Son iki günün favori sosyal medya konusu “hamdolsun görüşmede 24 Nisan gündeme gelmedi” hakkında Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi’nin bugünkü (16 Haziran) yazısında yer alan satırlar, ‘tevil’ için güzel bir örnek teşkil ediyor. Fakat başka örnekler de var; kamuoyunda “Hürriyet, iktidarın sıkıştığı noktalarda tevil için gönüllü oluyor” algısının oluşması gayet normal.
Emekli Büyükelçi Yalım Eralp, Erdoğan – Biden görüşmesini Serbest TV ve SerbestPod’da değerlendirdi: “Türkiye’nin ne yöne gideceği konusunda gerek ABD’liler gerek Batılılar nezdinde büyük kuşkular var. O yüzden Erdoğan’a bir taviz vermeyi, onun yüzünü güldürmeyi Biden düşünmedi. Eğer Türkiye Afganistan’da Kabil Havalimanı’nı koruma misyonunu üstlenirse, ki Taliban bunu istemiyor, askerlerimiz ciddi savaşan askerlere dönüşecek demektir ve bu çok tehlikelidir.”
Çözüm Süreci’nin en kritik isimlerinden Sırrı Süreyya Önder’in Gazete Duvar’dan İrfan Aktan’a verdiği röportaj, siyaset çevrelerinde çözüm sürecine ilişkin tartışmaları yeniden başlattı. Vahap Coşkun, Önder’in söylediklerinin neden önemli olduğunu Serbest TV ve SerbestPod kanallarında anlattı.
Türkiye’nin geçtiğimiz Cuma günü (4 Haziran) Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları içerisinde yer alan Mahmur kampı civarına yaptığı saldırı ve saldırıdan birkaç saat önce beş Peşmerge’nin PKK’lılar tarafından öldürülmesi Kuzey Irak’taki PKK varlığını tekrardan tartışmaya açtı. Peki bundan sonra bölgede neler olabilir? Vahap Coşkun, SerbestPod’a değerlendirdi.
Sedat Peker’in videolarının tetiklediği yeni süreçte gazetecilere pek çok haberin ‘fısıldanacağını’ anlıyoruz. Devlet içindeki güç mücadelesinden bilgi sızıyor, sızdırılıyor. “Sızdırma” haber, kamuoyunda yaygınlaştırılan pejoratif anlamına rağmen gazetecilerin burun kıvıracağı bir imkân değil, utanılacak bir şey hiç değil. Fakat gazeteci, güç odağı içinde çatışan güçlerden birinin cephe yoldaşı haline gelirse, iş değişir.