“Aşırı İslamcılığa engel olma” bahanesiyle Uygurları ‘eğitim kamp’larına toplayan Çin’in pragmatizminin son örneği Taliban. Geçen ay Pekin’de Çin Dışişleri Bakanı, Taliban’ın üst düzey yetkilisiyle buluştu. Çin medyasında Taliban’ın Afganistan’da istikrarı sağlayacağı analizleri çıkıyor. Budist tapınaklarına saldırmış Taliban’la bu yakınlaşmaya Çin sosyal medyasından tepkiler yükseliyor ama Çinli dış politika analistlerine göre “Afganistan’ın nasıl yönetileceği Afganistan’da yaşayanların kendi işi, bu Çin’i ilgilendirmez.” Çin’in önceliği savaşın bittiği istikrarlı Afganistan’la ekonomik ilişkiler. Yew Lun Tian’ın Reuters’deki analizi...
ABD’nin Ortadoğu’dan çekilmesi giderek bâriz bir hal alırken, bölgedeki iki hasım ülke, İran ve Suudi Arabistan aralarındaki gerilimi azaltmak amacıyla müzakereler yürütüyor. Vali Nasr ve Maria Fantappie, 3 Ağustos’ta Foreign Affairs’de kaleme aldıkları ABD liderliğine tavsiye niteliğindeki makalelerinde bölgedeki dengelerin gerçekçi bir resmini çiziyorlar. “İran ve Suudi Arabistan birlikte Ortadoğu'ya nasıl barış getirebilir? Amerika bölgeden çekilirken diplomasinin vaat ettikleri” başlıklı makaleyi okurlarımızla paylaşıyoruz.
Tunus Ennahda Lideri ve Parlamento Başkanı Raşid Gannuşi, koronavirüsten ağırlaşıp hastaneye yatmadan önce The New York Times’a yazdı: “Bazı muhalif siyasetçiler, laikler ile İslamcılar arasındaki sözde ideolojik farklılıkları yeniden körükleyerek anayasayı ihlal eden önlemleri meşrulaştırmaya çalışıyor. Bu etiketlerden her ikisi de toplumun farklı kesimlerini tanımlamak için tek başına yeterli değil. Bizler, partimiz Nahda'yı Müslüman demokrat bir parti olarak görüyoruz, ancak burada hedef alınan belirli bir siyasi parti değil, bir bütün olarak Tunus demokrasisidir.”
1980'lerden bu yana, liberaller ve muhafazakârlar arasında ırksal adalet, göç, kürtaj ve eşcinsel hakları gibi konulardaki toplumsal kutuplaşma gittikçe arttı ve siyasi yelpazenin solunda güçlenen ilerlemeci değerler, sağda kültürel bir geri tepmeye yol açtı. Genel anlamda konuştuğumuzda, demokrasisinin bozulma riski en yüksek olan ülkelerin; toplumların ve partilerin liberal-muhafazakâr kültürel değerler arasında kutuplaştığı ve kurumların taraflar arasında köprü görevi görmediği ülkeler olduğunu görürüz. Pippa Norris’in Foreign Affairs’teki makalesini Deniz Karakullukcu çevirdi.
Milliyetçilik ve popülizmin sürekli mevzi kazandığı bir dünyada demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir dünya düzeni ideali olan Wilsonculuğun ahvali nedir? Yazar Walter Russell Mead’e göre “en azından orta vadede bu buluşmanın yaşanması artık mümkün gözükmüyor. Bugün Çin, Hindistan, Rusya ve Türkiye'nin liberal demokratik sistemde buluşma ihtimali 1990'a kıyasla çok daha düşük.”