İsveç-Amerikan İpek Yolu Araştırmaları Enstitüsü'nden Halil Karaveli, ünlü Amerikan dış politika dergisi Foreign Affairs’e yazdı: Esad'ın düşüşü Türkiye'nin terörist düşmanının kaderini belirleyebilir
Hadia Mubarak: Eski bir atasözü olan “Roma'dayken Romalıların yaptığını yap”, içinde bulunduğumuz dönemde “Suriye'deyken Almanların ve Fransızların yaptığını yap” haline gelmiş galiba. Babası 46 yıl boyunca Suriye'den sürgün edilmiş ve aile dostları Esad rejimi tarafından işkence edilerek öldürülmüş Suriyeli bir Amerikalı olarak, Batı'nın Arap liderlerine yönelik “turnusol” vazifesi gören bu yaklaşımını çelişkilerle dolu ve tek kelimeyle saldırganca buluyorum.
Donald Trump’ın göreve başlayacak olması, Avrupa güvenlik düzeninin geleceğine ilişkin soru işaretlerini daha da belirginleştirirken, Türkiye’nin bu düzen içindeki yerini ve rolünü netleştirmesinin gerekliliğini de ön plana çıkarıyor. Bu açıdan Trump’ın dönüşü, Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye’nin nihayet Avrupa’nın güvenliği ve dış politika ile güvenlik alanlarında daha geniş bir işbirliği çerçevesinde, çok daha ciddi ve kapsamlı diyaloglar başlatması için gereken ivmeyi yaratabilir.
Elon Musk, 23 Şubat’ta seçimlerin yapılacağı Almanya’da, anketlerde ikinci sırada görünen aşırı sağcı AfD’ye destek için Die Welt'in pazar gazetesi Welt am Sonntag'a "Almanya'yı sadece AfD kurtarabilir” başlıklı yazı yazdı. Yazıya Alman siyasetçilerden büyük tepki var. Yazının çevirisini yayınlıyoruz.
8 Aralık’ta, Esad rejimi devrildiğinde Şam’da bulunan Suriyeli tarihçi Sami Moubayed yaşananları anlattı: “Esad uçağa bindi ve Moskova'ya uçtu. Yanına hiçbir yandaşını hatta küçük kardeşi Mahir'i bile almadı. Esad o kadar korkaktı ki ablası Büşra'nın ergenlik çağındaki çocuklarını bile geride bırakmış.”