“Mevcut Yeni Suriye’de, Türkiye, gerçek bir hami gibi davranıyor. Türkiye, ülkedeki iktidar değişikliğinden asıl yararlananın kendisi olduğunu doğrulamaya çalışıyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a göre, Fransa, Almanya, İtalya ve diğer ülkelerden meslektaşlarının son dönemdeki tüm ziyaretleri, Türkiye’nin arabuluculuğu sayesinde gerçekleşti. Türkiye, yaptırımların kaldırılması ve Arap Cumhuriyeti’nin yeniden kurulması için Riyad’da düzenlenen son zirvede ve benzeri uluslararası toplantılarda lobi faaliyetleri yürütüyor.”
İstanbul’a gelmelerinden rahatsız olunan, şikayet edilen, kaba, ilkel, geri bulunan, birkaç yerde dayak atılan, kazıklanan, arkalarından konuşulan o Arapların memleketi. Ama bütün bu kötü hislere rağmen, en büyük ödül törenlerinde baş köşede Hollywood yıldızlarıyla birlikte Türk aktörler ve aktrisler var.
Gelecek Partisi lideri, eski Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu Serbestiyet için yazdı: “Suriye krizinin başladığı 2011 yılından bu yana Stratejik Derinlik tezini itibarsızlaştırmak için yoğun bir algı operasyonu yürütüldü. Stratejik Derinlik, bazılarının okumadan iddia ettikleri gibi “Yeni Osmanlı”cı bir hükümranlık doktrini değildi. Türkiye son yaşanan sürece asla bir siyasi zafer veya fetih psikolojisi ve söylemi ile yaklaşmamalıdır. Söylenmesi ve vurgulanması gereken ana argüman şu olmalıdır: “Yaşanan devrim bir bütün olarak Suriye halkına aittir ve Suriye Suriyelilerindir.”
Yani bu menajerinin gücünü ‘abartıyor’ olamaz mısınız? Gezi olaylarından belediye seçimlerine kadar her yerde parmağı varmış. Herkesi çekip çeviriyormuş. Neredeyse Türk insanını dizayn ediyor demeye getiriyorlar… Magazin dünyasından çıkan biri memleketi böylesine avcunun içine alıyorsa acaba o devletin işleyişinde bir eksiklik olduğunu ima etmiş olmuyor musunuz? Hukuksuzca işleri varsa yargılansın, ceza alacaksa alsın. Ama her hıyarım var diyene Darth Vader muamelesi etmeye gerek var mı? Bunu düşünen biraz kendini de küçültmüyor mu?
Trump, “America First” derken ABD tarihindeki toprak genişlemesi olan “Manifest Destiny”i de (Kaçınılmaz Kader) kastediyor. Dünya değişirken Trump diplomasiyi de değiştirdi. Bu sözleri Trump değil de başka bir ABD Başkanı söylese idi belki tepkiler farklı olurdu. Sefirler geri çekilir ilişkiler bozulurdu. Devletlerin çoğu” o Trump’dır ne derse yeridir” diye düşünüyor olmalı.