Evet, barış Türkiye’nin mevcut demokratikleşme düzeyinde de mümkündür. Fakat sürekli bunu vurgulayıp demokratikleşme ihtiyacından söz etmemekte ciddi bir problem var. Bu bileşim iktidarın baskıcı rejim inadını görmezlikten gelmek ve üzerinden atlayabilmek için kullanışlı bir araç haline geliyor. Doğru soru şudur: “İktidar neden barış ve silahsızlanma gibi bir imkânı demokratikleşme için bir fırsat olarak kullanmıyor?”
Erdoğan, 2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi’nde konuştu: “İki yıldır dirayetle uyguladığımız makro ekonomik istikrar ve reform programımızın olumlu neticelerini görmeye başladık. Enflasyonda gözle görülür gelişmeler kaydettik. Yıllık enflasyon 11 aydık aralıksız düşüyor. Tayyip Erdoğan olarak faizsiz bir ekonomi özlemimi gür bir seda ile dile getirmeye devam edeceğim. Faize dayalı ekonomik nizamın değişmesi için mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz.”
SDG lideri Mazlum Kobani: “Türkiye ile doğrudan ilişkilerimiz ve doğrudan kanallarımız var, aynı zamanda arabulucular da mevcut. Bu ilişkilerin gelişmesini umut ediyoruz. Erdoğan ile görüşmeye açığız. PKK’nın kararının bu bölge üzerinde etkileri oldu ve bana göre şu anda Türkiye ile olan ateşkesimiz, bu çözüm sürecinin bir ürünüdür.”
İmamoğlu, Silivri’den röportaj verdi: “‘Terörsüz Türkiye’ sürecine başından beri destek verdik. Anayasamızın bütün vatandaşlara hitap etmeli; sadece vatandaşlığı hesaba katmalı. Eşit vatandaşlık, Türklüğümüzden de Kürtlüğümüzden de hiçbir şey götürmez. Darbe anayasası Türkiye’ye yakışmıyor. Elbette sivil ve özgürlükçü bir anayasa yapmalıyız. Erdoğan’ı bir daha aday olamadığı için değil seçimlerde yenerek emekli etmeyi isterim. Sayın Bahçeli’nin ‘Terörsüz Türkiye’ sürecini Meclis’te ele almayı öneren davetini çok önemli buluyorum.”