Geniş pencerelerden denizi gören evleri inceliyorum. Merdivenleri kokmuyordur bunların, kapıları dan diye kapanmıyordur arkalarından, anneleri babalarına intizar etmiyordur, babaları eve gelecek diye tedirgin olmuyorlardır, sevdikleri yazarın kitaplarını eve sipariş ediyorlardır, kahve kokuyordur evleri mis gibi. Bir de çikolatalı kurabiye.
12 Temmuz (1947) Beyannamesinde de kabul edildiğini gördüğümüz şartları; yani bütün partilerin güven içinde, bir başka deyişle iktidar partisi şartları içinde çalışacakları ve kamuoyunun da vicdan rahatlığı ile şu veya bu partinin iktidar olmasını kabul edeceği bir ortamı istemek çok mudur?
İstanbul’da yine puslu bir kış günü Emirgan’daki müzenin en alt kattaki salonunda karşımızda duran o sisli İstanbul tabloları karamsar zamanların sonra yeşeren ümitlerin ve sonra yine hayal kırıklıklarının eseriydi.
Yakın zamanda İngiltere’nin Guardian gazetesinde “bakirlik/bakirelik anksiyetesi” hakkında bir yazı okudum (“Worried that Covid has stolen your sex life?”). Yazıya göre, zaten bir zamandır ilk cinsel ilişkide bulunma yaşı yükselmekteymiş: 21. yüzyılda yetişkin yaşlarına girenlerin sekizde biri 26 yaşında hâlâ bakir/bakireymiş. Bu kuşağın anne ve babalarının kuşağında ise oran yirmide birmiş.
Sanal alemden çıkıp gerçek odamızdaki yaşama döndüğümüzde elimizi masaya değdirince elimiz masanın içine sanal alemdeki gibi giremeyecek, geçemeyecek. Gerisini siz hayal edin! Gerçek alemden sıkılmanın başlangıcını idrak edeceğiz ve tedricen kendimizi daha fazla sanal alemde vakit geçirirken bulacağız. İşte metaverse’ün yapacağı etki bu. Yapacağı dediğime bakmayın; bu etkiyi yaşayan bir sürü insan var artık.