“Trump'ın derdi şu: Musk’a ‘sakın demokratları fonlama’ diyor. Cumhuriyetçiler Senato’da çoğunluğu kaybederlerse Trump adeta topal ördek olacak. Uluslararası planda Trump'ın bir başarısı yok. İran'la nükleer görüşmelerde bir ilerleme yok. Ukrayna’da da ufukta harbin sona ermesi görünmüyor. Trump'ın kredisi her geçen gün bitiyor ve ciddi Amerikan akademisyenleri, Amerikan yüzyılının son bulacağını söylüyor.”
Yunus Emre Erdölen, Musk-Trump savaşını yorumladı: “Bu sadece iki egolu erkeğin mücadelesi değil, Trumpçılar arasındaki Ulusalcı-Küreselci çekişmesinin en büyük cephesi. Bir diğer cephe de İsrail ve İran müzakereleri.”
Ali Bayramoğlu ile Bugünler’de bu hafta: “Erdoğan’a rasyonel gelen topluma öyle gelmese de sahnedeki oyun devam ediyor, kervan da yürüyor. Nedir bu kervan? Milleti hapse atıyor, kayyımlar atıyor, başkanları tutukluyor, gözaltına alıyor ve bir otoriter hamle kanunları kullandığı oranda da banalleşmeye, sıradanlaşmaya başlıyor. Bu ortamda Erdoğan’ın elini güçlendiren, otoriterleşmeyi maskeleyebilecek bir gelişmede dış politik sahada yaşanıyor. Türkiye’nin global güç olması, bu global güç olma halini Erdoğan'ın şahıs olarak taşıması kanaatiyle kuşatılıyor.”
Siyaset bilimci ve yazar Mümtazer Türköne, “Cemaat”in de PKK gibi kendini feshetmesi tartışmaları ve barış sürecini Serbestiyet kanalında değerlendirdi: “’Cemaat’ kendini feshetmeli. Hiyerarşisi ve tepesinde emir komuta eden bir heyetin olduğu bir yapı her şeye açık hale geliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin perspektifinden bakarsanız, böyle bir yapı yabancı servislerin operasyonlarına da açık bir malzeme oluşturur. (Barış süreci) İnfaz düzenlemesindeki yalpalama, sürecin nasıl yürüdüğüyle ilgili fotoğraf veriyor. Sürecin yürümesi için hukuka dönüş gerekli. İktidarın araçlarını kaybedecekleri için ayak diriyorlar.”