük ölçüde saf ve iyi olmak lazım.“
Süleyman Soylu’nun “Bu süreçte ‘belki dil sürçmesidir’ diye hâlâ tekzibini beklediğim cümle” demesinden saatler sonra Mehmet Ağar, “Bugün eğer mafya buraya giremiyorsa bizim burada olmamızdandır" sözleri için özür diledi: “Olayın kızgınlığından dil sürçmesi söz konusu.”