MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız: "Son aylarda en çok duyduğumuz şey, 'masumiyet karinesi ve düşman ceza hukuku' terimleridir. Mutlak zorunluluk yoksa, tutuklama yerine başka tedbirler düşünülmelidir. ‘Tutuklulara Düşman Ceza Hukukunun uygulandığı' iddiası iğrenç bir iftiradan ibarettir. Yeri gelmişken, hayati tehlikesi bulunan tutuklunun tedavisinin yapılması yasal bir zorunluluktur."
Bugün arefe günü. Sadece İsrail’i eleştiren bir makale yazdığı için maskeli polislerce alıkonulan ve vizesi iptal edilen doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk, Ramazan Bayramı’na Louisiana’daki bir iade merkezinde giriyor. Rümeysa’nın 20’li yaşlardaki onlarca İstanbullu hemşerisi ise gösteri ve yürüyüş haklarını kullandıkları için anayasaya, AYM ve AİHM içtihadına aykırı bir şekilde tutuklu oldukları cezaevlerinde bayramı karşılıyor. Bu topraklar, özgür düşünen serbest ruhlar için belki de hep “gidemeyenlerin ülkesiydi”, ama artık maalesef dünya da “gidecek yeri kalmayanların diyarı”. Bu küresel karabasanın ve nefes darlığının sebebi bu.
Zaten yeterince uzun olan başlığı daha fazla uzatmamak için yukarıda okuduğunuz kadarıyla yetindim. Uzatmayı göze alsaydım başlığı şöyle kuracaktım: “Yoldaki işaretler: Erdoğan’ın ‘demokrat’ döneminde (2002-2012) cereyan eden ve bugününe delâlet eden erken göstergeler ile liberal-demokratların zamanında bunlara hak ettiği tepkiyi göstermemeleri hakkında…” Evet, öyle düşünüyorum. Yine, tıpkı ilk dönem gibi liberal-demokratların Erdoğan’ın otoriter dönemindeki tepkileri ve eleştirileri de eksiklikle, yetersizlikle malûldü. İki dönemdeki tepki-eleştiri eksikliğinin farklı nedenleri vardı.
Anayasa Mahkemesine göre ucundan bile siyasete bulaşmış bir hâkimin eski görevine dönmesi yargı bağımsızlığı için tehlike arz ediyorsa, bakan yardımcılığı gibi siyasi bir kadrodan başsavcılığa yapılan bir geçişi sanırım tartışmaya bile gerek yok. Başsavcı Akın Gürlek mevzuatımızdaki büyük bir boşluktan yararlanmış daha doğrusu yararlandırılmıştır. Hani Ekrem İmamoğlu’nun 28 kişiyle birlikte faydalandığı “diploma denklik şartı” konusundaki dönemsel boşluk gibi. Hukuku zorlayıp İmamoğlu’nun diplomasını hukuk görünümlü bir takım ayak oyunlarıyla iptal ederseniz, ileride birileri de yine hukuku zorlayarak Başsavcısı Akın Gürlek’in imzasıyla başlatılan bütün soruşturmaları yok sayar.
.
Sezen Aksu:
“Beni dinlemeyeceklerini hissetsem de sorumlulara seslenmeyi görev biliyorum.
Bu kadar insanın sesini dinlemek, onları anlamak, tüm uygulamalarınızı hukuka uygun yapmak, insan haklarını asla ihlal etmemek, hele geleceğimiz gençlerimizi gözünüz gibi korumak, ayrım gözetmeksizin tüm vatandaşlarımıza karşı sizin görevinizdir.
Bu söylediklerimi makulün ölçütü ile değerlendirmeniz umuduyla..."