14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem milletvekili genel seçimi için seçimleri için geri sayım sürerken, siyasi partilerin gündemindeki önemli bir konu da seçim güvenliği.
Canan Aydın Bıçak: “İlk yıllarda farklı kesimleri kucaklayan, demokratik haklar anlamında güzel bir ivme tutturan, Türkiye için samimi ve özverili şekilde çalışan, üreten AK Parti’nin ikinci on yılında sekteye uğradığını görmek, partinin yolsuzluklar ve adaletsizlikler nedeniyle yıprandığına şahit olmak beni çok üzüyor, yaralıyor. Özetle bugün AK Parti’nin bir alternatifini göremiyorum. Ama onlara olan inancımı yitirdim ve savunacak takatim de kalmadı. Millet İttifakı’nın da Türkiye’yi değil ileriye geriye götüreceğini düşünüyorum.”
“Geçmişin propaganda savaşları Vaşington güdümündeki ‘Hür Avrupa Radyosu’ ve Moskova güdümündeki ‘Bizim Radyo’ yayınları ile çok sınırlı ve kontrollü geleneksel yazılı basın çerçevesinde sürüyordu. Şimdiyse uluslararası sınırları tanımayan, bunları delip geçen siber medya/dünya, her tarafın diğerlerinin içişlerine karışabilmesi için büyük imkanlar sağlıyor…” Sönmez Köksal’ın bugün (13 Nisan) Yetkin Report’ta yayımlanan yazısı…
Siyaset bilimci Doğan Gürpınar: AK Parti listesinde Hulki Cevizoğlu, Mehmet Ali Çelebi gibi ulusalcı isimleri görmek birçokları için ilginç oldu. Birtakım ulusalcı hassasiyetli insan bugünkü CHP'nin önderlik ettiği muhalefettense otoriter ve laikliğin altını oyan politikalarına rağmen AK Parti'nin ‘milli’ tavrını ehven buluyor. Buna günümüzün jargonuyla yerli milli eksen diyebiliriz. Yerli milliciler, ‘yeni CHP’nin külahı yerine Erdoğan'ın sarığını tercih ediyor.