Fransa'nın Müslüman ülkelerde görev yapan 10 Büyükelçisi Macron'a bir mektup yazarak İsrail yanlısı politikasının ve dış politikada aldığı "virajların" yanlış olduğunu ve Müslüman ülkelerde kalıcı bir itibar kaybı yaşayabileceklerini söyledi.
“İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri dünyanın geri kalanına tüyler ürpertici bir mesaj göndermektedir: Cenevre Sözleşmesi de dâhil olmak üzere uluslararası ve insani hukuk anlamsız kağıt parçalarıdır. Irak'ta uygulanmadı. Gazze'de de geçerli değil ve yok sayılıyor. Batı medeniyeti olarak savunduğumuz değerlerden dolayı nefret edilmiyoruz. Değerlerimiz olmadığı için bizden nefret ediyorlar. Nefret ediliyoruz çünkü kurallar sadece başkaları için geçerli. Bizim için değil.”
Devlet Bahçeli, MHP meclis grup toplantısında “Kandil’e git” dediği Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan için daha önce de sert konuşmuştu. 2009’da Polis Akademisi Başkanı olan Arslan, Kürt açılımını başlatan “Kürt Meselesinin Çözümü” çalıştayına ev sahipliği yapmış, Bahçeli çalıştayı düzenleyen Akademi’yi, İçişleri Bakanlığı’nı ve Başbakan Erdoğan’ı “PKK’ya yandaşlık yapanlar, şimdi İçişleri Bakanı’nın Kürt açılımı projesinde devletin güvenliğini temin edecek kurumun içerisine gelerek Türkiye’de demokratik açılım bahanesiyle bölünmeye cesaret veriyorlar. Siz kimsiniz ki başbakanınızla beraber içine düştüğünüz ihanet kuyusuna milliyetçi hareketi çekeceksiniz” diyerek eleştirmişti. Bahçeli, çalıştaya katılan 12 gazeteci ve akademisyen için de “12 kötü adam” demişti.
Yalım Eralp: “Dünyada hava süratle değişiyor ve İsrail’in bir asra yakın Holokost ve 7 Ekim saldırısından sonra kazandığı sempatiyi çok çabuk Netanyahu’nun erittiğini görüyoruz. İsrail neden kaybediyor havayı? Çünkü okullara, hastanelere saldırıyor. Bu hafta içerisinde benim kişisel tahminim BM’ye bir karar tasarısı getirilecek. Ve artık ABD’nin ateşkesi veto etmesi kolay değil.
Türkiye’nin resmi ajansı Anadolu Ajansı, geçen hafta ilk defa vicdani ret hakkıyla ilgili bir haber yayınlandı. Başkası yapsa “Halkı askerlikten soğutma” suçlamasıyla muhatap olabilecek haber neyse ki Türkiye’deki vicdani retçiler ile ilgili değildi. Gazze’deki katliam nedeniyle İsrail’de orduya katılmayı reddeden ve vicdani ret açıklayan İsrailli gençlerin hapse girmek ve toplumsal baskıya uğramak pahasına gösterdikleri ahlaki tavır haberde övülüyor, onlarla yapılan röportajlara yer veriliyordu. Peki ya son 33 yıldır benzer vicdani ret açıklamalarını Türkiye’de yapan insanların başına neler gelmişti?