Manşet

Muğla’da helikopter hastaneye çarpıp düştü: 4 ölü

Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden havalanan ambulans helikopter, hastane bahçesine düştü. Vali Akbıyık, helikopterde bulunan 2 pilot, 1 hekim ve 1 personelin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Çözüm, yeniden!

Kürtler açısından çok kritik bir döneme girildi. Rojava’ya destek eylemlilikleri genel destek bulamıyor, cılız kalıyor. PKK de Türkiye Kürt Siyasi Hareketi de “Öcalan’la görüşelim” dışında çözüm üretemiyor, söylem geliştiremiyor. Öcalan’ın mevcut şartlarda yol açıcılık anlamında ne söyleyebileceğini görmek de zor. Öcalan’ın eli 2010-2015 dönemine göre daha zayıf. Devlet de bunu biliyor. Suriye’de ortaya çıkan imkânlarla Rojava’yı da yok edebilirse, bu elin daha da zayıflayacağını ve çözüm ve barış şartlarının kendi anlayışına çok daha yakın olacağını hesaplıyor.

“Türk savunma” sanayilerimiz ve Manav Amca

Aralık ayının “Özel, Önemli Günler” listesi uzun. Ayın 22 günü “önemli”. Hatta 5 Aralık’ta beş ayrı özel gün var. Kimi tarihi, mücadelesiyle “bayram” kıymetinde, kimi keyfe keder “seyran”. Zamanla çoğalıyor, mânâsı, önemi, hatta adı bile değişiyor. Belki de 12-18 Aralık’ta bence biraz gıyabında kutlanan, zaten yıllar önce adı da değiştirilen “Yerli Malı Haftası” misali “günün mânâ ve ehemmiyeti”ni tükettik, yerine deli gibi tüketeceğimiz yenileri geldi. Önemli günler de bazen “ham maddelerin” işlendiği, “kullanılacak duruma getirildiği” bir tür “sanayi” nasıl olsa. “Tüketim malları sanayii”nde de yeri ayrı.

Suriye’nin yeni hükümetine Türkiye’den isimler

Suriye Geçici Hükümeti’nde Dışişleri Bakanlığı görevine atanan 37 yaşındaki Esad Hasan Eş-Şaybani, master ve doktorasını İstanbul’daki Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde yaptı. Halep Valiliği’ne atanan Azzam Garib, Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden yüksek lisansını tamamladı. Geçici hükümetin kadınlardan sorumlu bakanlık koltuğuna ise Türkiye’deki Suriyeli Dernekler Platformu'nun bir dönem başkanlığını yapan TC vatandaşı Ayşe Seyidoğlu (Ayşe Eldibs) atandı
- Advertisement -

Dedemin zekât felsefesi ve Peter Singer’ın etiği: Küresel açlıkla yüzleşmek

Dedeme şu soruyu sordum: “Allah neden Afrika’daki insanları beslemiyor, bu olan olayların sorumlusu O değil mi?”. Dedem merhamet dolu bir bakış atıp: “Allah değil biz suçluyuz. Biz zekât versek öyle mi olacak?” Bu cevap beni tatmin etmedi: “İyi de zekât Müslümanlara farz, Müslümanlar mı suçlu yani” dedim”. Cevabı bu yazıya beni iten şeylerden biridir: “Zekât dini bir emirden ibaret değil. Zekât bir ahlaki yükümlülük. Her insan dinsiz bile olsa ihtiyacı olana vermeli.” Dedem haklı olabilir mi? Gelin çağımızın en önemli etikçilerinden biri ile beraber düşünelim.

En Son Çıkanlar