GÜNÜN YAZILARI

Erdoğan’ın ‘özgürlükçü’ sözlerinin gerçek sanıldığı o birkaç saatin öğrettikleri

Erdoğan’ın “yeme-içme kültürü” hakkındaki -gerçek olmadığı sonradan ortaya çıkan- ‘özgürlükçü’ çıkışını yorumlayan seküler sosyal medya kullanıcılarının neredeyse tamamı onun bu fazla radikal sözleri sarf etmesinde bir inandırıcılık sorunu görmedi, onların Erdoğan’a ait olduğuna inandı. Bizatihi bunun ve ilaveten yaptıkları yorumların içeriğinin muhalif ruh halini anlamada önemli ipuçları barındırdığını düşünüyorum. İktidar destekçilerinin -sözlerin içeriğinden memnun olmasalar bile- sessiz kalmaları da irdelenmeye değer; özellikle de benzer durumlarda muhalif seçmenlerin kendi partilerine karşı yönelttiği ani, hızlı ve sert tepkilerle karşılaştırıldığında…

Kadı kızının kusuru

Millet İttifakı’nın ikinci büyük partisi İYİP’in Genel Başkanı Meral Akşener de, seçmenlere açıklama yapma borcu olanlar arasında –Kılıçdaroğlu ile birlikte- ön sırada bulunuyordu. Ancak Akşener de uzun bir süre suskun kaldı ve parti adına görüşler onun kurmayları tarafından dile getirildi. Ama Akşener 26 Ağustos’ta ağzını bir açtı açtı. Artık Akşener’i durdurabilene aşk olsun! Akşener’in beyanlarıyla muhalefetin itibarı giderek daha çok aşınıyor ve bu da hem geçmişe hem de geleceğe taalluk ediyor.

Yalım Eralp: “Ukrayna savaşı sürerken bazı ülkeler Rusya’dan uzaklaşmaya çalışıyor”

‘Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor’da bu hafta: “Ukrayna savaşının öne çıkmayan bazı yönleri var. Bazı ülkeler Rusya’dan uzaklaşmaya çalışıyor. Paşinyan bunun en güzel örneği. ABD ile ortak manevra yaptı. Sadece Ermenistan değil, Orta Asya ülkeleri de bir zirve düzenleyip nasıl başlarının çarelerine bakacaklarını konuştular. Rusya üzerinden geçen ticaret de azalmaya başladı. Nitekim Kazakistan petrolü gönderecek farklı yollar arıyor. “

Hindistan’dan Avrupa’ya yol neden Türkiye’den geçmiyor?

G-20 zirvesinde en dikkat çekici olay, ABD, Hindistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri liderlerinin Yeni Delhi’de imzaladıkları, Çin’in Kuşak-Yol koridoruna rakip yeni bir projeyi hedefleyen, Hindistan’ı Avrupa’ya bağlayacak yeni bir ağ ile ilgili anlaşmaları oldu. Türkiye’nin bu projeden dışlanması iktidarın hışmına yol açtı. Aslında Türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik duruma bakılınca Hindistan’ı Avrupa’ya bağlayacak bir koridorun ülkemiz üzerinden geçmesine imkân maalesef yoktur. Hindistan’ın ilk komşusu Pakistan ile ilişkileri malum. Ötesinde İran var. Onun da dış dünya ile ilişkileri karşısında böyle bir proje içinde olması mümkün değil. Suudi Arabistan üzerinden ülkemize uzanacak bir koridor ise ya Irak’tan, ya da Suriye’den geçmek durumunda. Ona da imkân olmadığı açık. Nitekim Türkiye’nin önerdiği Irak üzerinden geçecek koridorun şimdilik pek alıcısı yoktur. Sanırım Yeni Delhi’de imzalanan anlaşmanın amacı Hindistan Başbakanı Modi’ye bir çiçek atmak ve onu Çin’den uzaklaştırmaktan ibarettir diyebiliriz. Gerçekleşecek olursa, Suudi Arabistan’ı Ürdün üzerinden İsrail’e bağlaması gerekecek projenin Orta Doğunun bitmeyen ihtilafları karşısında duvara çarpması çok muhtemeldir.
- Advertisement -

Muhafazakârların kültür dünyası ne durumda?

Muhafazakârların siyasal anlamda ve artık medya araçları yönüyle iktidarda olunmasına rağmen kültür-sanat dünyası olarak zayıf olduğu kabul edilen bir görüş. Zaten kendileri bu yüzden kırgınlar, hatta öfke duyuyorlar. Fakat bu çok da doğru değil. Aslında kültürel yönden de güçlüler, medyanın yüzde 90’ı ellerinde ama dağınık oldukları için zayıf ve silik görünüyorlar. Çünkü muhafazakârlar bir araya gelmiyorlar, yan yana duramıyorlar, tek başına gezmeyi seviyorlar. Herkes kendi camiasının, fikir dünyasının, cemaatinin, tarikatının, meşrebinin, sevdiği yazarın, yayınevinin, gazetesinin, derginin kültürel faaliyetlerinin peşinden gidiyor.

En Son Çıkanlar